(Serbest Görüş) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
MHP Lideri Devlet Bahçeli iki gün önceki konuşmasında ilginç bir cümle kullandı: ‘CHP ile DEM’in ayrı ayrı aday belirlemesi sinsi bir oyundur. CHP demek DEM demektir’. Kastettiği daha çok İstanbul olmalı. Yerel seçimin merkez üssü İstanbul çünkü. İstanbul bir yana Türkiye bir yana…Bütün partiler İstanbul’a yükleniyor.
Hatırlanacağı üzere önce sürpriz şekilde Başak Demirtaş adaylık çıkışı yaptı. Parti ile uzlaşarak adaylığını geri çekti. Demirtaş’ın ne hamlesi tam anlaşılabildi ne de vazgeçmesi… Herkes kendisine göre senaryolar yazdı.
DEM yönetimi uzun uzun tartıştıktan sonra İstanbul’da aday çıkarmaya karar verdi. İki güçlü ismi kamuoyuna duyurdu; Meral Danış Beştaş ve Murat Çepni… Beştaş ve Çepni’nin düşük profilli olduğu söylenemez. Her ikisi de vitrine çıkmış, milletvekilliği yapmış, yüzleri bilinen, isimleri tanınan, ekranlarda parti görüşlerini savunmuş kişiler. Çepni’nin Karadeniz kökenli olması özellikle dikkat çekici. İstanbul’da hemşericilik unsurunun oy tercihinde etken olduğu ortada.
Bahçeli’nin o cümlesini iki gündür düşünüyorum, CHP ve DEM’in ayrı ayrı aday çıkarması nasıl bir sinsi oyun olabilir? MHP Lideri neyi kastetmiş olabilir acaba? Bahçeli DEM’in aday çıkarmasına karşı mı? CHP ile DEM’in ayrı ayrı değil birlikte seçime girmesinden yana mı?
Daha sonraki açıklamalarına baktım, bilmece gibi cümleyi çözecek ipuçları bulamadım. Kapalı, imalı, şifreli mesajları deşifre etmekte yetenekli olduğumu söyleyebilirim. Siyasetçilerin konuşmalarındaki satır aralarını iyi okuduğumu düşünüyorum. Fakat Bahçeli’nin o cümlesinin içinden çıkamadım. Tabii ciddiye alırsak… Ki almamız gerekiyor. Ülkenin gidişatında en etkili aktörlerden biri. Yoksa ‘Politikacı sözüdür’ der geçerdim.
DEM aday çıkarmasaydı, CHP’ye açıkça destek vermiş olurdu. Ekrem İmamoğlu’nun işini oldukça kolaylaştırırdı. AK Parti’nin keskin muhalifi olduğu bilinen DEM’in tabanı oylarını İmamoğlu için kullanırdı. Bir önceki yerel seçimlerde yaşandığı gibi. İşte o zaman Bahçeli’nin sözü anlam kazanırdı. CHP ile DEM arasında iş birliğinden ve bir ‘sinsi oyundan’ söz edebilirdi. Ama durum tam tersi.
Aday çıkarmanın nesi sinsi oyun?
‘Her ceviz yuvarlaktır fakat her yuvarlak ceviz değildir’ çıkışı bir vecize olarak herkesi tebessüm ettirdi. Ve bir mizah cümlesi olarak siyaset tarihinde yerini aldı. Bu tip espriler gergin ve sert ortamı yumuşatır. Yumrukların sıkılmasındansa yüzlerin gülmesi iyidir. Hele gerilim yüklü Türk siyasetinde ve seçim sürecinde.
Bahçeli sağ olsun o sert konuşmasının arasına zaman zaman esprili cümleler serpiştiriyor. Dün grupta milletvekillerine seslenirken benzer cümleler kullandı. Özgür Özel’i kastederek ‘Harman yeri dişlemesin, çalı gibi gezmesin’ dedikten sonra şunları söyledi: ‘Biz çayı severiz, sağlık açısından ve doktorların tavsiyesine uyarak açık olursa daha da severiz. Ancak demin çayda, gemin atta olmasını bekleriz’.
DEM ismi galiba Bahçeli’nin çay zevkini de bozmuş. Ankara’da herkes bilir ki Devlet Bey çayı demli içer. Acaba HADEP ismini DEM olarak değiştirdikten sonra Bahçeli açık çay içmeye başladı? Pek ihtimal vermem. Sadece retorik olmalı. Zira her türlü dem Bahçeli’nin vazgeçilmezidir. ‘Demin çayda olmasını bekleriz’ diyor zaten. Doğrusu da bu. Çay iyi demlenirse çaydır. Yoksa sıcak sudur.
HADEP, DEM adını alarak çayın tadını mı bozdu yoksa?
Burada bir parantez arası yapayım, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın dediği gibi ‘dem’ Farsça kan demek değildir, Arapça’da da kan anlamına gelir. İranlılar ‘kan’a, hun derler. Kan dökücü anlamına gelen ‘hunhar’ kelimesi de hundan türemedir. Yazarınız bir ara kelimelerin etimolojisine yani kökenlirine fena taktı. Ve ne bulursa – sözlük dahil – okudu.
Neyse meselemiz, dem veya kelimeler değil. Bahçeli’nin ‘sinsi oyun’ cümlesindeki kodları çözmek. Videoda konuşmasını defalarca izledim. İrticalen konuşmamış… Cama bakarak okumuş. Yani yazılı metin söz konusu. – Ah, Devlet Bey bir zamanlar ‘prompterdan konuşmalara’ ne laf ederdin – Dolayısıyla bir dilinin sürçtüğü ve anlamını düşünmeden cümle kurduğu söylenemez. Düşünülmüş, planlanmış bir cümle…
Bahçeli’nin cümlesini çözmeye çalışmak beyhude uğraş, beynin sigortalarını attırmaya değmez. ‘Herhalde’ diyorum; ‘Maksat eleştirmek olsun. Nasıl olsa tabanın da toplumun da anlamaya çalışmak, sorgulamak gibi bir derdi yok. Baksanıza CHP-DEM ilişkisi ne kadar tüketilmiş olursa olsun hala alıcı buluyor. Cumhur ittifakı, başta CHP olmak üzere muhalefet partilerini terör ile irtibatlandırarak kaç seçim kazandı. Uysa da olur uymasa da…’ diye değerlendirmek en iyisi.
İktidar ortağı bir parti liderinin daha anlamlı ve dikkatli cümleler kullanması gerekmez mi? Gerekir de… Tencere kapak birbirine uyuyorsa sana bana ne oluyor ki… ‘Türk siyasetinin geldiği nokta’ de geç…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***