İsrail’de konumları gizli, ABD hükümetine ait milyarlarca dolar değerinde silahın bulunduğu çok sayıda depo olduğu biliniyor. Bu depolar ilk olarak 1980’lerde gelecekteki olası Orta Doğu çatışmaları için ABD kuvvetlerine hızlı bir şekilde tedarik sağlamak amacıyla kuruldu.
İsrail’in Gazze’deki savaşı aralıksız sürerken bu ülkenin silah mühimmatı ve ABD’den gelen önemli destek uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor.
İngiltere’de yayımlanan The Guardian gazetesinde çıkan bir analizde, İsrail devletinin silah envanteri konusunda fazla “şeffaf olmayan tutumu” ve ABD’nin desteği gündeme getirildi.
İsrail’de kesin konumları gizli, ABD hükümetine ait milyarlarca dolar değerinde silahın bulunduğu çok sayıda, sıkı korunan depoların var olduğu biliniyor.
Uzun süredir gizlilik içinde korunan bu silah depoları, ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin İsrail’in Gazze’yi bombalamasına verdiği destek nedeniyle üzerindeki baskı arttıkça, daha fazla uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmeye başladı.
İsrail’deki ABD silah depoları ne zaman kuruldu?
İsrail’deki silah ve mühimmat depoları ilk olarak 1980’lerde gelecekteki olası Orta Doğu çatışmaları için ABD kuvvetlerine hızlı bir şekilde tedarik sağlamak amacıyla kuruldu.
Bununla birlikte zamanla İsrail’in belirli durumlarda bu silah depolarından yararlanmasına izin verildi.
İsrail’in şu anda Gazze’ye karşı yürüttüğü savaşta da bu silah depolarında önemli miktarlarda faydalandığı tahmin ediliyor.
Ancak bu sevkiyatın boyutu ve detayları konusunda İsrail yönetimi tarafından şeffaf bir tutum izlenmiyor.
Guardian’a konuşan İsrail’e yapılan güvenlik yardımını bilen çok sayıda eski ABD’li yetkili, Washington’un silah stoklarını İsrail ordusuna hızlı bir şekilde transferinin nasıl mümkün kılındığına açıklık getirdi.
Bu yetkililer, ABD yönetimlerinin İsrail’e yönelik silah sevkiyatını kamuoyunun dikkatini çekmeden ve kongre denetimi olmadan nasıl gerçekleştiği konusunda önemli bilgiler verdi.
Emekli bir üst düzey Pentagon yetkilisi, bu gönderilen silahların “resmi olarak ABD’nin kullanımına yönelik ABD ekipmanı” olarak görüldüğünü hatırlattıktan sonra “Acil bir durumda, onlara bu silah depolarının anahtarlarını vermeyeceğimizi kim söyleyebilir?” diyerek, ABD’nin konuya bakışıyla ilgili genel politikasını özetledi.
İsrail Gazze saldırılarında ABD mühimmatını kullanıyor?
İsrail, 7 Ekim’deki Hamas saldırılarından bu yana Gazze’ye on binlerce bomba atarken, ABD tarafından sağlanan büyük miktarlarda mühimmatı kullanma konusunda da çekingen davranmadı.
İsrail’in Gazze’yi bombalamasının gelişigüzel olduğuna dair endişeler giderek artarken, ölü sayısının 20 bini aştığı biliniyor.
Bu durum ABD’nin, İsrail’e tedarik ettiği bombaların miktarı ve kategorisi ile bunların son saldırılarda ne oranda kullanıldığı yolundaki soruları da beraberinde getiriyor.
Washington’da Kongre üyeleri, Beyaz Saray’ın İsrail’deki depolara konulan ABD silahlarının türlerine ilişkin kuralları gevşetecek, yeni sevkiyat için harcama tavanlarından feragat edecek ve Pentagon’a cephanelikten transfer yapma konusunda daha fazla esneklik sağlayacak teklifleriyle ilgili olarak endişelerini dile getirmeye başladı.
Washington’un İsrail’e sunduğu bu desteği protesto etmek amacıyla kısa süre önce Dışişleri Bakanlığı’ndaki görevinden istifa eden Josh Paul, silah depolarının İsrail’in kullanımına açılmasının Biden yönetiminin İsrail’e silah sevkiyatı sağlamanın yeni bir çabası olduğu eleştirisini getirdi.
Josh Paul istifa sonrası yaptığı bir açıklamada, Beyaz Saray’dan, İsrail’e mümkün olan en kısa sürede silah verilmesi için her türlü olası yasal yetkinin bulunması gerektiği konusunda kendilerine bir baskı oluştuğunu ifade etti.
ABD’nin İsrail’de önemli miktarda silahı bulunuyor
ABD-İsrail askeri ittifakı kapsamında Savaş Yedek Stokları (WRSA-I) olarak bilinen önceden konumlandırılmış silah cephaneliğinin tüm içeriği kamuya açıklanmıyor.
Ancak yetkililer, Pentagon’un Kongre’yle ellerindeki verilerin yıllık dökümünü paylaştığı bilgisini veriyor.
Bu raporlar genelde gizli tutulmasına rağmen söz konusu depoları gezen emekli bir Pentagon yetkilisinin 2023 yılı başındaki gözlemleri basında geniş yer aldı.
WRSA-I deposunu gezen bu yetkili, mevcut cephanelikte gelişmiş yönlendirme sistemleri olmayan önemli miktarda uçaklardan atılan bomba bulunduğunu belirtti.
İsrail yanlısı düşünce kuruluşu olan Amerika Ulusal Güvenlik Yahudi Enstitüsü tarafından 2020 yılında yayımlanan bir raporda da gelişmiş yönlendirme sistemleri olmayan bombalardan önemli miktarda stoklarda bulunmasına ve hassas güdümlü mühimmatın yeteri kadar olmamasına dikkat çekilmişti.
Askeri uzmanlar İsrail ordusunun hava saldırılarında hassas güdümlü mühimmat yerine gelişmiş yönlendirme sistemleri olmayan bombaları kullanmasının sivil kayıpları önemli ölçüde artırdığı görüşünde.
İsrail, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde kullanıldığında siviller için ciddi riskler oluşturabilecek güdümsüz mühimmat kullandığını inkar etmezken ordu, hava saldırılarında kullandığı gelişmiş yönlendirme sistemleri olmayan “M117s” bombaların görüntülerini sosyal medyada defalarca paylaştı.
M117’lerin Gazze’de ne sıklıkta kullanıldığını tespit etmek mümkün değil, ancak CNN tarafından bildirilen ABD istihbarat değerlendirmelerine göre İsrail tarafından kullanılan mühimmatların yüzde 40 ila yüzde 45’i güdümsüz.
Beyaz Saray, WRSA-I ile ilgili kuralları daha da gevşetmek için ek harcama talebini kullanmak istiyor.
ABD’de tepki gösterenlerin sayısı artıyor
Bu arada, Elizabeth Warren öncülüğünde bir grup senatör ise bu girişimin ABD yardımının orantısız bir şekilde sivillere yönelik zararı artıracağı yolundaki endişesini dile getiriyor.
ABD’nin İsrail’e yönelik silah desteğini sorgulayanlar bunun bölge için tehlikeyi sonuçlar doğurabileceğine işaret ediyor.
Dışişleri Bakanlığı’nın eski hukuk danışmanı Brian Finucane, İsrail’in ABD ile savunma ortaklığındaki usul açısından sağlanan güvencelerin mevcut birçok istisnadan yararlandığını belirterek, bu durumunu Orta Doğu’da çatışmayı körükleyecek bir hale gelmesinin endişe verici olduğu uyarısını yaptı.
Brian Finucane, “Bu silah transferleri stratejik açıdan mantıklı mı? Ateşe daha fazla benzin dökmek ABD’nin ulusal çıkarları açısından mı, yoksa bölgede barış ve istikrarın sağlanması açısından mı mantıklı?” ifadesini kullandı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***