Türk Tabipleri Birliği (TTB)-Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) söz konusu çalışmayı Hatay’ın Samandağ, Antakya, Defne ilçelerinde yürüttü. Çalışmayla buradaki beş yaş altındaki 564 çocuğa ulaşıldı. Aşağıdaki veriler elde edildi:
-Ailelerin dörtte üçünden (yüzde 76,3) fazlasının güvenceli bir işi yok. Yarısından fazlası (yüzde 56,7) düzenli gelire sahip değil.
-Ailelerin yüzde 10,3’ünün kendine ait mutfağı yok.
-Ailelerin sadece üçte birinin (yüzde 33,5) gıdaya düzenli erişimi var.
-Ailelerin üçte biri uygun gıda saklama koşullarına sahip değil. Buzdolabını ya yok, ya küçük ya da elektrik kesintisi yaşanıyor.
-Ailelerin neredeyse yarısının suya erişimi yok ya da yetersizdir. Bu da dağıtım eksikliği, yetersizliği ve su kesintisinden kaynaklanıyor.
-Annelerin yüzde 90,6’sının anadili Arapça.
-Günlük öğüne ulaşamayan çocuklar yaşla birlikte artıyor. Dört yaşta yüzde 7,2’yi buluyor.
Anne sütü de alamıyorlar
-Çocukların yaşamın ilk altı ayında sadece anne sütüyle beslenmesi gerekirken depremzedelerin yaklaşık yarısı anne sütü almıyor.
-Beş yaş altı çocukların sebze, meyve, tahıl tüketiminin yeterliliği diğer besin gruplarına göre daha yüksektir (sırasıyla yüzde 62 ve yüzde 44,3). Yine de istenen düzeylerin çok altında. Et ve et ürünleri, yağ, baklagil ve süt ve süt ürünleri tüketimleri oldukça düşüktür (sırası ile yüzde 17,7; yüzde 11,2; yüzde 5,8 ve yüzde 5,6).
-Çocukların yüzde 42,9’u günde en az bir kez yüksek enerjili paketli (abur cubur) gıda tüketirken; bu sıklık 24-35 aylık çocuklarda yüzde 53,9’a, 36-47 aylık çocuklarda yüzde 54,6’ya ve 48-59 aylık çocuklarda yüzde 56,2’ye yükseliyor.
-Beş yaş altı çocukların yüzde 6,2’sinde bodurluk (yüzde 3,7’si bodur, yüzde 2,5’i çok bodur), yüzde 8,9’unda zayıflık (yüzde 5,5’i zayıf, yüzde 3,4’ü çok zayıf) ve yüzde 4,4’ün aşırı kilolu.
İki yaşın altında bodurluk sıklığı daha yüksek
-Bodurluk sıklığı iki yaşın altında daha yüksek (0-11 ay çocuklarda yüzde 11,3 ve 12-23 ay çocuklarda yüzde 10,5).
-Yaşa göre zayıflık en fazla 0-11 aylık çocuklarda görülüyor.
-Aşırı kiloluluk belirgin şekilde en fazla 0-11 ay çocuklarda gözlendi. Bu yaş grubunda toplamda aşırı kiloluluk sıklığı yüzde 14,5 iken, bu hız erkek çocuklarında yüzde 13,3, kız çocuklarında %yüzde 15,4.
-Mülteci nüfusta toplamda bodurluk sıklığı yüzde 8,8 iken çok bodurluk yüzde 3,8, bodurluk %5’tir. Zayıflık toplamda yüzde 6,3 iken çok zayıf sıklığı yüzde 2,5 ve zayıflık sıklığı yüzde 3,8. Mülteci çocuklarda aşırı kiloluluk sıklığı yüzde 5,7.
Fincancı: Ciddi yoksunluk yaşanıyor
Raporun açıklandığı toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, depremin üzerinden 11 aydan uzun süre geçmesine rağmen hiçbir değişiklik olmadığını söyledi: “Açlık sınırına dahi ulaşamayan hane gelirleriyle ciddi bir yoksunluğun yaşandığı deprem bölgesindeki sorunlara hızla çözüm üretilmesi gerekiyor. Bu sorunları çözümlenmediği koşullarda kamu otoritesinin sağlıklı yaşam hakkını ihlalden sorumlu olacağı da unutulmamalı:”
SES Eş Genel Başkanı Nazan Karacabey de deprem bölgesinde hayatta kalma kriterlerini karşılayamayacak çok sayıda insanın yaşadığını belirterek, “Halk, sağlıklı yaşama hakkına erişene kadar çalışmalarımız, çabalarımız sürecek” dedi.
Mutfaksız hane kalmamalı
Ayrıca şu önlemlerin alınması istendi:
-Acilen mutfak koşullarının iyileştirilmesi, mutfaksız hanenin kalmaması.
-Çocuklara uygun, kültüre ve yerele özgü, yeterli gıda desteğinin sağlanması.
-Tüm nüfusu hedefleyen ancak yüksek riskli grupları da gören gıda desteklerinin oluşturulması.
-Birinci basamak sağlık hizmetlerinde çocukların afet gerçekliğinde beslenme açısından takibinin yapılması.
-Kronik hastalığı olan, vitamin mineral yetersizliği olan çocuklar gibi yüksek riskli gruplarının sağlık takiplerinin yapılması.
-Beslenme durumunun tüm nüfusta takibinin yapılması.
Beslenme kolilerinde çocuklara uygun protein kaynakları da konmalı
-Beslenme kolileri oluşturulurken sadece kuru gıda konulmaması, çocuklara uygun protein kaynaklarının (yumurta, paketli-süt, et ürünleri) kolilere eklenmesi.
-Beslenme politikaları oluşturulurken toplum katılımının sağlanması.
-Gıda ve su desteğinin adaletli dağıtımının sağlanması, dağıtımda toplum katılımının benimsenmesi, hane gereksinimlerine göre desteğin sağlanması.
-Geçici yaşam alanlarından kalıcı yaşam alanlarına geçişin hızlandırılması.
-Saklama koşullarının iyileştirilmesi, buzdolabı desteğinin artırılması.
-Elektrik kesintisi, su kesintisi gibi kesintilerin en aza indirilmesi.
-Emziren kadınların nitelikli gıda açısından desteklenmesi.
-Vitamin mineral desteklerinin sağlanması.
-Çocuklara beslenme eğitimlerinin verilmesi.
-Dağıtımlarda yüksek enerjili paketli gıdalardan (abur cubur) uzak durulması.
-Çevresel hijyenin sağlanması.
-Su, sanitasyon, hijyen koşullarının sağlanması.
-Hanelerin ekonomik anlamda güçlendirilmesi, iş olanaklarının artırılması.
-Tarım toplumu olan Hatay halkının tarım arazilerinin üzerinde kentlerin yeniden inşa edilmesinin önüne geçilmesi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***