Kahramanmaraş depreminde yıkılan ve aralarında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden öğrencilerin de bulunduğu 72 kişiye mezar olan Adıyaman’daki İsias Oteli’yle ilgili dava bugün başladı.
Davanın ilk duruşması öncesi İsias Oteli’nde hayatını kaybedenlerin yakınları ellerinde sevdiklerinin fotoğraflarının bulunduğu pankartlarla bu sabah Adıyaman Adliyesi önünde toplandı.
KKTC adına Başbakan Ünal Üstel’in de müşteki olduğu davada, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” ile suçlanan beşi tutuklu, 11 sanık hakkında, iki yıl sekizer aydan, 22 yıl altışar aya kadar hapis cezası isteniyor.
Adıyaman Cumhuriyet Savcılığı Deprem Suçları Soruşturma Bürosu tarafından 11 kişi hakkında iddianame hazırlandı. Otelin bağlı bulunduğu şirketin yedi ortağı, statik ve fenni mesul sorumluları iddianamede sanık olarak yer aldı.
İddianamede otel sahibinin ifadeleri
VOA Türkçe’nin ulaştığı iddianamede, deprem sırasında otelde 38’i KKTC vatandaşı spor kafilesi üyesi, 47’si Türkiye Turist Rehberleri Birliği’nden, toplam 86 kişinin bulunduğu belirtildi. Bir kişinin ise müşteri listesine kaydedilmediği vurgulandı.
İddianamede, binanın proje bilgileri ile ruhsat bilgilerinin uyuşmadığına, zemin etüd raporunun bulunmadığına, yapı kullanma izin belgesinin mevcut olmadığına dikkat çekildi.
Otel sahibi Ahmet Bozkurt iddianamede yer alan ifadesinde, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Binada tadilat yapmadığını savunan Bozkurt, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan ve Kalkınma Bankası’ndan kontrole geldiklerini, herhangi bir şekilde kolon kesmediğini, binanın temel statiğini bozacak bir işlem yapmadığını söyledi.
Sanıklar arasında yer alan statik ve fenni mesul sorumluları, haklarındaki iddiaları kabul etmedi.
Savcı sanıkların cezalandırılmalarını istedi
Savcı iddianamede otelin projelendirme, yapımı ve iş bitimi aşamalarında 1975-1997 Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkındaki Yönetmelik ve İmar Kanunu’na yeterince uyulmadığını belirtti.
Binanın önce konut olarak yapıldığına ardından otele dönüştürüldüğüne dikkat çeken savcılık, “Bilirkişi raporu ile rölöve ve projedeki taşıyıcı sistem eleman sayısı ve boyut uyumsuzluğu, donatı detayı yetersizliği, malzeme kalitesi yetersizliği, yetersiz donatı detaylandırması şeklinde binanın yıkılmasında etkili olan eksikliklerin belirtildiği; bu konuda sorumluluğun yapıyı inşa ettiren Ahmet Bozkurt, diğer yapı sahipleri Mehmet Fatih Bozkurt, Efe Bozkurt, Ulviye Bozkurt, Şule Özbek, Bilge Açık, Seda Zeren’de olduğuna, ayrıca yapının inşa edildiği 1993 yılında yapım aşamasında yer alan Hasan Aslan ile otelin tadilat gördüğü 2001 yılında proje aşamasında yer alan Erdem Yıldız, Mehmet Göncüoğlu ve Halil Bağcı isimli şahıslarda sorumluluk olduğu kanaatine varıldı” değerlendirmesinde bulundu.
Savcı sanıkların, “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçunu işlediklerini savunarak, beşi tutuklu, 11 sanık hakkında iki yıl sekizer aydan, 22 yıl altışar aya kadar hapis cezaları istedi.
KKTC’nin büyük kaybı
Depremde çoğu öğrenci, 35 KKTC vatandaşı hayatını kaybetti. 1974 yılındaki Kıbrıs çıkartmasından beri ilk kez bu kadar büyük kayıp veren KKTC, ölenleri unutmadı.
Kayıplarına “Şampiyon Melekler” adını veren yakınları hem hukuk mücadelesi vermek hem de isimlerini yaşatmak amacıyla Şampiyon Melekleri Yaşatma Derneği’ni kurdu. Dernek üyeleri, Başbakan Ünal Üstel, bazı milletvekilleri, Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ile birlikte duruşmaları izlemek üzere Adıyaman’a geldi.
Aileler “olası kast” istiyor
14 yaşındaki kızı Senem Karakaya’yı kaybeden Enver Karakaya, acısını sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla dile getiriyor.
Karakaya son olarak Japonya’daki depreme atıfta bulunarak, “Dört yıldızlı İsias Otel’in 303 numaralı odasından daha az kayıp vermiş Japonya” paylaşımını yaptı. Eşi Selin Karakaya ise duygularını “O gün o uçaktan canımdan çok sevdiğim iki ceset aldım ben! Birini toprağın altına, diğerini üstüne gömdünüz! Kâinatın tüm belaları, tüm kötülükleri, tüm acıları soyunuzu sopunuzu bulsun kurutsun. Öyle bir ölün ki cesetlerinizi birleştiremesinler” cümleleriyle dile getirdi.
Yakınlarını kaybeden aileler sosyal medya üzerinden kampanyalar düzenleyerek, sanıkların “olası kast”la yargılanmasını istiyor.
“İddianame ihmalleri ortaya koyuyor”
14 yaşındaki oğlu İzcan Nurluöz’ü kaybeden Feriha Yiğittürk de sanıkların “olası kast” suçuyla yargılanmasını istiyor.
VOA Türkçe’ye bugünkü duruşmadan önce konuşan Yiğittürk, iddianamenin ihmalleri ortaya koyduğunu söyledi.
Yiğittürk, “Karadeniz Teknik Üniversitesi raporu zaten bütün ihmalleri ortaya koyuyor. Binanın yapım aşamasından itibaren her şey eksik yapıldı. Bu zemin etüdü yoktu. Deniz kumu kullanıldı, beton kalitesi düşük malzeme kalitesi ve miktar yetersiz, mimarlık proje bilgileri ruhsat bilgileriyle uyuşmuyor. Bunlar yapılırken hiçbir mevzuata uyulmadan hareket edilmiş. Zaten rapor bunu bariz şekilde ortaya koyuyor. Hukuksal süreci takip ediyoruz” diye konuştu.
“Beklentimiz cezanın artması yönünde”
Hayatını kaybedenlerden biri de 13 yaşındaki Aras Aktuğralı’ydı. Babası Murat Aktuğralı davayı izlemek üzere Adıyaman’a geldi. VOA Türkçe’ye konuşan Aktuğralı istenen cezaların az olduğu görüşünde.
İddianamede “olası kast” için yeteri kadar delil bulunduğunu ifade eden Aktuğralı, “İddianamedeki gibi bir yargı süreci ile sonlanırsa süreç, toplamda en fazla 22,5 yıl hapis cezası alacaklar. Suçlular bunun da yedi, sekiz yılını yatar. Bu, ne insani ne hukukidir. 72 canın kaybolduğu bir binadan bahsediyoruz. Yedi, sekiz yıl hapis hiçbir şekilde mantığa uygun olmuyor, hukuka da uygun olmuyor. Beklentimiz bunun değişeceği yönünde” dedi.