– İranlı kadın hakları savunucusu Nergis Muhammedi’nin ikiz çocukları, cezaevinde tutulan annelerinin layık görüldüğü Nobel Barış Ödülü’nü Norveç’in başkenti Oslo’da düzenlenen törenle teslim aldı. Törende, Muhammedi’nin Tahran’daki Evin Cezaevi’nde yazdığı ve gizlice dışarı çıkarılan konuşması Muhammedi’nin 17 yaşındaki ikiz çocukları Kiana ve Ali Rahmani tarafından okundu.
İran’da kadınlara yönelik baskıya karşı barışçıl mücadelesi ve insan hakları savunuculuğu ile Nobel Barış Ödülü’ne layık görülen 51 yaşındaki Muhammedi, konuşmasında “değişim getirmek için en iyi stratejinin sürekli direniş ve şiddete başvurmamak” olduğunu belirtti. Muhammedi, Fransızca okunan konuşmasında “İran halkı baskı ve otoriterliğin üstesinden dirayetle gelecek. Bundan şüpheniz olmasın, bu kesin” dedi.
Son olarak Kasım 2021’de Jîna Mahsa Amini‘nin ölümü sonrasında tutuklanan ve İslam Cumhuriyeti aleyhine propaganda yapmakla suçlanan Muhammedi, “Bu mesajı, bir cezaevinin yüksek, soğuk duvarlarının arkasından yazıyorum” ifadelerini kullanırken, kendisinin ve ülkedeki çok sayıda hak savunucusunun “hayatta kalmak için sürekli bir mücadele verdiğini” ekledi.
JÎNA MAHSA AMİNİ’YE ATIF
Muhammedi, konuşmasında Amini’ye atıfta bulunarak “Hükümetin dayattığı zorunlu başörtüsünün ne dini bir zorunluluk ne de kültürel bir gelenek olduğuna inanıyoruz. Bu daha çok toplum üzerinde kontrolü ve sindirmeyi sürdürmenin bir aracı” çıkışı yaptı.
Amini’nin ölüm sonrasında aylar süren protestoların İran’da sivil direnişe ciddi bir katkısı olduğunu ve aüır hükümet baskısına rağmen devam ettiğini belirten Muhammedi, “Gerçek şu ki, İslam Cumhuriyeti rejiminin meşruiyeti ve halk desteği en düşük seviyesinde. Şu an, uluslararası toplumun İran’da sivil toplumu desteklemesinin zamanı ve bu konuda çaba harcayacağım” dedi.
Oslo Belediye Binası’nda düzenlenen törende, altın madalya, bir diploma ve yaklaşık 1 milyon dolarlık paradan oluşan ödülü, çocukları teslim aldı. Muhammedi de sahnede sembolik olarak portresi ve boş bir sandalye ile temsil edildi.
İran yönetimi, Amini’nin ardından düzenlenen eylemlerden Batı’yı sorumlu tutmuş, Nobel Komitesi’ni de insan haklarını siyasileştirmekle suçlamıştı. (DIŞ HABERLER)
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***