Yerel yönetimlerdeki plan ve projelerini içeren yerel seçim bildirgesini açıklayan Halkları Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), ‘yerel yönetimlerde siyasi, idari ve mali özerklik’ için mücadele edeceğini açıkladı.
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılması için mücadele yürüteceklerini açıklayan DEM Parti yönetimi, eş başkanlık ve çok dilli belediyecilik vaatlerinde bulundu.
Bir yandan adaylarını açıklayan DEM Parti yönetimi diğer yandan da seçim vaatlerini seçmenlerle paylaşıyor. DEM Parti yerel yönetimleri kazanmaları halinde izleyecekleri politikaları içeren “Yerel Seçim Bildirgesi”sini kamuoyuyla paylaştı.
“Yerel demokrasi ile özgür kentlere” başlıklı bildirge Eş Genel Başkanlar Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan tarafından açıklandı. Toplantının yapıldığı salonda, protokoldeki boş bir koltuğa, adaylığı açıklanan ve halen tutuklu bulunan eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkan adayı Gültan Kışanak’ın fotoğrafı bırakıldı. Ayrıca salonda bulunan bazı izleyiciler de Kışanak’ın fotoğrafını taşıdı.
Özerklik ve Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı vurgusu
Kürt siyasetinin yerel yönetin deneyimlerine de yer verilen bildirgenin vaatler bölümünde Kürt siyasetinin çözüm sürecinde sıkça gündeme getirdiği özerkliğe vurgu yapıldı. DEM Parti adaylarının yerel yönetimlere seçilmeleri halinde, hayata geçirmek için mücadele edecekleri bazı konular bildirgede şöyle yer aldı:
“DEM Parti Yerel Yönetimleri;
-Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na ve diğer evrensel hukuk anlaşmalarına konulan çekincelerin kaldırılmasını savunur ve bunun için mücadele eder.
-Yerel ekonominin örgütlendirilmesi için çalışmalar yürütür.
-Belediyeciliği cinsiyetçi ve hiyerarşik yaklaşımlardan kurtarmayı önceler.
-Sosyal yaşam içerisinde engellilere, yaşlılara, çocuklara ve dezavantajlı duruma getirilen gruplara öncelik verir.
-Halkların kendi kültürlerini özgürce yaşamasını temel önceliklerinden biri olarak görür.
-Çok dilli belediyeciliği savunur.
-Yerel yönetimlerde siyasi, idari ve mali özerkliği savunur.”
Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı nedir?
Mahalli İdareler Avrupa Antlaşması olarak da bilinen Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, Avrupa Konseyi tarafından imzaya açılan, yerel yönetimlerin merkezi otoriteden özerkliğini garanti eden bir anlaşma. Türkiye, 1988 yılında imzaladığı anlaşmaya bazı çekinceler koydu. Türkiye, anlaşmanın, yerel yönetimlerin iç idari örgütlenmelerini kendi organlarınca belirlemesi, merkezi vesayetin azaltılması, mali özerklik kapsamında yerel yönetimlere hareket özgürlüğü ve esneklik tanınması, uluslararası alanda yerel makamlarla işbirliği yapmaları ile uluslararası birliklere katılma hakkının tanınması ve yargı yollarına başvuru hakkının genişletilmesi gibi konuları içeren maddelerine çekince koydu.
Çocukları için anadilde kreş vaadi
Bildirgede yerel yönetimlere seçilmeleri halinde DEM Partili yöneticilerin köy ve mahalle meclislerinin kurulmasını teşvik edeceği vurgulandı. Çocuklar için anadilde kreşler açılacağına dikkat çekilen bildirgede
“- Yerel yönetimlerde kadınların eşit katılımını sağlamayı, kadın kentleri yaratmayı,
-Her yurttaşın barınma hakkını savunur, doğayla uyumlu, depreme ve afetlere dirençli konut inşa etmenin yerel yönetimlerin temel görevlerinden biri olduğunu,
-Belediye meclisleri ve il genel meclislerinin politika üreten, denetim görevi yapan ve halkın eğilimleri ile taleplerini yansıtan bir kurum olarak görev yapmasını,
-Çocuklar için anadilinde eğitim veren kreşler açmayı,
-Farklı halkların ve inançların yerel yönetimlerde temsil edilmesini ve kültürel ihtiyaçlarının karşılanmasını savunuyoruz” gibi vaatlere yer verildi.
Köy, mahalle ve kent meclisleri ile kadın ve gençlik meclislerinin yaygınlaştırılacağı ifade edilen bildirgede “Meclis toplantılarını halka açık yapacağız ve demokratik kitle örgütlerinin toplantılara katılımını sağlayacağız” denildi.
Eş başkanlık sistemine devam etme vaadi
Kürt siyasetinin uzun yıllardır belediyelerinde uyguladığı eş başkanlık sistemi de bildirgede yer aldı. Sistemin, resmiyeti olmasa da, uygulamada süreceğine işaret edilen bildirgede, kadınlar için şu vaatler yer aldı: “Kadın politikalarının etkin bir şekilde uygulanabilmesi için Kadın Politikaları Daire Başkanlıkları ile Kadın Politikaları Müdürlüklerini yeniden açacağız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü çalışan kadınlar için idari izin; tüm kadınlar için ise ücretsiz ulaşım günü ilan edeceğiz.”
Çok dilli belediye hizmetleri
Kürt siyasetinin yönettiği belediyelerde daha önce uygulanan çok dilli belediyeciliğin süreceği de vaatler arasında yer aldı. Bildirgede çok dilli belediyecilikle ilgili şu vaatlere yer aldı:
“- Çok dilli masal kitapları, çocuk oyunları ve resimli sözlüklerin kullanıldığı kreşler, kurslar ve kütüphaneler kuracak; çok dilli kültürel projeleri yeniden hayata geçireceğiz.
-Belediyelerimizin yazışma, duyuru ve basın açıklamalarını çok dilli yapmaya devam edeceğiz.
-il Koruma ve Geliştirme Müdürlükleri kurarak Kürtçe, Süryanice, Ermenice, Arapça ve farklı yerel dillerin korunup geliştirilmesi için çalışmalar yürüteceğiz.
-Kentleri, mahalleleri, köyleri, sokakları ve caddeleri çok dilli isimlendirmeye devam edeceğiz. Kamusal alanlardaki panoların ve tabelaların çok dilli olmasını sağlayacağız.
Bildirgede ayrıca, kuraklık haritalarının çıkarılacağı ifade edilerek, iklim dostu kentler yaratmak için fosil yakıt kullanımını sıfırlamak üzere harekete edileceği belirtildi.
KHK ile ihraç edilenlerin yeniden istihdam edileceğini belirten DEM Parti, mültecilerin rahat yaşamasının şartlarının oluşturulacağını da belirtti.