(Serbest Görüş) – SAFA KAR
Bazen bir cümle, bir makale ve kitap değerindedir ya, bu iki önemli ismin söyledikleri de o türden… Çok şey anlatıyor. Türk futbolu hakkında bir teşhis, bir tespit yaptı Bahçeli ve Ali Koç.
Önce Bahçeli… Ne dedi MHP Lideri? Parti Genel Merkezi’nde konuştu. Sözlerinin ağırlığı siyasetti. Gündemdeki konulara da değindi. Süper kupanın oynanamadığı Riyad krizini değerlendirirken TFF, FB ve GS yönetimlerine verdi veriştirdi ve sonra ağzından aynen şu sözler çıktı: ‘Türk futbolunda olmayan sadece futboldur. Bunun dışında ne aranırsa bulunacaktır’.
Türk futbolunun içler acısı hali herkesin malumu. Bu yıl lige damgasını vuran, krizler ve tarihinde eşi benzeri olmayan skandallardır. Bir kulüp başkanı sahanın ortasına kadar geldi, kararlarını beğenmediği hakemi yumrukladı. Bir başka kulübün başkanı hakeme tepki göstererek takımı sahadan çekti. Hafta sonu oynanan karşılaşmada hakeme öfkelenen kulüp başkanı takımını ligden çekmekle tehdit etti.
Adı 100. Yıl Süper Kupası olan kupa sahibini bulamadı. Türkiye yerine, sırf üç beş kuruş para için finali Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da oynamaya karar veren TFF ve iki kulüp, saha ve futbol dışı gerekçelerle maç yapamadan geri döndü. Süper kupa 100. yılda değil, 101. yılda yani 2024’e sarktı. Bu bile Türk futbolunun içine düştüğü kötü durumu anlatmaya yeter.
Bahçeli haksız değil. Türk futbolunda futbol dışında her şey var. İyileşme yönünde bir umut da görünmüyor ufukta. Acı olan bu. Son evreye girmiş kanser hastasını andırıyor. Bu acil duruma rağmen kendi haline bırakılmış durumda. Manzara maalesef iç karartıcı…
Bahçeli’nin bu teşhis ve tespiti son derece önemli… Benzer sözü başkası söylese üzerinde durmaya değmez belki. Ama iktidarın bir unsuru olan MHP’nin Genel Başkanı söylüyor. Resmen hükümetin ortağı olmasa da vücut verdiği iktidar cumhur ittifakının temelleri üzerinde yükseliyor. AK Parti iktidarı MHP’nin desteğine muhtaç. Ülkenin yönetiminde sorumluluğu ve vebali var MHP’nin.
Peki Türk futbolunun bu hale gelmesinde Ankara’nın yani siyasi iktidarın payı yok mu? Kısaca TFF diye kodlanan Türkiye Futbol Federasyonu’nun yapısı özerk. Başkanı seçimle işbaşına geliyor Kulüplerin oy ve destek vermediği bir adayın başkan olabilmesi mümkün değil. Ama kâğıt üzerinde… TFF özerk falan değil. İktidarın tam kontrolü altında. Bakanlıklara bağlı herhangi bir devlet kurumundan farksız.
Kapalı kapılar arkasında falan değil her şey halkın gözleri önünde cereyan ediyor. TFF’ye kimin başkan seçileceğine karar veren Ankara. Kulüpler sadece onay makamı. Kongrede çok adaylı bir yarış bile olmuyor. AK Parti ve MHP kongrelerinden farksız. Seçime tek aday giriyor. Türk futbolunun bu hale gelmesinden herkes sorumlu, hiç kimse masum değil. TFF de kulüpler de Ankara da…
Bahçeli’ye sormak lazım ‘Türk futbolunda, futbol dışında neler bulunuyorsa’ size düşen ödevler yok mu? Hayır, yanlış anlaşılmasın tepki göstermiyorum aksine bu tespiti ve teşhisi yaptığı için taktir ediyor ve alkışlıyorum. Bir siyasetçi olarak bunu söyleme cesareti göstermesi çok önemli. Ama sözde kalmamalı. Devamı gelmeli. Siyasette etkili bir aktör olarak üzerine düşeni yapmalı.
Türk futbolunda futbol dışı ne kadar unsur varsa hepsini ayıklayarak, yeşil sahayı tamamen futbola bırakmak için Bahçeli’nin tribünden sahaya inmesi gerekmez mi? Bir futbolsever olarak ‘Bahçeli göreve’ diyorum, Türk futbolunu kaostan kurtarmak için adım atmaya çağırıyorum. Bu hamle, ‘TFF Başkanı istifa etsin, FB ve GS Başkanları da gitsin’ demek değil. Bu çare değil. Kanser hastasına pansuman yapılmaz. Kanserli dokuya neşter vurmak gerekir. Yoksa isimler, suretler değişir fakat netice değişmez. Hastalık Türk futbolunu öldürene dek ilerlemeye devam eder.
İkinci çarpıcı cümlenin sahibi FB Başkanı Ali Koç. Ülkemin en zengin ailesinin çocuğu. Babası fanatik bir Beşiktaş taraftarı kendisi Fenerbahçe Başkanı. Aziz Yıldırım gibi bir devi yenerek geldi başkanlığa. Genç ve dinamik bir isim olarak sadece FB için değil Türk futbolu için de bir umuttu. Ne taraftarı ne de futbolseverleri mutlu edebildi. Sakin bir güç olarak kalması gerekirken takımının fanatik bir taraftarına dönüştü. O da bunun farkındaki dönemin sonunda tekrar aday olmayacağını açıkladı. Koç FB’yi şampiyon yapamadı taraftarın gözünden düştü. Futbol ve saha dışı ideolojik ve siyasi açıklamalarla da ağırlığını yitirdi.
Riyad krizinin doğurduğu psikolojik ortamın baskısı altında. Tam tersine ‘Riyad kahramanı’ olmayı bekliyordu. Masasına konan faturayla krizin mimarlarından biri oldu. Tek sorumluluk onun değil elbette. Skandalın taraflarından biri. Son dakikada değil yolun başında koyacaktı tavrını. TFF Başkanı başta olmak üzere krizin iki ana unsurundan biri Ali Koç. İktidar çevrelerinden eleştirilere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın salvosu da eklenince Ali Koç hedefteki adam oldu. Bu kadarı haksızlık.
Ali Koç bu psikolojik iklimin ezilmişliği içinde ekranlara çıktı ve kendisine dönük eleştirileri berhava etmek isterken çok ama çok çarpıcı şu cümleleri kullandı: ‘Belli kesimlerde Fenerbahçe ve Ali Koç sıkıntısı var. Fenerbahçe’nin 10 yıldır şampiyon olmamasını sportif tesadüf mü zannediyorsunuz? Ben şunu da iddia ediyorum; Ali Koç’un başkan olduğu Fenerbahçe bu ligde hiçbir zaman şampiyon olamaz. Bizim düşüncemiz bu. Benim başkanlığımın, Fenerbahçe’ye belli noktalarda zarar verdiği noktasına geldik’.
FB’nin şampiyon olamamasının nedeni ‘sportif sebepler’ değilmiş. Ali Koç’un başkan olmasıymış… Eğer tek neden buysa başkanlığı hemen bırak takım şampiyon olsun… Birkaç yıl daha beklemeye ne gerek var. Ya bu yıl FB şampiyon olursa ne olacak? Hayır, Koç’u sözlerinden dolayı boşluğa düşürmek istemiyorum. Bu cümleleri söyleten nedenler var, perde arkasında. Keşke onları ifşa etse.
Türkiye’de maçlar sadece sahada oynanmıyor. Şampiyonlukta oyun kadar saha dışı faktörler de etkili. Bunu en iyi bilecek durumda olan ise FB’nin Başkanı. Ne demek istediğini biraz daha açmalı. Söylediklerini somut örnek ve olaylarla desteklemeli. Türk futbolunun arınmasına, futbol dışı unsurların temizlenmesine vesile olur. Hem kulübü hem de futbol kazanır.
FB’nin 10 yıldır şampiyon olamamasında Ali Koç’un ileri sürdüğü faktörü yabana atmıyorum. Fakat başarısızlığın mimarı kendisi. Ne GS gibi oyuncu transferi yapabildi ne de teknik direktör. Kaç oyuncu ve hoca geldi geçti FB’den, isimlerini yazmaya kalksak kitap olur. FB’nin sorunu yönetim. Takımı istikrara kavuşturamaması. Dünyanın en iyi hocalarından biri geldi. Bir yıl ancak dayanabildi. Mevcut hoca bir kurtarıcı gibi ikinci kez takımın başında. Bir iki tane başarısız skor onun da sonu olur.
Yine de Ali Koç’un FB’nin 10 yıldır şampiyon olamamasını sportif nedenlerin dışında araması tarihi bir açıklama. Türk futbolunun hali pürmelalini iyi özetliyor Bahçeli ile birlikte. Fanatik bir taraftardan ziyade, bir futbolsever olarak güçlü ve etkili her iki isimden de fauller değil Türk futbolunu kurtaracak goller bekliyorum.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***