Almanya’da göçmen karşısı ve ırkçı parti AfD’nin yöneticilerininde katıldığı gizli toplantının yankıları sürüyor. Köln kentinde aşırı sağa karşı düzenlenen gösteriye, 30 bin kişi katıldı. Ülkede en büyük ikinci siyasi güç haline gelen aşırı sağcı AfD’nin kapatılması tartışılıyor.
Almanya’da hükümete yönelik hoşnutsuzluk artarken ikinci büyük siyasi güç haline gelen Almanya için Alternatif (AfD) partisinin yasaklanması tartışmaları gündemdeki yerini koruyor.
Başbakan Yardımcısı Robert Habeck, AfD’nin Cumhuriyet’in özünü hedef aldığını belirterek “Almanya’yı Rusya gibi bir devlete dönüştürmek istiyorlar” dedi. Stern dergisine konuşan Yeşiller partili Habeck, AfD’nin bu hedef doğrultusunda sistematik hazırlıklar yaptığını iddia etti.
Habeck, AfD’nin yasaklanmasından yana olup olmadığı şeklindeki soruya ise bunun siyasi bir tutumdan ziyade hukuki bir konu olduğu yanıtını verdi. Partilerin yasaklanması konusunda tek karar merciiinin Anayasa Mahkemesi olduğuna işaret eden Habeck, parti kapatma önündeki engellerin çok yüksek, davanın başarısızlıkla sonuçlanması durumunda doğacak zararın çok büyük olacağı uyarısı yaptı. Başbakan Yardımcısı, olası bir kapatma davasına hukuken çok iyi hazırlanılması gerektiğine vurgu yaparak “Bir partinin ülkeyi faşist bir devlete dönüştürmeyi hedeflediği kanıtlanırsa o zaman kapatılması gerekir. Her ne kadar güçlü olursa olsun. Her halükârda demokratik partilerin AfD’yi siyasi olarak hezimete uğratması gerekiyor” diye konuştu.
Vatandaşlara “sesinizi yükseltin” çağrısı
Koalisyon hükümetinin büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) Genel Başkanı Lars Klingbeil da Alman Yazıişleri Ağı’na yaptığı açıklamada şimdiye kadar sessiz kalan tüm “makul” vatandaşlara seslerini yükseltmeleri çağrısı yaptı.
Yeşiller partisinin Meclis Grup Başkanı Katharina Dröge de “Hepimize iş düşüyor. Kişisel çevremizde, iş yerinde, sporda, alışverişte AfD’ye oy vermenin aşırı sağa oy vermek demek olduğunu, AfD’nin demokrasiye tehdit oluşturduğunu hep beraber açıklığa kavuşturmalıyız” ifadelerini kullandı.
Son günlerde Almanya’nın çeşitli kentlerinde on binlerce kişinin katıldığı aşırı sağ karşıtı gösterilerin cesaret verici olduğunu belirten Dröge, “Bu insanlar, sağ uçtaki gürültülü azınlığa, demokratik çoğunluğun susmayacağını gösteriyor. Ülkemizin yeniden ‘biz’ ve ‘onlar’ diye bölünmesine, kimin Alman olup kimin olmadığına aşırı sağcıların karar vermesine izin vermeyeceğiz” dedi.
Son olarak dün akşam Köln kentinde aşırı sağa karşı düzenlenen gösteriye, bin kişi beklenmesine rağmen 30 bin kişinin katıldığı bildirildi.
AfD pek çok eyalette istihbaratın takibinde
Araştırmacı gazetecilik kuruluşu Correctiv’in, Kasım ayında Potsdam’daki bir villada, aralarında AfD ve Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partilerinden katılımcıların da bulunduğu bir özel toplantıya dair geçen hafta yayınladığı haber, tartışmaları daha da alevlendirmişti. 25 Kasım’da gerçekleştiği belirtilen toplantıda Avusturya’daki aşırı sağcı Kimlikçi Hareket’in eski sözcüsü Martin Sellner’in, ülkede yerleşik yabancıların geri gönderilmesi anlamına gelen “tersine göç”kavramı üzerinde durduğu kaydedilmişti.
AfD, aşırı sağ şüphesiyle Almanya’nın çeşitli eyaletlerinde iç istihbarat birimlerinin resmi takibi altında bulunuyor. Ülke çapındaki anketlerde ana muhalefet partisi CDU’nun ardından ikinci büyük güç haline gelen AfD, özellikle doğu eyaletlerinde önemli bir seçmen kitlesine sahip. Bu yıl Eylül ayında Brandenburg, Saksonya ve Thüringen eyaletlerinde yapılacak seçimlerde AfD’nin mevcut anketlere göre birinci güç çıkması ihtimali bulunuyor.
Eski anayasa yargıcından uyarı
Anayasa Mahkemesi eski yargıçlarından Gertrude Lübbe-Wolff de AfD’nin kapatılması şansını yüksek görmediğini belirterek “Bir kapatma davasının başarıyla sonuçlanabilmesi için, her ne kadar tiksindirici de olsa münferit kişilerin açıklamaları ya da davranışları yeterli değil. Partinin tümüyle ele alınması gerekiyor. Bunun için de çok kapsamlı bir hazırlığa ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.
Lübbe-Wolff, Rheinische Post gazetesine verdiği demeçte, ön koşullar mevcut olsa bile parti kapatma davası açmanın doğru olmayacağını belirterek “Partinin ılımlı taraftarlarının partiyi kapatarak geri kazanılabileceği bence çok şüpheli. Hukuk devleti ve demokrasiye olan güvenin zedelenmesine yol açabilir” uyarısı yaptı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***