AHMET KURUCAN | YORUM
Kanada’da uğradığımız üçüncü şehir Kitchener’di. 2016 sonrası ilk gidişim. Önceki ziyaretimle bu gidişim arasında ciddi değişiklikler gördüm. İnsanlarımız ilk sırada yer alıyor. Önceleri sayıları çok az olan insan kaynağımız, mecburi ve ihtiyari hicretin getirdiği sonuç sayesinde oldukça artmış. Yıllar öncesinde kadınlı erkekli büyük bir evin salonunu ancak dolduran insanımız bu defa o salonun en az 20 misli büyüklüğünde bir konferans salonunu doldurmuşlar; bu bir…
İkincisi; gençlerimiz… İki saat ara ile aynı oranda dolu olan salonda lise ve üniversite seviyesinde gençlerimiz ve anne babaları ile ayrı ayrı beraber oldum. Anne babalarına ve kendilerine kucak açan Kanada’ya, Kanada toplumuna, insanına bir şeyler verebilmenin heyecanını sevinçle müşahade ettim. Sözünü ettiğim heyecanı etten kemikten projelere dökmüşler.
Online aylık bir dergi çıkarmışlar. GRFS Grand River Friendship Society adlı kurumun gençlik organizasyonunun yayını. 2022 Kasım ayında yayınlanmış ilk sayısı. Kültür sanat ve edebiyat dergisi. 23 gönüllü genç, 21 yazar ve 2 editör ile çıkıyor okuyucularının karşısına. Kasım 2022’den bu yana 10 kişiye ulaşmış derginin okuyucu sayısı.
Benim için sağ olsunlar kağıt çıktısını almışlar zahmet edip. Müstakil bir değerlendirme yazısı almaya hak edecek zenginliğe sahip. Yakın bir gelecekte onu da yaparım nasip olursa.
Sonra “Saves” adını verdikleri aile içi şiddete karşı mücadele adına bir proje başlatmışlar. 5 gönüllü kızımız üzerlerinde SAVES yazan t shirt’lerle çıktılar sunum yaptılar salonda bulunan arkadaşlarına. Toplumsal katkı ve her Kanada’lıya güvenli bir çevre oluşturmanın amaçlarını olduklarını söylediler. Aile içinde kadın-erkek, yaşlı-genç şiddet uğrayan kişilerin sayıları hakkında istatistiki rakamlar verdiler. Ne yaptıklarını, neler yapacaklarını anlattılar. Ayakta alkışlanacak bir girişim.
Evet, değer üretiyor bu gençler. Kanada’da yaşıyor olmalarına rağmen Türkçe kültür sanat edebiyat dergisi çıkartabilecek ve yazı yazabilecek kadar dile ve kültüre vakıf olma bir taraftan, Kanada toplumunda sosyal sorumluluk projeleri üretip katkı sunmak diğer taraftan. Gerçekten ayakta alkışlanacak bir davranış. Kahve köşeleri misali köşelerine çekilip sabahtan akşama dedikodudan başka birşey üretmeyenlerin kulakları çınlasın.
Son olarak yetişkinlerle iki saate yakın bir konuşma ve ardından soru cevaplı muhabbetimiz oldu. Konuşmamın konu başlığı “Diyalog ve Entegrasyon” idi. Bu iki kavramın anlam çerçevesini net bir şekilde belirlemek lazım diye başladım konuşmama ve ardından dünyanın değişik ülkelerinin göçmenlik bakanlıkları, Avrupa Konseyi Sosyal ve Ekonomik İşler Bakanlığı, Avrupa Birliği, Göçmenlik Politikası Enstitüsü gibi kurumlar, Stanford başta olmak üzere bazı üniversitelerin entegrasyon adına ortaya koyduğu 8 ana başlığı ve pratik hayatın içinden süzülen somut ölçüleri dile getirdim.
Faydalı olur ümidiyle bu alanları başlıklarını vereyim: Psikolojik Entegrasyon, Dil Entegrasyonu, Ekonomik Entegrasyon, Aktif Vatandaşlık (Demokratik Sisteme Entegrasyon), Sosyal Entegrasyon, Kültürel Entegrasyon, Temel Hizmetlere Erişim/Ulaşım, Yerleşke Entegrasyonu.
Buna bir de bizim ilave ettiğimiz bir başka madde var. Yani toplamda 9 madde. Bu yüzden 8+1 diyoruz bu alanlara. O da Hocaefendi’nin “Asimile Olmadan Entegre Olmak” dediği temel inanç, değer ve pratiklerini koruma. Ölçüleri verme ve örneklendirme bu yazının kapasitesini aşar ama şu kadarını söyleyeyim, bunları anlattıktan sonra herkesin kendisine 9 üzerinden not vermesini istedim. Birkaç kişi 9 maddede yer alan herşeyi hayatına taşıdığını söyledi, 8,5 diyen vardı, 8-7-6…1’e kadar inen bir manzara çıktı ortaya. Aynaya baktı herkes entegrasyon adına. Kendini gördü ve kendi ile yüzleşti. Aynaya bakma gettolaşlamama, izole olmama ya da asimileye maruz kalmama adına zaten ruh kalp ve zihinlerinde taşıdığı düşünce ve duyguları bedenen hayata geçirme noktasında duran insanlarımıza umarım bir katkı sağlamıştır
Hiç unutmuyorum, yıllardır tanıdığım birkaç dostum, arkadaşım yanyana oturuyordu, o tarafa yönelip “Sizin karnenizde kaç yazıyor?” dediğimde aldığım cevap salonu güldürmeye yetti: “Biz grup olarak sınıfta kaldık!”
Hayır kalmadınız, bence bunun farkına varmak bile entegrasyon konusunda bir şeyler yapmak için yeterli olmasa da etkili bir adım.
Bağlayayım; hayat devam ediyor. Ömür dediğimiz bize ayrılan zaman hızla akıp gidiyor ve hayat geçmişe yönelik yaşanmıyor. Windsor, Toronto ve Kitchener ile sınırlı Kanada izlenimlerimi burada sonlandırıyorum. Haddimizin çok çok üstünde bize misafirperverlik gösteren bütün arkadaşlarıma, eski-yeni tüm dostlarıma selamlar, sevgiler ve dualar.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***