(Serbest Görüş) – Elif Şafak’ın Bit Palas romanının, Mine Kırıkkanat’ın Sinek Sarayı romanından intihal olduğu mahkeme kararıyla onaylandı.
Karar istinaf süreci sonrası kesinleştiği takdirde, Elif Şafak’ın Bit Palas romanının yeni basımı yapılamayacak, piyasada olan baskıları toplatılacak ve mahkemenin gerekçeli kararı tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde, ilan masrafı davalılardan alınmak üzere yayımlanacak.
Mine Kırıkkanat, 2021 yılında Elif Şafak ile Doğan Kitap’a karşı Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açtığı intihal gerekçeli maddi ve manevi tazminat davasını kazandı.
Davacı tarafı Avukat Dr. Ruşen Gültekin, davalı Elif (Şafak) Sağlık’ı Avukat Ali Deniz Ceylan ve davalı Doğan Yayınları Yayıncılık A.Ş.’yi Avukat Murat Teber’in temsil ettiği intihal davasında; mahkeme heyeti Elif Şafak’ın Bit Palas başlıklı romanında Mine Kırıkkanat’ın ‘Sinek Sarayı’ romanından intihal yapmış olduğuna hükmetti.
Davanın görüldüğü Anadolu 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin gerekçeli kararındaki ayrıntılı açıklamada özetle; Elif Şafak’ın 2001’de ilk basımı yapılan Bit Palas kitap isminde dahi ilk basımı 1990’da yapılan Sinek Sarayı ile benzerliğinin olması, kitaptaki kurgulama, karakterler, mekân ve zaman birliği, olay örgüsüne bakıldığında esinlenmenin çok ötesinde Mine Kırıkkanat’ın Sinek Sarayı isimli kitabının adından ve içeriğinden fazlasıyla yararlandığı ve bu yararlanmanın intihal düzeyinde olduğu ve Mine Kırıkkanat’ın Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’ndan kaynaklı haklarının ihlal edildiği kabul edildi.
İstinaf yolu açık olan 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi kararı kesinleştiği takdirde; Elif Şafak’ın Bit Palas romanının yeni basımı yapılamayacak, piyasada olan baskıları toplatılacak ve davanın gerekçeli kararı tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde, masrafı davalılardan tahsil edilmek üzere ilan edilecek.
DOĞAN KİTAP: ELİF ŞAFAK’IN ARKASINDAYIZ
Doğan Kitap’tan karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Elif Şafak’ın Bit Palas romanı aleyhine İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin, son derece tartışmalı bir bilirkişi raporuna dayanarak verdiği kararı hukuk ve edebiyat adına asla kabul edilebilir bulmuyor ve reddediyoruz. Elif Şafak’ın bundan 22 yıl önce yayımlanan romanıyla ilgili Mine Kırıkkanat’ın kasıtlı bir şekilde ortaya attığı asılsız ve akıl dışı “intihal” iddialarının, edebiyat konusunda yetkinliği belirsiz bir kişinin tartışmalı raporuna dayanarak kabul edilmesi hiçbir hukuki edebi ve vicdani kritere uymamaktadır. Avukatlarımız karara gerekli itirazlarını vakit geçirmeden yaptılar. Bütün üst mahkeme süreçlerini sonuna kadar sürdüreceğiz. Yazarımızın ve yayınevimizin itibarına zarar vermek amacıyla yapılmış bu haksız ve temelsiz girişime karşı her tür hukuki yola başvuracağız. Türk ve dünya edebiyatının önemli isimlerinden biri olan Elif Şafak’ın kişiliğine ve yazar kimliğine yönelik bir saldırıdan ibaret olan bu davanın hukuk ile izah edilemeyeceğine, ancak art niyetli düşünce ve duyguların sonucu olabileceğine inanıyoruz.
TOPLAM 57 DİLE ÇEVRİLMİŞ ULUSLARARASI BİR ESER
Yıllardır yayıncısı olmaktan gurur duyduğumuz, Türkiye’nin en önemli yazarları arasında yer alan Elif Şafak aynı zamanda uluslararası çapta adını duyurmuş bir dünya yazarıdır. Kitapları 57 dile çevrilen Elif Şafak dünyanın en önemli yayınevleri tarafından yayımlanmaktadır. Edebiyatın en prestijli ödüllerine aday gösterilmiş, kıymetli ödüller kazanmış, “uluslararası edebiyata katkısından dolayı” edebiyat madalyaları almış, seçici kurullarda yer almış, hakkında önemli uluslararası yayınlarda kapsamlı ve çok sayıda edebi incelemeler yayımlanmış, ismi “BBC-Dünyamızı Şekillendiren 100 Romancı” gibi uluslararası seçkilere dahil edilmiştir. Dünyanın her yerinde sevgi ve saygıyla okunan bir isimdir.
2002 yılında yayımlanan Bit Palas yazarın beşinci kitabıdır. O tarihten bu yana 49 baskı yapan Bit Palas çok iyi bilinen, medyada hakkında pek çok yazı yayımlanmış, kamuoyunda ve edebiyat dünyasında beğeni toplamış, sevilen bir romandır.
Anlatım biçimi, konusu, kurgusu, karakterleri ve hayal gücüyle edebi bir yapıttır Bit Palas. Yayımlanmasından bunca yıl sonra, içinde “Bu kitapta da Beyoğlu’nda Art Nouveau bir apartman var ötekinde de apartman var, her iki kitapta da sokak kedileri ve çöp bidonları var” diye intihal iddiasında bulunmak sadece kasıtlı, zoraki ve art niyetli olarak nitelendirilebilir.
Bu iddiayı değerlendiren “bilirkişi” raporu ise içeriği ve üslubuyla edebiyat ve hukuk adına ibret verici bir belge niteliğindedir. Raporu yazan kişinin böyle bir davaya katkı sunacak bilgi ve birikimde olmadığı aşikârdır. Ülkemizde edebiyat konusunda onca yetkin insan varken, bilirkişinin edebiyat dışı, test kitapları yazıp yayımlayan bir alandan seçilmesi manidardır. Raporu yazan kişinin, edebiyatın temel özellikleri, yaratıcılık, üslup, karakter ve kurgu hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığı gibi, “intihal”, “kopyalama”, “esinlenme” gibi hukuki kavramlara da hâkim olmadığı görülmektedir. Son derece belirsiz ölçütlerle iki kitap arasında “yüzde 5 oranında” benzerlik olduğunu savunan bu sorunlu raporda bile iki kitap arasında belirgin bir iktibas olmadığı açıkça itiraf edilmekte ve aynen şu satırlar yer almaktadır: “Davalı tarafından davacı kitabının herhangi bir bölümü ve ya da sayfa ve paragrafı davalı tarafından iktibas edilmediği, diğer bir deyimle cümle cümle sayfa sayfa alıntılama yapılmadığı açıktır.”
Ancak “bilirkişi”, herhangi bir bölüm, sayfa ya da paragrafta bile iktibas olmadığını açıkça belirttikten sonra, “anahtar kelime” diye bir kavram icat edip, şu kelimelerin benzer olduğunu iddia etmiştir: “semt, sokak, kent, İstanbul, Fransa, ünlü kişiler, azınlıklar, kapıcı, travesti, çevre, miras…”
Bu akıl dışı yaklaşımla raftan rastgele herhangi iki romanı elimize alırsak, içlerinde benzer kelimeler kolaylıkla buluruz. Bu durumda bütün bir edebiyat camiasının intihalle suçlanmasının önü açılmış olur. Böyle bir haksızlığın vücut bulmaması için, bu rapora yönelik itirazlarımızı yaptık; alanında saygın, ehil edebiyatçılar ve bilim insanlarının yer aldığı bir bilirkişi heyeti tarafından her iki kitabın da incelenmesi konusunu talep ettik. Bu talebimizi üst mahkemeye taşıyoruz.”
‘EDEBİYATIN DOĞASINA AYKIRI’
Raporun dayandığı “sözcük benzerlikleri” üstünden alınmış bu karar, ne yazık ki Türk edebiyatı ve sanatı adına korkunç bir tehlike içeriyor. “Sokak”, “kedi”, “apartman”, “çöp”, gibi kelimeler ve temalar kimsenin tekelinde değildir. Aksi takdirde her tür kelime benzerliği ve tematik yakınlık rahatlıkla dava konusu yapılabilir. Edebiyatın doğasını, yaratıcılığın ve düşünce özgürlüğünün ufkunu gözetmeden alınmış bu kararı edebiyat adına da kınıyoruz.
Alanında son derece saygın ve tecrübeli yazarların, edebiyat profesörlerinin ve uluslararası çevirmenlerin her iki kitabı karşılaştırarak yazdığı onlarca kapsamlı rapor ve inceleme, dava dosyasında yer almaktadır. Bırakın intihali, iktibas ve benzerliğin bile söz konusu olmadığını vurgulayan bu belgeleri ve mahkeme dosyasında yer alan bilirkişi raporu dahil tüm belgeleri kamuoyuyla paylaşmaya hazırız.
Yazarımızın ve yayınevimizin kimliğine ve itibarına yönelik bir saldırıdan ibaret olan bu temelsiz davanın hukuk ile izah edilemeyeceğine, ancak düşmanca düşünce ve art niyetin sonucu olabileceğine inanıyoruz. Avukatlarımız karara gerekli itirazlarını vakit geçirmeden yaptılar. Bütün üst mahkeme süreçlerini sonuna kadar sürdüreceğimizi, yazarımızın itibarını hedef alan bu girişime karşı her tür yasal ve hukuki yola başvuracağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***