ENSAR NUR | TR724 HABER
Avrupa Komisyonu 6 Şubat Salı günü yaptığı açıklamada, AB’nin iklim hedeflerine ulaşmak için küçük nükleer reaktörlere (SMR) güvendiğini ve 2030 yılına kadar ilk reaktörleri devreye sokmayı hedeflediğini belirtti.
Avrupa Komisyonu dün 2040 yılı için iklim politikası önerilerini açıkladı. Belirlenen yeni hedefe göre, sera gazı emisyonları 1990 seviyelerine kıyasla yüzde 90 oranında azaltılacak. Ancak bu hedefe ulaşmak için fosil yakıtlardan kurtulmak gerekiyor. Bu kapsamda, fosil yakıtların kullanımı 2040 yılına kadar 2021 yılına kıyasla yüzde 80 oranında azaltılacak.
Net-Sıfır Endüstri Yasası kapsamında, AB nükleer enerjiyi Avrupa Yeşil Anlaşması’nın enerji ve iklim hedeflerine ulaşılmasında stratejik bir teknoloji olarak kabul etti.
Mart 2023’te Avrupa Komisyonu, Çin ve Amerika Birleşik Devletleri ile açılan fark karşısında yeşil endüstrilerin gelişimini hızlandırmak için adımlar atmaya başlamıştı. Son kararla birlikte, nükleer enerji de yeşil endüstrinin önemli bir parçası haline gelecek.
KÜÇÜK MODÜLER REAKTÖR (SMR) NEDİR?
SMR’ler maksimum 300 Megawatt elektrik (MWe) gücüne sahip ve günde 7 milyon 200 bin KWh üretebilen küçük nükleer reaktörler olarak tanımlanıyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, büyük nükleer santraller 1000 MWe’nin üzerinde bir güce sahip ve günde 24 milyon KWh üretebiliyor.
SMR’ler büyük santrallere göre daha az üretim yapsa da Avrupa Komisyonu’na göre pek çok açıdan avantajlar içeriyor.
Küçük olması yer seçiminde esnekliğe olanak sağlıyor ve daha az soğutma suyuna ihtiyaç duyuyor. Modüler olduğu için seri üretime müsait bir yapıda bulunuyor. Elektriğin yanı sıra, kurulduğu bölgeye ısıtma sağlayabiliyor ve sanayi için hidrojen de üretiyor.
Küçük Modüler Reaktörler, güvenlik anlamında da büyük nükleer santrallere göre avantajlı. Pasif güvenlik sistemine sahip olan bu reaktörler, herhangi bir arıza durumunda dışarıdan çok az müdahale gerektiriyor. Müdahale gereken durumlarda da uzman ekiplere daha fazla süre tanıyarak büyük bir kolaylık tanıyor.
Nükleer karşıtı ve çevre aktivisti gruplar bu açıklamalara ikna olmuyor. Radyoaktivitenin ve nükleer santrallerin getirdiği risklerin hala devam ettiği ifade edilirken, elektrik üretimine katkıda bulunacak bu küçük santrallerin karbon salınımıyla mücadelede çok büyük bir rolünün olmadığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, iklim değişikliğiyle acil ve hızlı adımların atılması gereken bu dönemde santrallerin kurulmasının uzun zaman aldığı ve maliyetlerin de oldukça yüksek olduğu vurgulanıyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***