(Serbest Görüş) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
31 Mart seçimlerinde gözler her ne kadar İstanbul üzerine yoğunlaşsa da başka bazı şehirlerin sonuçları aşırı merak konusu. Hiç şüphesiz bu şehirlerden biri de Hatay… Sandığın neticesi ne olursa olsun, başkanlığı kim kazanırsa kazansın, 1 Nisan sabahının ‘Hatay yorum ve analizlerine’ sahne olacağına kesin gözüyle bakıyorum.
Diğer adı Antakya olan Hatay çeşitli uygarlıklara ev sahipliği yapmış kadim bir şehir. Her sokağında zamanın eskitemediği üç semavi dinin canlı izlerini bulmak mümkün. Farklı din ve inanç gruplarının bir arada, barış ve huzur içinde yaşadığı hoşgörü şehri Hatay…
Anadolu topraklarına son katılan toprak parçası aynı zamanda. Atatürk’ü hasta yatağından kaldıran son eseri…
Esat rejiminin sultası altındaki Suriye’nin gözü hep Hatay üzerinde. O yüzden Türkiye bu şehirdeki demografik yapıyı çok yakından izler. Yakın zamana kadar özel politikalar da uyguladı. Suriye’den gelen, kavimler göçünü andıran büyük mülteci akınından sonra ne denge kaldı Hatay’da ne de demografik yapı.
Bir yıl önceki depremin yıktığı şehirlerden biri Hatay. Hala acılarını sarabilmiş değil. Küllerinden yeniden doğacak dinamizmi bünyesinde barındıran bir şehir Hatay.
Beni, Hatay denince en çok heyecanlandıran Habibi Neccar’ın şehri olması… Yasin süresinde anlatılan şehrin öte yakasından koşarak gelen kıssanın kahramanı. Kollarını açarak ‘Durun…’ dedi kavmine; ‘Siz aşırılığa sapmış bir topluluksunuz. Sizden herhangi bir ücret istemeyen davetçilere uyun’.
Neccar’a kulak vermediler, ikazı karşısında çok öfkelendiler ve onu taşlayarak şehit ettiler. Bu sahne sık sık gözümde canlanır. Ve bunaldığım zamanlarda Habibi Neccar’ın meydanlara çıkacağını gür sesiyle zulüm ağalarına ‘Durun…’ diye bağırıvereceğini hayal ederim. Hatay’da İslam’dan önce yaşayan Neccar’ın adına inşa edilmiş bir de cami var.
Seçimlere mültecilerden dolayı karmaşık, deprem nedeniyle de yaralı bir şehir olarak giriyor Hatay.
Hatay, bir süredir aday tartışmalarından dolayı siyasetin ana gündemdeydi. CHP önce mevcut Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ı ‘aday’ olarak açıkladı. Kamuoyundan gelen tepkiler üzerine arayışa girdi. CHP adaylarının gövde gösterisi yaptığı programlara davet edilmesi Lütfü Savaş. Reklam filminde yer almadı. CHP’nin yerine yeni bir aday çıkarması beklenirken tekrar ibre Savaş’a döndü. CHP Lideri Özel, Savaş ve partisinin Hatay örgütüne ‘Yeni bir aday belirleyelim’ teklifi gördü. Savaş Özel’in önerisini ret etti. Ve bağımsız adaylık sinyali verdi.
Gelgitlerden sonra Özel, Lütfü Savaş isminde karar kıldı. Dün grup toplantısında gerekçesini açıklarken ‘Bütün anketler değerlendirildi. Hatay’ı ele geçirip demografisini değiştirmek isteyen ve Hatay’ı Hatay olmaktan çıkaracak olanlara karşı, örgütümüzün talebi, inancı ve seyre baktığımızda Hatay’da yola Lütfü Savaş ile devam etmeye karar verdik’ dedi. CHP Savaş konusundaki ısrarına ‘anket sonuçlarını’ dayanak yaptı.
Lütfü Savaş ilginç bir siyasi figür… Politikaya AK Parti saflarından girdi. Hatay’ın güçlü ismi Sadullah Ergin’le yıldızları barışmadı. AK Parti’den ayrılmak zorunda kaldı. Uzun ömürlü siyaset düşünmemesine rağmen Ergin’le girdiği çatışma ve mücadele bu düşüncesini değiştirdi.
2009’de CHP’ye katıldı ve bu partinin adayı oldu. Yerel seçimlerde Sadullah Ergin’le karşı karşıya geldi. Kıran kırana geçen seçimde Savaş, Ergin gibi Ankara destekli bir ismi geçerek sandıktan başarıyla çıkmasını bildi. Siyasi geçmişinin mücadelelerle dolu olmasından mütevellit olsa gerek, onca tartışma, itiraz ve tepkilere rağmen sonuna kadar direndi, pes etmedi.
Savaş adaylığı tabiri caizse – ki caizdir – söke söke aldı. Eğer Özel’e bir çıkış kapısı bıraksaydı CHP’nin tercihi kuşkusuz başka bir isim olurdu. Bağımsız girmesi durumunda CHP’nin Hatay’ı kazanması mümkün değildi. Eğer 31 Mart’ta sandıktan ‘Lütfü Savaş çıkmazsa’ CHP’nin çiçeği burnunda genel başkanı Özel’in önüne bunun faturası konur, başı derde girer.
En başta parti içinde sabırsızlıkla seçim akşamını bekleyen ‘Biz demiştikçiler’ kazan kaldırır. Bu yüzden Hatay sonucu en çok merak edilen şehirlerden biri haline geldi. 31 Mart’ta sadece Lütfü Savaş değil, Özgür Özel de oylanacak.
Hatay’ın sonuçları AK Parti açısından da değerlendirilecek. Hatay AK Parti’nin ve içinden çıktığı milli görüş hareketinin yerel düzeyde başarılı olduğu bir şehir değil. 31 Mart seçimini kazanabilmesi için tek umudu solun kendi içinde bölünmesi… TİP Gökhan Zan gibi spor kökenli medyatik bir ismi aday gösterdi. Hatırlatmak isterim ki Silivri’de mahpus Can Atalay’ın da milletvekili seçildiği il Hatay’dı.
Ben daha çok Hatay seçmeninin AK Parti Hükümeti’nin deprem politikalarına vereceği cevabı merak ediyorum.
Depremin yıktığı geçmiş ile gelecek hayalleri arasında Hatay halkı acaba nasıl bir tablo ortaya koyacak? Deprem bölgesinin diğer şehirlerine egemen olan ‘Yaparsa AK Parti yapar’ anlayışı Hatay’da benzer biçimde karşılık bulabilecek mi?
Özellikle de Erdoğan’ın siyaset tarihine geçen ‘Merkezi yönetimle yerel yönetim el ele vermezse, dayanışma halinde olmazsa o şehre herhangi bir şey gelmez. Hatay’a geldi mi? Şu anda Hatay garip kaldı’ şeklindeki sözlerinin Hatay üzerindeki etkisine bakılacak.
31 Mart’ta acaba Hatay halkı Erdoğan’a hak mı verecek, yoksa devletin tepesinden gelen tehdide meydan mı okuyacak?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***