KAMİL ASLAN
(Serbest Görüş) – Beşiktaş ile Kasımpaşa arasında oynanan maçla birlikte Süper Lig yeniden başladı. Siyah Beyazlı takım, evinde Kasımpaşa’ya 3-1 yenilerek taraftarını üzmeye devam etti. Çünkü sezona şampiyonluk parolasıyla çıkan Kara Kartal, başarısız sonuçlardan sonra önce Şenol Güneş’e, ardından Burak Yılmaz’a ve son olarak da Rıza Çalımbay’a kapıyı gösterdi. Dün oynanan maçın ardından da yeni yardımcı hocanın kovulacağı aşikâr. Ancak burada temel bir sorun var. Takımı kurarken hocanın fikrini sormayan, genellikle kendi gelecekleri için takım kuran başkanlar, en ufak bir başarısızlıkta ilk olarak hocaya bileti kesiyor. Futbolcuların uluslararası sözleşmesi olduğundan dolayı, tazminatı veremeden kesinlikle gönderemiyor. Bundan dolayı en zayıf halka olarak teknik patronlar ön plana çıkıyor. Ligin yeniden start almasıyla birlikte de yeni hocaların da görevden alınacağı aşikâr.
Bu kapsamda ligin ilk 19 haftasında en şanslı hocalar olarak; Okan Buruk, İsmail Kartal, İlhan Palut ve Volkan Demirel ön plana çıkıyor. Demirel’in de ismi bir dönem görevden alınacak hocalar arasında yer aldı. Ancak gelinen süreçte bir gelişme yok. Onun dışında Buruk ve Kartal hem ligde hem de Avrupa’da takımları adına önemli galibiyetlere imza attı. Bundan dolayı da takım patronları hocalarına sezon sonuna kadar mutlaka sahip çıkacaklar gibi duruyor. Ama ortada net bir durum var ki; şampiyonluğu kaybeden mutlaka çalıştırdığı takımı da bırakacaktır. Bu artık Galatasaray ve Fenerbahçe ezeli rekabetinde önemli bir tüyo haline geldi. Bunu görmek için biraz zamana ihtiyacımız var.
Gelelim asıl meseleye… Sezonun ilk yarısını geçtiğimizde karşımıza çıkan teknik adam kıyımı korkutucu boyutta. 20 takımlı Süper Lig’de 16 takım sezon içinde teknik adam değişimi yaptı. Bu kapsamda Beşiktaş ilk sırada yer alıyor. Onu da Trabzonspor takip ediyor. Burada sadece hoca değişikliği olarak konuyu ele alıyorum. Aksi durumda hoca değişikliğinin ekonomik boyutu çok feci. Uluslararası futbol tahkimine göre; sözleşme imzalanın hoca, görev süresinden önce takımdan gönderilirse, sözleşme tutarındaki rakamın tamamını almak zorunda. Kulüpler de bunu aslan gibi ödüyorlar ne yazık ki! Kulüp başkanları da bu parayı sanki kendi kasalarından ödüyormuşçasına, peşin olarak veriyor. Ancak aynı başkanlar, kendi şirketleri için bu fedakârlığı hiçbir zaman yapmıyor. Çünkü bir yandan kendi sermayesi var, diğer yanda da başkanı olduğu ve taraftarın sahibi olduğu bir takım var. Karar sizin. Aslında her hoca demek, takımın milyonlarca Euro’sunun bilinçsizce harcanması anlamına geliyor.
Bu sezon, İstanbulspor’da Fatih Tekke, Samsunspor’da Hüseyin Eroğlu işsiz kalan ilk isimler. Kırmızı-beyazlı ekibi Süper Lig’e taşıyan Hüseyin Eroğlu, ligin ilk 6 haftasında 1 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 yenilgi alınca yollar ayrıldı. Hemen bir hafta sonra kovma furyasına Ankaragücü katıldı. 7 haftada 1 galibiyet, 3 beraberlik ve 3 yenilgi alan sarı-lacivertliler, Tolunay Kafkas’ın yerine Emre Belözoğlu’nu göreve getirdi. Sezona Şenol Güneş’le başlayan Beşiktaş, 3 kez teknik adam değişimine giderek rekor kırdı. Şenol Güneş, Burak Yılmaz ve Rıza Çalımbay pamuk ipliğine bağlı koltuğun kurbanları oldu. Siyah-beyazlılar, Rıza Çalımbay’ın ardından Hatayspor maçına Serdar Topraktepe ile çıktı. Yeni hoca arayışını sürdüren yönetim henüz takımı kalıcı teslim edeceği ismi bulamadı. Ancak Hollandalı bir hocayla anlaşma yaptığı basına yansıdı. Sözleşme imzalandığında asıl hocayı görmüş olacağız. Ancak dün oynanan Kasımpaşa maçında da takımın başında Topraktepe vardı.
Geçen sezon Abdullah Avcı’yı gönderip yerine Hırvat Nenad Bjelica’yı getiren Trabzonspor, 8. hafta sonunda tersi bir işlem yaptı; Bjelica gitti Avcı geldi. Tarihinde ilk kez Süper Lig’de mücadele eden Pendikspor da 8 hafta sonunda bu başarının mimarı Osman Özköylü ile yollarını ayırdı. Artık hızımızı almıştık. 9. haftada kovma zincirinin yeni halkası Sırp teknik adam Aleksandar Stanojevic’i kovan Konyaspor oldu. Son yılların dikkat çeken teknik adamlarından Ömer Erdoğan, Alanyaspor’daki koltuğunu 10. hafta sonunda kaybetti. 13. hafta sonunda Kasımpaşa’da Kemal Özdeş, 14. haftada sezon başında Vicenzo Montella’nın yerine Adana Demirspor’a gelen Hollandalı Patrick Kluivert kaybedenler kulübünün yeni üyesi oldu. Hemen bir hafta sonra Karagümrük – Alpaslan Erdem birlikteliği son buldu. 18. haftada ise Sivassporve Antalyaspor’da ayrılıklar yaşandı. Sivasspor, Servet Çetin’le karşılıklı anlaşarak yollarını ayırdı. Antalyaspor’da ise Nuri Şahin, Borussia Dortmund’dan gelen yardımcı antrenörlük teklifini kabul ederek Akdeniz ekibinden ayrıldı. Nuri Şahin, kovulmadan giden tek isim oldu.
Türkiye’de hoca kıyımı üst seviyeye çıkmışken Avrupa’da durum daha farklı. Orada başarısızlık durumunda bile hocaya sezon ortasına ya da sonuna kadar tahammül gösteriliyor. Bu kapsamda İngiltere’de iki, Almanya, İspanya ve İtalya Serie A’da 4’er takım, Fransa Ligue 1 de ise beş takım teknik adam değişikliğine gitti. İstikrarsızlıkta Türkiye’nin farkı çok açık! Gelinen artık yaşanan süreci siz yorumlayın. Burada temel tek bir sorun ortaya çıkıyor. Kulüpler keyfi olarak yönetildikleri için istedikleri hoca ve futbolculara imza attırılıyor. Bir başarısızlık halinde de başkan faturayı en zayıf halka olarak teknik patrona kesiyor. Uzun vadeli sözleşmesi olduğu için başarısız ve formsuz oyunculara hiçbir işlem yapılamıyor. Aksi durumda takımın ceza almasından korkuluyor.
Benden acizane bir tavsiye… Bundan sonra bir başarısızlık halinde hocayla birlikte, takımların başkanları da istifa edip gitmeli. Bu konuda başkanlar bütün sorumlulukları hocalara kesmemeli. Bakın o zaman her başkan kafasına göre; hoca getiriyor mu?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***