DR. CEM ÜNAL | YORUM
Yıl 2009.
Adı kamuoyunda pek bilinmeyen iş adamı armatör Mahmut Gökçin Serter iflas ediyor. Kendi çok tanınmasa da yine armatör olan oğlu Sinan Serter magazin dünyasında bilinen bir isim. Mehmet Ali Erbil’in sevgilisi eski manken ve sunucu Özlem Yıldız ile evlenince magazin basınında ismi duyulmustu. Baba-oğul iflas edince evliliği de bitmişti.
Mahmut Serter’in o dönem Denizbank’a 4 milyon 125 bin ana para ve 57 bin 748 dolar faiz olmak üzere toplam 4 milyon 182 bin 748 dolar borcu bulunuyordu. İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvuran Denizbank, kullanılan kredinin ödenmediğini belirterek haciz işlemlerinin başlatılması için karar aldırdı.
Ancak haciz işlemi hiç bir zaman başlamadı.
Yıl 2013.
4 yıl sürüncemede kalan bu süreçte, Mahmut Serter, Denizbank Genel Müdürlüğü tarafından toplantıya çağrıldı. Konu, tabi ki Mahmut Bey’in ödenmeyen ve her geçen gün büyüyen batık kredisidir. Mahmut Bey heyecanla toplantıya gitti. Bilin bakalim toplantıda Denizbank’ı kim temsil ediyordu: Mehmet Aydoğdu.
Tanıdık geldi değil mi bu isim?
Son günlerin ünlü ‘Fatih Terim Fonu’ davasında, şube müdürünün ve bazı müşterilerin ifadesinde söz konusu “Özel Fonu” Banka Genel Müdürü Hakan Ateş ile birlikte yönettiği iddia edilen genel müdür yardımcısı. Hakan Ateş’in Denizbak’ta güvendiği tek kişi, deyim yerindeyse onun bankadaki eli ayagi herseyi
Mehmet Aydoğdu, toplantıda Mahmut Serter’e ilginç bir teklifte bulunuyor: “Bizim Londra’da Hakan Ateş ile birlikte sahip olduğumuz finansal danışmanlık şirketimize belirli tutar yatırırsanız, başta haciz olmak üzere kredi borcunuzu lehinize olacak şekilde düzeltiriz.”
Evet yanlış okumadınız. Denizbank’ın halihazırdaki genel müdür yardımcısı, banka açısından tahsili zor olan bir krediyi, müşteri lehine kurtarmak için müşteriden rüşvet istiyor. Pardon “danışmanlık” teklif ediyor. Danışmanlık yapacak firma Londra’da faaliyet gösteriyor ve ortakları da bankanın Genel Müdürü Hakan Ateş ve Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Aydoğdu.
O dönem sözü edilen ‘danışmanlık parasını’ verecek mali gücü de olmayan ve kafası oldukça karışan müflis armatörün ne yaptığını bilmiyoruz. Eminim Türkiye’de Mahmut Serter’e bu konuyu detaylı olarak soracak gazeteciler vardır. Ama bildiğimiz, o dönem banka içerisine ikinci bir bankanın kurulduğudur.
Yıl 2023.
Son günlerin en popüler dolandırıcılık olayı Denizbank/Fatih Terim Fonu patlak verdı. Bu olayın detaylarını bu yazıya sığdırmamız çok zordur. Bilenler konuyu biliyor…
Dolandırıldığını iddia eden futbolcu ve iş adamlarının çoğunluğu yazılı ifadelerinde, banka yetkilileri tarafindan söz konusu Fatih Terim Fonu’nun başında banka yöneticileri Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun bulunduğunu söyledikleri ve dolayısıyla bu fonun şube müdürü ile birlikte Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu tarafından bilindiğini ve yönetildiğini ifade ettiler.
Ne kadar ilginç bir tesadüf değil mi!
Yine aynı ikili karşımızda duruyor. 2013 yılında kredi müşterisi üzerinden Londra’da kurulu danışmanlık şirketine yüksek meblağlarda danışmanlık yaptıran Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu, bu kez şube müdürü aracılığıyla ünlü ve zengin isimlerden, şube müdürünü kullanarak fon topluyorlar. Bu olayda da Londra’daki şirket aracılığıyla fonların değerlendirildiği çok açıktır.
Fanatik Galatasaraylılığı ve dominant kişiliği ile bilinen Hakan Ateş’in bilgi ve kontrolü olmadan Çorlu’daki şube çalışanının, Galatasarayın merkezi olan Florya şubesinde müdür olarak görevlendirilmesi imkansızdır. Fatih Terim başta olmak üzere Arda, Selçuk, Emre, Semih Muslera gibi futbol dünyasının çok ünlü isimleri ile kurulacak ilişkilerden Hakan Ateş’in haberinin olmaması imkansızdan da öte bir ihtimaldir.
Bu kadar ünlü isim ile irtibat kurup onların milyon dolarlarını getiri karşılığında toplamak, ‘düz’ bir şube müdürünün kabiliyetini aşan bir durumdur. Söz konusu olay, sadece şube müdürünün üstüne yıkılıp geçiştirilecek bir dolandırıcılık değildir. Olay ortaya çıkınca, şube müdürünün ifadesinde de belirttiği üzere, Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu’nun şube müdürünü genel müdürlüğe çağırarak, suçu üzerine almasını telkin etmeleri bu iddiamızı hayli güçlendirmektedir.
“Hadi canım o kadar da değil, genel müdür buna cesaret edemez!” dediğinizi duyar gibiyim. O zaman size yaklaşık 20 yıl önce patlak veren İmar Bankası Vakasının hatırlatmak isteriz.
“Hadi canım o kadar da değil!” denilen tüm işlemler BDDK, SPK ve kamuoyunun gözü önünde açıkça ve cesurca yapıldı. Banka içerisinde ikinci bir banka kurularak yüksek getiri vaadi ile mudilerden paralar toplandi ancak orada da saadet zinciri patladı ve belki de ‘asrın banka dolandırıcılığı’ ortaya çıktı.
Buradan BDDK’ya açıkça ihbarda bulunuyoruz.
Denizbank içerisine Genel Müdür Hakan Ateş tarafından paralel yeni bir ‘banka’ kurulmustur. Londra’da faaliyet gösteren bu paralel bankanın ortakları Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu olup, pervasızca ve cesurca Denizbank içerisinden kendi çıkarları için işlem yapmaktadır. Kurulduğu günden beri 24 yıldır bankanın ilk ve tek genel müdürü olan Hakan Ateş, Erdoğan rejimi ve BDDK, SPK gibi otoritelerle de arayı her zaman iyi tutmaktadır.
Hiç kimsenin şüphelenmeyeceği Hakan Ateş, Londra’daki şirketi üzerinden Mehmet Aydoğdu kontrolünde ciddi gelirler elde etmektedir. Olası herhangi bir “patlak” durumunda da, son olaydaki şube müdürüne yapıldığı gibi, suç basitleştirilerek “tetikçiler” üzerine yıkılmaktadır.
Genel Müdür Hakan Ateş’ın son günlerde bankayı nazara vererek, tüm eleştirileri ve yorumları tehditvari tarzda püskürtmeye çalışması ve panikle tepki vermesi de suçluluk psikolojisinden kaynaklanmaktadır.
20 yıl önce İmar Bankası dolandırıcılığını maaleef tespit edemeyen ve ciddi anlamda güven kaybı yaşayan BDDK ve SPK, umarız ki nitelikli dolandırıcılık olayını bu kez atlamaz. BDDK’ya ipucu verelim, ilk adımı armatör Mahmut Serter’den bilgi alarak başlayabilirler.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***