ENSAR NUR | TR724 STRAZBURG
Strazburg’da bulunan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bugün açıkladığı kararında hayvanların kesimi ile ilgili önemli bir içtihada imza attı. Belçika’da yaşayan Yahudilerin ve Müslümanların başvurularını birleştirerek beraber inceleyen AİHM, şoklama yapılmadan kesimi yasaklayan yasanın hak ihlali olmadığına kanaat getirdi.
AİHM, Belçika’nın hem Valon hem de Flaman bölgelerinde yasayan Müslümanların ve Yahudilerin şikâyetini değerlendirdi. Aralarında Belçika Diyanet’in de olduğu 7 İslami sivil toplum kurulusu, 3 Müslüman ve 10 Yahudi Belçika vatandaşı hayvan kesiminde şoklamanın zorunlu tutulmasının inançlarına ters olduğunu ve din özgürlüğünü ihlal ettiğini belirterek Belçika’yı Strazburg’a şikâyet etti.
Başvuruları inceleyen AİHM ikinci dairesi, oybirliğiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9’uncu maddesinin (din özgürlüğü) ve 9’uncu maddeyle birlikte ele alındığında 14’üncü maddenin (ayrımcılık yasağı) ihlal edilmediğine karar verdi.
Mahkeme, ayrıca hayvan refahının korunmasının Sözleşme’nin 9’uncu maddesi kapsamındaki amaçlardan biriyle ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği sorusunu ilk kez ele aldığına dikkat çekti.
BELÇİKA KANUNLARI HAYVAN KESİMİ KONUSUNDA NE DİYOR?
Belçika’da hayvanların korunması ve refahına ilişkin 14 Ağustos 1986 tarihli Kanun, mücbir sebepler veya zorunluluk halleri dışında, omurgalı hayvanların uyuşturulmadan veya sersemletilmeden kesilemeyeceğini öngörmekle beraber, bu gerekliliğin dini törenle yapılan kesimler için geçerli olmadığını ifade ediyordu.
2014 yılında yapılan bir reformun ardından, şimdiye kadar Federal Devletin yetki alanına giren hayvan refahı bölgesel bir yetki haline geldi. Bu reformun ardından iki bölge olan Flaman ve Valon Bölgeleri sırasıyla 17 Temmuz 2017 ve 4 Ekim 2018’te hayvanların şoklanmadan ritüel olarak kesilmesine izin veren istisnaya son veren kararnameleri kabul etti.
Brüksel Parlamentosu’nun Haziran 2022’de 1986 tarihli kanunda yapılması önerilen değişikliği reddetmesi nedeniyle, 14 Ağustos 1986 tarihli kanunda öngörülen istisna Bruxelles-Capitale Bölgesi’nde yürürlükte kalmaya devam etti.
AİHM NEDEN İHLAL BULMADI?
Mahkeme, başvuranların din özgürlüğüne bir müdahale olduğunu ve bu müdahalenin Flaman ve Valon kararnameleri gibi mevzuat tarafından öngörüldüğünü tespit ediyor. Müdahalenin meşru bir amaç güdüp gütmediği konusunda Mahkeme, hayvan refahının korunmasının Sözleşme’nin 9’uncu maddesinde belirtilen amaçlardan biriyle ilişkilendirilip ilişkilendirilemeyeceği konusunda ilk kez karar vermek zorunda kaldığını ifade ediyor.
Mahkeme, Sözleşme’nin hayvanların çektiği acılar dikkate alınmaksızın, güvence altına aldığı hak ve özgürlüklerin mutlak olarak desteklenmesini teşvik ettiği şeklinde yorumlanamayacağını ifade etti. “Ahlak” kavramının doğası gereği evrimsel olduğunu vurgulayan Mahkeme, hayvan refahının korunmasının çağdaş demokratik toplumların giderek daha fazla önem verdiği etik bir değer olduğunu tespit eden Avrupa Adalet Divani ve Belçika Anayasa Mahkemesi ile çelişmek için herhangi bir neden görmedi.
Mahkeme, kararnamelerin çeşitli dini grupların temsilcileri, veterinerler ve hayvan koruma dernekleri ile yapılan kapsamlı istişarelerin ardından kabul edildiğini ve hayvan refahını teşvik etme ve din özgürlüğüne saygı gösterme hedeflerini mümkün olduğunca etkili bir şekilde uzlaştırmak için federal, Flaman ve Valon yasama organları tarafından uzun bir süre boyunca önemli çabalar sarf edildiğini kaydetti.
Mahkeme, her iki kararnamenin de, kesim öncesinde bayıltmanın, kesim sırasında hayvanın çektiği acıyı azaltmanın en uygun yolu olduğu yönündeki bilimsel görüş birliğine dayandığını ifade ediyor.
Mahkeme ayrıca, Flaman ve Valon yasama organlarının, hayvanların dini törenlerin gerektirdiği özel yöntemlere göre kesilmesi halinde, kullanılan bayıltma işleminin hayvanın ölümüne neden olmadan geri döndürülebilir olmasını öngören kararnameler ile önceden bayıltma zorunluluğuna orantılı bir alternatif aradıklarına da dikkat çekiyor.
Başvuranların, dini inançlarına uygun et elde etmenin imkansız olmasa da zor olacağı yönündeki şikayetlerine ilişkin olarak Mahkeme, Flaman ve Valon Bölgelerinin, hayvanların öldürülmeden önce bayıltılmasının yasal bir gereklilik olmadığı diğer bölgelerden veya ülkelerden gelen etlerin tüketimini yasaklamadığını ve başvuranların bu tür etlere erişimin daha zor hale geldiğini göstermediklerini kaydediyor.
Mahkeme, Flaman ve Valon Bölgelerinde hayvanların önceden bayıltılmadan kesilmesini yasaklayan ve ritüel kesim için geri dönüşümlü bayıltmayı öngören kararnameleri kabul ederken, ulusal makamların mevcut davada kendilerine tanınan takdir marjını aşmadıkları sonucuna vardı.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***