(Serbest Görüş) – Dünya genelinde en çok ölüme sebebiyet veren hastalık olan kanserde vakalar artışa geçti. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2022 yılında dünyada 2 milyondan fazla kişiye kanser tanısı konulurken bu rakam Türkiye’de 22 bin civarında gerçekleşti.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Cihangir Akyol, ‘kolorektal’ olarak bilinen kolon ve rektum kanserine dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
BAĞIRSAK KANSERİ TRAFİK KAZASINDAN FAZLA CAN ALIYOR
Kolorektal kanserlerin, kansere bağlı ölümlerin en sık nedenlerinden biri olduğunu belirten Akyol, “Türkiye’de yaklaşık 12 bin civarında vatandaşımızı yıllık kolorektal kansere bağlı ölümlerle kaybediyoruz. TÜİK’in 2022 verilerine göre; 5 bin civarında vatandaşımızı trafik kazalarından kaybetmişiz. Şu perspektiften baktığımızda olay aslında son derece çarpıcı; 1 yılda trafik kazalarında kaybettiğimiz insan sayısının 2 katından fazlasını kalın bağırsak kanseri sebebiyle kaybediyoruz.” diye konuştu.
HAZIR GIDA, BEKLEMİŞ KIZARTMA YAĞI, SALAM, SUCUK…
Kalın bağırsak kanserinin oluşumunda genetik mirasın çok önemli etkenlerden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Akyol, çevresel faktörlerin de önemine dikkat çekti. Beslenme alışkanlıklarının ilk sırada yer aldığını belirten Akyol şu ifadeleri kullandı: ” Yanlış beslenme, özellikle çağımızda çok hazır gıdanın tüketimi, çok fazla kızartma, çok fazla kırmızı et tüketimi, bu kırmızı etlerin yine beklemiş yağlarda kızartılması ve sucuk, salam gibi türlerin sıklıkla tüketilmesi bunun en önemli nedenlerinden bir tanesi. 2’nci en önemli nedeni ise obezite ve bu obezite kalın bağırsak kanseri için de yine önemli bir risk faktörü. Hareketsiz yaşam, insanları daha fazla çalışıp, daha az dinlenmeleri yine bu kanserin gelişiminde önemli rol oynuyor. Sigara ve alkol tüketiminin de yine kolorektal kanserin oluşumunda önemli basamakları oluşturan etkenler arasında yer aldığını söyleyebiliriz.”
‘TARAMA TESTLERİYLE ÖLÜM HIZINI DÜŞÜREBİLİRİZ’
Prof. Dr. Akyol, kolorektal kanserlerin tedavisine ilişkin, “Bu kanserler, tarama testleriyle ölüm hızını düşürebildiğimiz tek kanser türü. Kalın bağırsak kanseri, ‘polip’ dediğimiz küçük oluşumlardan gelişiyor ve poliplerin kansere dönüşümü 6 ila 8 yıl sürüyor. Bunları kolonoskopik taramalarda eğer fark edip, çıkarabilirsek; oluşabilecek bir kanseri çok önceden önlemiş oluyoruz. Dolayısıyla tedaviden daha önemlisi, hastalığı önleyebilmek. Dolayısıyla da hastalığı önleyebiliyoruz. Peki, herkesin kolonoskopi yaptırmasına gerek var mı; hayır. Bunun için Sağlık Bakanlığı’nın da yürütmüş olduğu ‘Gaytada Gizli Kan Projesi’var. Gaytada gizli kan pozitif olan hastalarda kolonoskopik taramayı öneriyoruz. Yine aile hikayesi olanlarda kolonoskopik taramayı öneriyoruz ve 45 yaşın üzerindeki herkesin mutlaka tarama programlarına uymalarını istiyoruz” diye konuştu.
‘ÖNEMLİ OLAN YAKALANMAMAK VE ÖNLEYEBİLMEK’
Kalın bağırsak kanseri ile mücadelede tedavi seçeneklerinin de gün geçtikçe arttığını ifade eden Prof. Dr. Akyol, “Tedavi yöntemleri eskisine göre; her gün çok daha üzerine koyuyor. Cerrahi teknoloji çok ilerledi. Artık ameliyatlar birçok yöntemlerle yapılabiliyor. Daha iyi ameliyatlar yapılabiliyor. Kemoterapide çok gelişmeler var. Bütün bunlar, bize tedavi aşamasında çok artılar sağlıyor; ama yine söylediğim gibi tedaviden daha önemli olan hastalığa yakalanmamak, hastalığı önleyebilmek” dedi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***