Yurt dışından getirilen ve kanser tedavisinde kullanılan ilacın sahte içerikle hastalara temin edilmesi skandalında yeni gelişme yaşandı. Cumhuriyet yazarı Murat Ağırel, konuya ilişkin edindiği bilgileri okurlarıyla paylaştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında 2020-2022’de suç örgütü elebaşı D.T. ile akrabalarının yönettiği 16 ilaç firmasında çalışan 37 zanlı şüphe üzerine takibe alınmıştı.
Şüphelilerin ilk etapta Ticaret Bakanlığı Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı raporlarına göre toplam değeri 98 milyon 26 bin 348 lira olan 11 cins sahte ilacı farklı tarihlerde İran’a sevk ettikleri saptanmıştı.
Satış nedeniyle İran vatandaşı müşteki N.R.A’dan 3 milyon 500 bin euro, A.A.K’dense 1 milyon 800 bin avro alan şüphelilerin ilaçları göndermeyip hileli davranışlarla bu kişileri dolandırdıkları belirlenmişti.
Şüphelilerin, bu kapsamda KDV iadesi olarak da 1 milyon 664 bin 993 lira aldığı öğrenilmişti.
KAYIT DIŞI OLARAK YURT İÇİNE SATMIŞLAR
Söz konusu çetenin, 2021 ve 2022’de, toplam 100 bin 751 adet yeşil reçeteye tabi, kayıt dışı üç farklı ilacı da yurt dışına ihraç edilmiş gibi göstererek kayıt dışı olarak yurt içine sattığı anlaşılmıştı.
MURAT AĞIREL DETAYLARI PAYLAŞTI
Gazeteci Ağırel, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) yurt dışından ilaç temini kapsamında söz konusu ilacı almak için çeşitli firmalardan ilaç teklifi istediğini, ancak ilacın resmi satıcısı GEN İlaç yerine çeşitli ecza depolarından tedarik edildiğini söyledi.
SGK içerisinden bir kaynağın alınan ilaçların sahte olabileceğini yetkili firmaya bildirdiğini ve bu konuda fotoğraflar gönderdiğini kaydeden köşe yazarı, firmanın SGK tarafından alınan ilaçların sahte olduğunu tespit ettiğini ve Kasım 2018’de durumu SGK yetkililerine bildirdiğini anlattı.
Ağırel, yazısının devamında şu bilgileri verdi:
“(…) Cevap alamayınca bu sefer yetkilileri ziyaret ederek durumu anlatıyor sonra da resmi başvuru yapıyor. SGK ise verdiği yanıtta, ‘Biz Sağlık Bakanlığı laboratuvarında analiz yapacağız. İlaçları karantinaya aldık’ diyor. Firma da ‘İlaçları verin biz size analiz edelim’ diyor.
Ancak kurum ilaçları vermiyor.
Bu sırada ilaçlar ile ilgili yurt-dışında da gelişmeler yaşanmaya başlıyor. Türkiye’de faaliyette olan Kuzey Pharma adlı bir firma İsviçre’de ruhsatlı olan ecza deposuna bahse konu ilacı satmaya çalışıyor. Firma ilaç hakkındaki şüpheli işlemleri bildiği için alımı yapmıyor, durumu İsviçre İlaç Denetleme Kurumu SWISSMEDIC’e bildiriyor. 30 Kasım 2018’de ise yine Türkiye’de faaliyette olan ELITE Ecza Deposu adlı firma İsviçre’deki FARMA MONDO adlı firmaya altı kutu sahte ilacı satıyor. İsviçre’deki firma satın aldığı ilacın bir kutusunu Arjantin’e satıyor. İlaç hakkında şikâyet oluşunca ürünü geri çağırıyor. Bunun üzerine SWISSMEDIC, ilaçlara el koyuyor ve analizini yapıyor.
PONATINIB YERINE PARASETAMOL
İşte her şey burada anlaşılıyor…
SWISSMEDIC, yaptığı analizinde ilacın etken madde olarak “PONATINIB” içermesi gerekirken sadece “PARASETAMOL” içerdiğini tespit ediyor.
Yani kanserle mücadelede kullanılan direnç artırıcı ilaç aslında basit bir ağrı kesici çıkıyor.
TAKEDA durumu Türk yetkili makamlarına bildiriyor. Ayrıca SWISSMEDIC, 10 Ocak 2019 tarihinde Sağlık Bakanlığı’nı da bilgilendiriyor. Tüm bilgi ve belgeleri de bakanlığa ulaştırıyor. SWISSMEDIC aynı zamanda durumu WHO-Dünya Sağlık Örgütü’ne de bildiriyor. Dünya Sağlık Örgütü sahte ilaç raporunu 31 Ocak 2019 tarihinde tüm üye ülkelere bildiriyor ve ürün hakkında “acil global uyarı” yayımlıyor.
TAKEDA, Türkiye’deki bu ilacı pazarlayan ve satan firmaların peşine düşüyor. Aynı firma, Tekiner Ecza Deposu adlı firmadan bahse konu ilacı alıyor. Kendisi de ilacı analiz ediyor ve sonuç SAHTE!
SGK’DAN YANIT YOK
Müfettişler, Mayıs 2019 tarihinde TAKEDA adlı firmadan iki orijinal numune istiyor, firma teslim ediyor. Müfettişler, İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü’ne 30 Mayıs 2019 tarihinde yazı yazıyor ve “merkezin deposunda bulunan ilaçlardan birer kutu numunenin analiz edilmek maksadıyla müfettişliğe teslim edilmesini” istiyor. İstiyor ama dinleyen kim? Yazının üzerinden 60 gün geçmesine rağmen SGK olumlu veya olumsuz cevap vermiyor. Bunun üzerine 2019 yılı başında konu ile ilgili ayrıca tahkikat yürüten Ankara Emniyet Müdürlüğü ile irtibata geçiliyor ve sözlü bilgi veriliyor. Bunun üzerine Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nden polisler İbni Sina Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğü’ne gidip ilacı alıyorlar.
Düşünün değerli okurlar. Çürüme işte tam da budur. Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Laboratuvarı’nda ilacın sadece parasetamol içerdiği tespit ediliyor.
İstanbul’da düzenlenen operasyonda, ihraç edilmiş gibi gösterilen ilaçlar yerine boş kutu veya etkisi olmayan ilaçlar gönderen şebekeye yönelik 24 kişi gözaltına alındı. İhracat değeri yaklaşık 98 milyon lira olan sahte ilaçların İran’a usulsüz şekilde satıldığı tespit edildi.
Yürütülen soruşturma çerçevesinde, suç örgütü lideri Davut Tekiner ve yakın akrabalarının yönettiği 16 farklı ilaç firmasında görevli toplam 38 şüphelinin, toplam ihracat değeri 98 milyon 26 bin 348 lira olan 11 cins sahte ilacı, 2020-2022 yılları arasında İran vatandaşı olan müştekilere hileli davranışlarla sattıkları anlaşıldı. Müştekilerden Navıd Razaei Anvari’den 3 milyon 500 bin Avro, Ali Akbar Kokobzadeh’ten 1 milyon 800 bin Avro para alındığı ayrıca KDV iadesi başvurusuna konu edilen iade alınan tutarın 1 milyon 664 bin 993 lira olduğu belirlendi. Bakın, boş kutuların veya etkisiz ilaçların ihraç edildiği tespit edildi. Bu dosya ile ilgili İran’daki rapora ulaştım. Skandal yaşanmış.
Konuya ilişkin hazırlanan raporun içeriği ise şu şekilde:
‘Türkiye adli makamları tarafından araştırmaları başlatılan dosyada, Bay Davut Tekiner de dahil olmak üzere sanıkların suç eylemleri nedeniyle, nakil hastaları ve epilepsi hastaları gibi bazı özel hastalar, kendi yönetimindeki şirketler tarafından gönderilen C…ve V…ilaçları nedeniyle uygun tedaviye erişimden mahrum bırakıldı; ya da koronavirüs salgınının ortasında, hastalar acilen A…, ilacına ihtiyaç duyduğunda, sözü geçen şahıs sahte A…, ilacı göndermiştir.” Nitekim işbu adli merci, karşılıklı ve gelecekteki işbirliği hakkında hazır olduğunu bildirerek sanıkların etkili ve yasal cezaya çarptırılmasını dileriz. Türkiye’nin adli makamları tarafından (14866/2022 araştırma no’lu adli dosya hakkında Sayın İstanbul Genel Savcısı imzasıyla) ulaşmış adli temsilinde sorulan soruların yanıtları aşağıdadır:
Soru: Acaba C… ve D…ilaçları Aden Ecza Deposu ve Pharma Company İthalat İhracat Sanayi ve Vizyon Ecza Deposu Ticaret Anonim firmaları tarafından İran’a gönderildi mi?
– Evet, D…, C…, A…ve S…, ilaçları, Davut Tekiner yönetimindeki 1. Visyon Ecza Deposu, 2. Aden Ecza Deposu ve 3. İstanbul Pharma şirketleri tarafından İran’a gönderilmiştir.
Soru: Bu firmalar bu alanda çalışıyorlar mı, çalışmıyorlar mı?
– İran İlaç ve Gıda Kurumu ile İranlı firmalara verilen belgelere dayanarak sözü geçen firmalar, Türkiye’nin Sağlık Bakanlığı tarafından ilaç toptancısı olarak faaliyet gösterme ruhsatına sahiptir.
Soru: İşbu ilaçlar Sağlık Bakanlığı tarafından incelenmiş mi incelenmemiş mi?
– İran Sağlık Bakanlığı denetiminde olan İran İslam Cumhuriyeti İlaç ve Gıda Kurumu laboratuvarında test edilmiştir.
Soru: Eğer test edilmişse analiz sonuçları uygun ve kabul edilebilir mi?
– C…, D…, A…ve S…ilaçları etkili farmasötik bileşenler içermez ve sahtedir.
Soru: İran’da hastalar bu ilaçları kullanma sonucu tehlikeye düşmüş mü veya can kaybı yaşanmış mı?
– İran Talasemi Derneği’nin hastalarda oluşan yan etki raporunu, İran İlaç ve Gıda Kurumu’na sunması nedeniyle D…, ilacının dağıtımı durdurulmuştur.
Değerli dostlar, değerli yetkililer yurtdışına sahte ilaç satan bu örgüt yurt içinde halen sahte ilaç satmaya devam ediyor. (…)”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***