Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nde (DEM Parti) 31 Mart yerel seçimlerine Türkiye’nin her yerinde kendi adaylarıyla girme kararıyla ilgili tartışmalar sürüyor.
Doğu illerinin yanısıra Ankara, Antalya, Bolu, Kayseri, Kocaeli, Konya ve Samsun’da kendi adaylarıyla seçime katılacağını duyuran DEM Parti, en son İstanbul’da da kendi adayıyla seçime girme kararı aldı.
Türkiye’nin batı illerindeki 27 ilçede de DEM Parti yerel seçimde işbirliği yapmayacağını açıklamıştı. Bu ilçeler arasında İzmir’de DEM Parti’nin seçimin sonucunu etkileme gücü olan Menemen, Torbalı ve Bayraklı da bulunuyor.
DEM Parti’nin öncülü konumundaki HDP, 31 Mart 2019’daki yerel seçimde, İzmir’de büyükşehir ve ilçelerde aday çıkarmayarak CHP’li adaylara destek olmuştu. Ancak İzmir’de CHP’li mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yeniden aday gösterilmemesi, DEM Parti’nin kentte aday çıkarmayı yeniden değerlendirdiği yorumlarına yol açmıştı.
Ancak gelinen aşamada birçok ilde CHP-DEM Parti arasında görüşmelerin sonuçsuz kalmasına rağmen, yerel seçimde işbirliği için İzmir’de DEM Parti açısından kapılar kapanmış değil.
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan DEM Parti İzmir İl Eş Başkanı Mehmet Kuruş, İzmir’de seçim işbirliğiyle ilgili “Henüz çalışmaların devam ettiği yönünde algılarımız var. Bu, kesin somut bir bilgiye dayanmamakla birlikte bizim niyetimizi de İzmir’de yaşayan halkların niyetini de beyan eden bir yaklaşım” dedi.
İzmir’de CHP ile AK Parti arasında yarışın at başı gittiği ilçelerin de aralarında olduğu 12 ilçede seçimin kaderini değiştirebilecek güçte olduklarını belirten Kuruş, “kaybettiren parti” olmak istemediklerini söyledi.
VOA Türkçe: 31 Mart yerel seçiminde İzmir özelinde DEM Parti’nin tavrı nedir?
Mehmet Kuruş: DEM Parti daha önce eş genel başkanlar ve parti sözcümüz vasıtasıyla Kürt illerinde kendi adaylarıyla seçime gireceğini ancak metropollerde mümkünse siyasal taleplerini karşılayabilecek, partinin ilkelerine partinin istediği doğrultuda cevap verebilecek siyasal partilerle işbirliği yapacağını deklare etmişti. Partimizin seçime ilişkin yaklaşımı; Kürt illerinde kendi adaylarıyla seçime girmek, mümkünse metropollerde faşist, ırkçı adayların aday gösterildiği yerler dışında ittifakı örmek.
VOA Türkçe: İzmir’de yerel seçimlerde işbirliği için hala görüşmeler sürüyor mu yoksa kapılar kapandı mı?
Mehmet Kuruş: İşbirliğine tamamen kapandığını söyleyemeyiz. Henüz çalışmaların devam ettiği yönünde algılarımız var. ‘Algı’ diyorum çünkü bu, kesin somut bir bilgiye dayanmamakla birlikte bizim niyetimizi de İzmir’de yaşayan halkların niyetini de beyan eden bir yaklaşım.
Biz burada şayet güçlü bir işbirliği çıkarırsak buradaki yerel yönetimlerle ilgili problemlere, demokratik problemlere çok daha güçlü bir cepheden cevap üretmiş olacağız. Şayet olmazsa ilkeli ve siyasal talepleri karşılamayan bir ittifak söz konusu olursa biz Türkiye’nin her tarafında olduğu gibi İzmir’de de kendi adaylarımızla seçime girmeye hazır olduğumuzu söylemek isteriz.
Yani bize genel merkez tarafından halihazırda iletilmiş, somut bir bilgi yok. Biz bunu, görüşmelerin sürdüğü biçiminde okumak istiyoruz. Çünkü İzmir, farklı halkların, farklı kültürlerin birarada yaşadığı, geleceği belirleyecek toplumsal politikaları, ekolojik politikaları birlikte üretmek isteyen insanların birarada yaşadığı bir kent. Kangrenleşmiş problemleri olan bir kent. İnsanların kendisini Türkiye’nin diğer yerlerinden farklı bir biçimde, modern dünyaya açılan eşiğin merkezinde hissettikleri, bu açıdan sosyal ve politik yaşam açısından da daha rahat ve özerk hissettikleri bir bölge.
Buranın kendisine özgü problemlerine cevap verebilecek daha çoğulcu bir yapı üretme açısından burada demokratik güçlerle bir ittifak zemini oluşursa burada yaşayan bütün halkların lehine olur.
VOA Türkçe: Şu an İzmir’de hem AK Parti hem de CHP adaylarını açıkladı. Dolayısıyla bundan sonra bir işbirliğinin zemini ne olabilir?
Mehmet Kuruş: Biz halihazırda kendi adaylarımızı deklare etme yöntemini seçmedik. Fakat bu, kendi adaylarımızı belirleme amacıyla fizibilite çalışması yapmadığımız ya da çok ciddi çıkış yapacak bir zemin üretme konusunda yetersiz olduğumuz anlamına gelmemeli.
Biz çok ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Bütün ilçelerde halk buluşmaları gerçekleştirerek, bu sürece en güçlü cevap verebilecek hem politikalar hem de adaylar üretmeye devam ediyoruz. Netice itibariyle biz bir siyasal partiyiz. Olasılıkları dikkate almak gibi tarihsel bir zorunluluğumuz da söz konusu.
VOA Türkçe: İzmir’de HDP’nin geçen yerel seçimde destek verdiği mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yeniden aday gösterilmeyip Cemil Tugay’ın aday gösterilmesi, DEM Parti’nin işbirliği yaklaşımını nasıl etkiledi? CHP’nin aday açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Kuruş: Biz İzmir’de DEM Parti il yönetim kurulu olarak, şayet ırkçı ve faşist değilse, katı ulusal duygulara sahip değilse, belli topluluklara, halklara, inançlara mesafeli bir politik yaklaşım benimsememişse, adaylar üzerinde bir tartışma yürütmeyi çok doğru bulmadık. Genel merkezin bu konudaki politikalarına tabi olan bir duruşu sergilemeyi daha ilkeli bulduk. Bugüne kadar geliştirdiğimiz politikada tek bir aday ismi zikretmek ya da herhangi bir adayı işaret etmek gibi bir yaklaşım geliştirmedik.
Bizim önceliğimiz temel politik taleplerde bir uzlaşma zemini yaratmak ve bunun mutlaka ilke üzerinden hayata geçmesini sağlamak. Örneğin halka karşı şeffaf ve açık olmak. Gizli saklı bir ittifak Türkiye’de yaşanan problemlere cevap üretemez.
VOA Türkçe: DEM Parti İzmir’in üç ilçesinde (Torbalı, Bayraklı ve Menemen) kendi adaylarıyla seçime gireceğini duyurmuştu. Örneğin; Menemen’de 14 Mayıs’taki genel seçimlerde Yeşil Sol Parti’nin oy oranı yüzde 13,9 oldu. Bu yerel seçim sonucunu etkileyebilecek bir oran ancak seçimi kazanmaya yetmiyor. DEM Parti’nin güçlü olduğu ilçelerde seçimi kazanamazsanız “CHP’ye kaybettiren olma” riskini göze alabilecek misiniz?
Mehmet Kuruş: Biz 12 ilçede son derece güçlü olduğumuzu söyleyebiliriz. 12 ilçede oyumuzun stratejik olduğunu söylemekte bir sakınca görmüyorum. Üzerinde titizlikle çalıştık. Menemen’de 14 Mayıs 2023 seçimlerinde yüzde 14’e yaklaşan bir oy oranımız var. Fakat 2018’deki (genel) seçimlerde yüzde 20’yi geçen bir oy oranı söz konusuydu. Kimi politik nedenlerle bazı dönemlerde tabanı bir bütün olarak yerel seçimlerde konsolide etmek mümkün olmuyor.
Şunu çok açık yüreklilikle ifade ediyorum, çok ciddi bir çalışmayla İzmir’de DEM Parti’nin oylarını yüzde 20’ye yaklaştırmak mümkün. Menemen’de gerçekte görünenden çok daha güçlü olduğumuzu söylemek isterim. Sadece Menemen değil, Torbalı, Bayraklı, Çiğli, Karabağlar, Buca, Konak, Narlıdere, Gaziemir, bu ilçeler de oylarımızın yüksek olduğu yerler.
Örneğin; çok kıyıda bir ilçe olarak görünen Bayındır’da da seçim sonuçlarını etkileyebilecek güce sahibiz. Hakeza Foça ve Dikili’de de. Biz temel politikamızı, “kaybettirmek” üzerine kurgulamak istemiyoruz, bunun çok doğru bir yaklaşım olduğunu söylemek de bu süreçte mümkün değil.
Biz kazanmayı esas alan ve Türkiye halklarına kazandırmayı esas alan bir politikanın yanında kendimizi tarif ediyoruz. İzmir halkının kazanabileceği güçlü bir seçimin yine İzmir halkıyla birlikte üretilmesinin bu tarihsel koşullara verilebilecek güçlü bir cevap olduğunu düşünüyoruz.