Almanya’nın Hanau kentinde dokuz göçmen kökenlinin öldürüldüğü, ırkçı saiklerle gerçekleştirilen katliamın dördüncü yıl dönümünde, federal koalisyon hükümetinin önde gelen isimleri önemli açıklamalarda bulundu.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Pazar günü yaptığı açıklamada, “Dört sene önce Hanau’da yaşanan ırkçı terörün uyarısı daha güncel olamazdı” diyerek, bir süredir ülke gündeminde olan, aşırı sağcı yapılanmaların, yabancı kökenlileri tersine göçe zorlama fikirlerine göndermede bulundu. Faeser mesajında, Almanya’daki “Tüm demokratik güçlerin, ülkemizdeki çok sayıda insan için bir tehlike olan aşırı sağcılığı ciddiye alması ve harekete geçmesi gerektiğini” vurguladı.
Federal Hükümet’in Ayrımcılıkla Mücadele Sorumlusu Ferda Ataman da, Funke Medya Grubu’na verdiği röportajda, Alman devletinin Hanau saldırısı mağdurları ve kurban yakınlarına yönelik tavrını eleştirerek, “Ne yazık ki Almanya’nın bu konuda şu ana dek başarısız olduğunu dile getirmek gerekiyor” dedi. Hessen Eyalet İçişleri Bakanı’nın, bugüne dek, “Polisin belgelenmiş hataları” ile ilgili bir özür dilemediğini belirten Ataman, Hanau’un merkezindeki pazar meydanında da, katliamda hayatını kaybedenlerin anısına hala resmi bir anıt yapılmadığını hatırlattı.
“Yeni bir biz” çağrısı
Almanya’da federal koalisyon hükümetini oluşturan üç partiden ikisi olan SPD (Sosyal Demokrat Parti) ile Yeşiller’e mensup üst düzey siyasetçiler, aşırı sağcı güdülerle işlenen Hanau saldırısının dördüncü yıl dönümünde, ülkede “yeni bir biz” duygusu yaratılması gerektiğini ifade etti.
SPD Genel Başkan Yardımcısı Serpil Midyatlı ve Yeşiller Genel Başkan Yardımcısı Pegah Edalatian, t-online portalı için kaleme aldıkları bir yazıda, Alman göçmen toplumunun ülke için bir yük olmadığını ifade ederek, “Bu değerlidir ve Almanya’daki insanların çoğunluğu da bunu böyle görüyor” dedi.
Tüm demokratik partilerin, “ülkedeki çoğunluğun tavrını benimsemek” gibi bir görevlerinin olduğunu savunan Midyatlı ve Edalatian, siyasi partilerin de, “daha fazla göçmen kökenli insanın” siyasete katılması için kendini geliştirmesi ve açması gerektiğini belirtti. Anayasa düşmanlarına karşı ise, “Hukuk devletinin tüm araçlarının” harekete geçirilmesinin zorunlu olduğunu vurgulayan siyasiler, buna ek olarak Demokrasiyi Teşvik Yasası’nın bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiğini ifade etti.
Ortak makalelerinde, “Göçmen kökenli çok sayıda insan son aylarda, zaman zaman kabaca yürütülen tartışmalardan rahatsız” diyen SPD ve Yeşiller’in genel başkan yardımcıları, bu bağlamda iltica hukuku ve sınır dışı uygulamalarının sertleştirilmesi yönünde “sürekli dile getirilen yeni önerileri” örnek göstererek, “Burada amaç, güveni yeniden kazanmak olmalıdır” dedi.
Hanau’da sessiz anma törenleri
Irkçı katliamın yıl dönümünde Hanau’un merkez mezarlığında, Hessen eyalet yönetim ile Hanau kent idaresi temsilcilerinin katılımıyla gün içinde anma töreni düzenleniyor. Kurban yakınlarının talebi doğrultusunda söz konusu törende siyasi konuşmalar yapılmayacak.
Hanau Belediye Başkanı Claus Kaminsky’nin yanı sıra, Hessen Eyalet Başbakan Yardımcısı Kaweh Mansoori ve Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in çelenk bırakacağı törende bir imamın dualar edeceği bildirildi. Akşam saatlerinde ise dört yıl önce saldırıların yapıldığı yerlerde anma törenleri yapılacak. Cumartesi günü Hanau kent merkezinde düzenlenen Hanau katliamını anma gösterisine yakşalık 5 bin kişi katılmış ve burada ırkçılık ile aşırı sağcılığa karşı sloganlar atılmıştı.
19 Şubat 2020’de, olay sırasında 43 yaşında olan aşırı sağcı Tobias R. tarafından, Hanau’da iki farklı kafeye düzenlenen silahlı saldırıda, Said Nesar Hashemi, Hamza Kenan Kurtoviç, Ferhat Unvar, Sedat Gürbüz, Fatih Saraçoğlu, Gökhan Gültekin, Vili Viorel Paun, Mercedes Kierpacz ve Kaloyan Velkov hayatını kaybetmişti. Katil olayın ardından annesini de öldürdükten sonra silahıyla kendini vurarak intihar etmişti. Katilin babası ise, saldırıların meydana geldiği bölgenin yakınlarında yaşamına devam ediyor.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***