SERBEST GÖRÜŞ – Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin verdiği ikinci hak ihlali kararına rağmen Gezi davasından tutuklu olan TİP Milletvekili Can Atalay’ı tahliye etmedi. Anayasal zorunluluğa rağmen Anayasa Mahkemesi’nin kararını tanımayan Yargıtay, Meclis’e de yazı yazarak, Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi çağrısı yaptı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 37 sayfalık kararında hangi hakimlerin karar verdiği ve imzaları yer almadı. Ancak kararın bazı satırları MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın konuşmalarını hatırlattı. Yıldız, uzun süredir Anayasa Mahkemesi’ni hedef alıyor ve gerekirse kapatılmasını savunuyor. Yargıtay’ın söz konusu dairesinde de MHP’ye yakın isimlerin görev yaptığı sıklıkla dile getirildi.
YARGITAY MHP’Lİ İSİMLERDEN ETKİLENMİŞ!
Yargıtay’ın kararında, AYM’nin bireysel başvuru kararlarını Resmi Gazete’de yayımlama yetkisini kullanması eleştirildi ve “Bu durum, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’dan almadığı bir yetki ile yargı kurumlarının üzerinde bir süper temyiz merci olarak vesayet makamı haline gelmesini sağlamaktadır” denildi.
Kararda şu satırlar yer aldı:
“Anayasa Mahkemesi tarafından önüne gelen başvurular arasında sübjektif nitelikte sonuç doğurması gereken bireysel başvurular sonucunda verilen kararların, Resmi Gazete’de yayımlanma zorunluluğu mevcut değildir. Bu zorunluluk söz konusu olmadığı halde, Anayasa Mahkemesi’nin yasal yetkilerini aşarak ve hukuki değerden yoksun şekilde bireysel başvurular sonucunda verdiği bazı kararların Resmi Gazete’de yayımlanması ile Anayasa Mahkemesi kararlarının objektif etkisine sığınılmakta, bu kararlar denetimden yoksun kalmakta ve bu durum, Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa’dan almadığı bir yetki ile yargı kurumlarının üzerinde bir süper temyiz merci olarak vesayet makamı haline gelmesini sağlamaktadır.”
FETİ YILDIZ 3 YIL ÖNCEDEN “GEREKÇE” VERMİŞ
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız da 15 Ekim 2020’de yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesi’ni eleştirilmiş onu “süper temyiz merci gibi davranmakla” suçlamıştı.
Yıldız’ın 3 yıl önceki açıklamasında şunlar yer almıştı:
“AYM, bireysel başvuru kabulü için gerekli şart olan bariz kanuna aykırılık veya keyfi uygulama şartlarını göz ardı ederek kendini süper temyiz mahkemesi konumuna getiremez. Yani AYM, Yargıtay üstünde denetim mahkemesi değildir.”
YARGITAY’DAN MESAJ GİBİ “PAKİSTAN” ÖRNEĞİ
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay kararında adeta hükümete Anayasa Mahkemesi’nin “kötü özelliklerini” anlattı.
Pakistan’da yaşananları “aktaran” Yargıtay, şunları kaydetti:
“Anayasa Mahkemesi’nin, Anayasa hükümlerini işlevsiz hale getiren kararlarının denetlenemeyeceğinin ileri sürülmesi ve sınırsız yetkilerle donatılması, bazı büyük tehlikeleri de bünyesinde barındırmaktadır.
Örneğin, 2022 yılında Pakistan’da Meclis’te çoğunluğu ele geçiren muhalefet tarafından güvensizlik oylaması yapılarak, seçilmiş ve meşru Başbakan Imran Han değiştirilmek istenmiş; bunun üzerine siyaseti dizayn etme çabasının bir ürünü olarak Pakistan Anayasa Mahkemesi, Başbakan Imran Han tarafından alınan Meclis’in feshi ve erken seçim kararını yok saymak suretiyle güvensizlik oylamasının yapılmasına karar vermiştir. Siyasi krize neden olan bu karar sonucu yapılan güvensizlik oylamasında Imran Han, Pakistan’da görevden alınan ilk Başbakan olmuştur. Böylece Pakistan’da Meclis çoğunluğunu ele geçiren muhalefetin, Anayasa Mahkemesi kararı sayesinde yaptığı güvensizlik oylaması ile Imran Han’ın başbakanlığı düşürülmüştür.”
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, kararındaki bu bölümle AYM’nin yetkilerini kullanmasını siyasi iktidara karşı bir tehdit olarak sunmaya çalışırken, Türkiye’de 2017’de yapılan başkanlık sistemi değişikliğiyle güvenoyu uygulamasının yürürlükten kaldırıldığı görmezden gelindi.
YARGITAY’DAN AYM’YE “TERÖR” SUÇLAMASI
Yargıtay kararında AYM’ye “terör” suçlamasında da bulundu. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararında AYM’nin kararını “terör örgütlerinin söylemleri ile uyum göstermiştir” ifadeleriyle suçladı.
Kararda şu satırlar yer aldı:
“Mevcut sorun, herhangi bir şekilde denetlenmemenin kendisine tanıdığı yasal boşluğu kullanan Anayasa Mahkemesi’nin Anayasa hükümlerini uygulanamaz hale getirmesinden kaynaklanmaktadır. Tüm bu nedenlerle görevli olduğu konusunda tartışma bulunmayan, mer-i mevzuat hükümleri ve genel hukuk ilkeleri çerçevesinde oluşturduğu içtihatlarla terör örgütlerinin de hedefi haline gelen Dairemizin, Anayasa Mahkemesi tarafından 21.12.2023 tarihli Şerafettin Can Atalay başvurusu yönünden verilen hak ihlali kararının 54. paragrafında; “Anayasa’nın 142. maddesinin amir hükmüne ve Anayasa’nın 37. maddesinde yer alan tabii hakim ilkesine” açıkça aykırı hareket ettiği belirtilerek; yine Dairemizin, derece mahkemelerinin kararlarını denetleyen bir üst temyiz mahkemesi olduğunu görmezden gelmek suretiyle sanki sonradan oluşturulan bir mahkeme olarak göstermesi, terör örgütlerinin söylemleri ile uyum göstermiştir.”
Kaynak: Gerçek Gündem
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***