Adalet Bakanlığı’nın, “Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) Gereğince Görevlendirilen Müdafi ve Vekillere Yapılacak Ödemelere İlişkin 2024 Yılı Tarifesi”ndeki artışı az bulan Diyarbakır Barosu, dezavantajlı gruplar hariç, zorunlu avukat atamasını durdurma kararı aldı.
15 Ocak’ta Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren CMK 2024 tarifesine tepkiler devam ediyor. Tarifeye ilk tepki gösteren barolardan Diyarbakır Barosu, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun sanık ve mağdurlar için avukat görevlendirme işlemlerinin tamamen elektronik ortamda yapılması ve kayıt altına alınmasını sağlayan Otomatik CMK Atama Sistemi’nin (OCAS) kapatmasının ardından, zorunlu avukat atama işlemini, dezavantajlı gruplar hariç, askıya alma kararı aldı.
Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, OCAS’nin kapatılmasının ardından iyileştirme yapılmadığı vurgulandı.
CMK sistemine kayıtlı 871 avukatla anket yapan baro yönetimi, zorunlu avukat atamasını durdurdu. Baro yönetim kurulu toplantısında alınan kararlardan bazıları şöyle:
“1. 13.01.2024 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan 2024 yılı CMK Ücret Tarifesi’nin, günün ekonomik koşulları ve 2024 Yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nde (AAÜT) aynı işler için öngörülen ücretler nazara alındığında oldukça düşük kaldığı ve angaryaya dönüştüğü dikkate alınarak, tarifenin iyileştirilmesi için Adalet ve Maliye bakanlıkları nezdinde görüşmelerin olumlu bir sonuç alıncaya kadar sürdürülmesi için girişimlerde bulunulmasına,
2. CMK görevlendirmelerine yönelik ücret tarifesinde meslek onuruna yakışır bir iyileştirmeye (ücretlerin günün ekonomik koşullarına uygun ve AAÜT tarifesi ile uyumlu bir seviye getirilmesi, zorunlu müdafilik hizmetlerinde KDV oranlarının yüzde 1 indirilmesi gibi) yönelik somut adım ve girişimin başlamasına kadar; dezavantajlı gruplara yönelik savunma hakkını da gözeterek çocuklar, engelliler ile şiddet ve istismar mağduru kadınlar dışında görevlendirmelerin 23.02.2024 Cuma günü itibariyle durdurulmasına karar verilmiştir.”
Bugün saat 17’den itibaren uygulanacak karar kapsamında çocuklara ve kadınlara yönelik şiddet ve istismar dosyaları kapsamın dışında tutuldu.
“Meslekte yeni avukatların temel geçim kaynağı, CMK ve adli yardım sistemidir”
Kararı VOA Türkçe’ye değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, mesleğe yeni başlayan avukatların temel geçim kaynağının CMK ve adli yardım sistemi olduğuna dikkat çekti.
Zorunlu avukatlık hizmetlerinde ciddi bir iyileştirme beklentisi olduğunu ifade eden Eren, yapılan artışın beklentilerin altında kaldığını söyledi.
Avukatların emeklerinin değersizleştirildiğini savunan Eren, “Normal avukatlık asgari ücret tarifesine göre bir ağır ceza mahkemesinde aynı bakanlığın onayladığı tarifede ücret 29 bin lirayken, siz CMK’dan yani zorunlu müdafilikten aynı hizmeti verirken ödenen ücret7 bin lira. Vergiler kesildikten sonra elinizde 5 bin TL gibi çok cüzi bir ücret kalıyor. Avukatların icra ettiği bu görev maalesef angaryaya dönüştü . Zorunlu bir görev olmakla beraber, iktidar tarafından bu emeğin sömürüldüğü inancındayız. Bizler savunma, adil yargılanma hakkını önemseyen kurumlarız ama bunu önemserken ortaya koyduğumuz emeğin de bu kadar değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz” dedi.
Eren, yeni bir iyileştirme yapılmadığı sürece, yetişkinlere yönelik görevlendirme taleplerini karşılamayacaklarını ifade ederek, “Bir yandan kamu hizmeti deniyor ama düşük ücretler veriliyor. KDV’ye tabi olmasın, gelir vergisine tabi olmasın. Bu alanda yapılacak bir iyileştirme düzenleme bile bizlerin bugünün koşullarına göre kabul edeceği bir düzenlemeydi. Ama maalesef o bile yapılmadı” diye konuştu.
“KDV oranı yüzde 1’e indirilsin, tarife yılda 2 kez yayınlansın”
Türkiye Barolar Birliği’nin CMK’dan sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Ali Bayram ise yaşanan sorunun temelinin eskiye dayandığını dile getirdi.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Bayram, verilen ücretlerin, avukatların harcadığı zaman ve mesainin karşılığı olmadığını savundu. Tepkilerine sadece Diyarbakır Barosu’yla sınırlı kalmaması gerektiğini ifade eden Bayram, verilen hizmetin önemini şu cümlelerle anlattı:
“Türkiye’de yaşanan hak ihlalleri nedeniyle daha önce özellikle kollukta işkence ve yasak sorgu yöntemlerinin kullanılması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’neTürkiye aleyhine birçok dosya taşınmıştı. Türkiye, aleyhinde verilen hak ihlali kararlarından sonra zorunlu müdafilik ya da vekillik görevlendirilmesini kendi hukuk sistemine koymuştu. Bu hukuki adli yardımı barolar ve avukatlar vermektedir. Yani bu, yurttaşın da temel hak ve özgürlüklerinden yararlanabilmesi için son derece kıymetli bir hizmet, avukat için angaryaya dönüşmemesi gerekir Hem Türkiye’nin insan hakları karnesinin, imajının gerçekten düzeltilmesi açısından, hem de adil yargılamanın yapılabilmesi ve soruşturma işlemlerinin daha şeffaf sağlanabilmesi ve avukatlar tarafından üçüncü bir göz tarafından denetlenebilmesi açısından son derece kıymetli bir hizmet.”
Sonuç verebilmesi için eylemlere bütün baroların katılması gerektiğini belirten Bayram, “Bir baronun bu eylemi gerçekleştirmesi sistemin tamamen kilitlenmesini sağlayamayacağından, o ille sınırlı kalacağından bence çok ciddi bir karşılık bulabilme ihtimali yok. Bütün baroların bu konuda verecekleri ortak bir karar, belki hükümetin bu tarifeyi yeniden gözden geçirmesinin, revize etmesinin önünü açabilecektir” şeklinde konuştu.
Bayram, avukatlara yapılan ödemelerden yapılan yüzde 20 KDV kesintisinin yüzde 1’e indirilmesi ve tarifenin yılda iki kez yayınlanmasını da önerdi.
Tarifedeki artış ne kadar?
Tarifeye göre soruşturma evresinde, sulh ceza hakimliklerinde, asliye ceza mahkemelerinde, ağır ceza mahkemelerinde, çocuk mahkemelerinde, icra ceza ve fikri ve sinai haklar ceza mahkemesinde ve infaz hakimlikleri, bölge adliye mahkemelerinde takip edilen işler ile Yargıtay’da görülen duruşmalı davalar için verilecek ücretlerde yüzde 58,40 oranında artış öngörülüyor.
Türkiye Barolar Birliği (TBB) 13 Ocak’ta, kendilerine görüş soran Adalet ve Maliye bakanlıklarının öngördüğü yüzde 61,99 artışı yeterli bulmadığını açıklamış ve tarifenin iptali için Danıştay’a başvurmuştu.