Tatvan Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin korumalarının saldırısına uğrayan Bitlis Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sinan Aygül hakkında, saldırganlardan Yücel Baysalı’ya hakaret ettiği gerekçesiyle dava açıldı.
Haziran ayında meydana gelen olayın ardından saldırganlardan Yücel Baysalı’nın Aygül hakkında şikayetçi olması üzerine soruşturma başlatıldı. Tatvan Cumhuriyet Savcılığı’nca başlatılan soruşturmanın sonunda Aygül hakkında dava açıldı.
Hazırlanan iddianamede Aygül’ün isim vermeden saldırganlara hakaret ettiği ileri sürülerek, suçun “uzlaşma” kapsamında olduğu vurgulandı.
Uzlaşma sürecinin olumsuzlukla sonuçlandığı ifade edilen iddianamede, şu görüşlere yer verildi:
“Şüphelinin yargılamasının mahkemenizce yapılarak; eylemine uyan ve yukarıda belirtilen sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına, Şüpheli hakkında hapis cezasına hükmedilmesi halinde 5237 sayılı TCK’nin 53. Maddesinde öngörülen Güvenlik Tedbirlerine hükmedilmesine, 3-Şüpheli hakkında 5237 sayılı TCK’nin 58. Maddesinde öngörülen Tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur.”
Savcı, Aygül’ün Türk Ceza Kanunu 125/1 ve 125/4 maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep etti. Savcının Sinan Aygül’ün cezalandırılmasını istediği TCK’nın 125/1’inci maddesi şunları içeriyor:
“Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.”
TCK 125/4 ise cezanın alenen işlenmesi halinde 1/6 oranında arttırılmasını öngörüyor.
“Ceza alırsam saldırganlardan daha fazla cezaevinde kalacağım”
Davayla ilgi açıklama yapan Aygül, ceza alması haline saldırganlardan daha fazla hapis yatacağını söyledi.
Davaya tepki gösteren Aygül, “Ceza alıp almamak da çok önemli değil benim için artık. Kamu malını, halkın malını savunduğum için sokak ortasında öldürülmeye çalışıldım. Azmettiriciler ortada olmasına rağmen dokunulmadı. Saldırganlar hakkında, o görüntüler, şahitler ve bütün delillere rağmen açılabilecek en hafif şekilde açıldı dava. Yetmedi şimdi de benim hakkımda dava açılıyor. Bir dava birinin aleyhine, birilerinin lehine ancak bu kadar zorlanabilirdi, zorlandı” dedi.
“Gazeteciye ‘fazla konuşma’ mesajı veriliyor”
Davayı VOA Türkçe’ye değerlendiren Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA) Eş Direktörü Veysel Ok, Aygül’ün sözlerinin dava konusu edilemeyeceğini söyledi.
Ok, Aygül’ün davaya konu sözleri ağır tahrik altında söylediğine dikkat çekerek, “Bu davanın kabul edilir bir tarafı yok. Hukuken de ahlakken de yok. Hukuken niye yok? Çünkü Sinan haksız tahrik altında, şiddete uğradığı için o hakaretleri yapıyor. Bunun bir suç olmayacağı, ceza almayacağı çok açık. Sinan’ın yaptığı hakaretlerde o anki duygusal durumunu ifade ediyor” diye konuştu.
Davayla Aygül’e “fazla konuşmaması” mesajının verildiğini vurgulayan Ok, “Gazeteciyi döven kişilerle yargının uğraşması, cezasızlığı önlemesi, bundan sonra başka gazetecilere de benzer saldırılar olmasın diye uğraşması gerekirken, mağdur olan gazeteci hakkında dava açmak aslında gazeteciye bir mesajdır. ‘Bu konu hakkında da fazla konuşma, bu konuyu çok dillendirme’ demek aynı zamanda. Bu açıdan da doğru bir iddianame değil” değerlendirmesinde bulundu.
Ne olmuştu?
Aygül, Haziran ayında Tatvan’da Belediye Başkanı Mehmet Emin Geylani’nin korumaları tarafından darp edildi. Dakikalarca dövülen Aygül, olayın ardından hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı.
Saldırının ardından ortaya çıkan ve sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, bir kişi Aygül’ü darp ederken, belinde silah olan ve polis olduğu öğrenilen bir kişi de müdahale etmeye çalışanları engelliyor.
Saldırının Aygül’ün olaydan iki gün önce belediyelerin taşınmaz mallarının satışına ilişkin paylaşımından sonra gelmesi dikkat çekti.
Olayın ardından tutuklanan iki koruma hakkında “basit yaralama” suçlamasıyla dava açıldı. Eylül ayında başlayan yargılamada her iki sanık da serbest bırakıldı.
Bitlis’te bir taciz iddiasını haberleştiren ancak daha sonra haberi teyit etmeden yayınladığını söyleyerek yayından kaldıran Aygül, hakkında açılan “Yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” davasında 1 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Aygül bu yasadan ceza alan ilk isim olmuştu.