AHMET KARABAY | HABER YORUM
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, göreve geldiği 25 Temmuz 2018’den bu yana en başarılı olduğu dönemi yaşıyor. Medyada ne gündemde tutuluyor, hangi konu gözden kaçırılıyorsa hepsinin altında bu “altın çocuğun” imzası var.
Fahrettin Altun’u çoğu kişi sadece “basın danışmanlığı” yaptığını sanır. Oysa Altun’un bugün itibariyle ülke yönetimindeki etkisi Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan çok daha fazla.
Fahrettin Altun’un titrine bakarsanız sadece “Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı” sıfatını görürsünüz. Borsa İstanbul’da Yönetim Kurulu Üyesi ve Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı gibi görünürdeki sıfatlar, onun sadece görünürdeki ekonomik kaynak ihtiyacını karşılamak amaçlı…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’nın görünmeyen görevleri, görünenden çok daha fazla. İbrahim Kalın’ın Cumhurbaşkanlığı sözcülüğünü yaptığı dönemde bile Altun kamuoyunda, “esas ipler İletişim Daire Başkanı’nın elinde” dedirten bir isimdi.
Altun’un işi, İbrahim Kalın’ın 11 Aralık 2014-4 Haziran 2023 tarihleri arasında yürüttüğü görevini devredip, MİT Başkanlığına geçmesinden sonra çok daha kolay oldu. İstediği oyun sistemini kurup uygulayabilir hale gelen Fahrettin Altun, Türkiye’de en etkili kişiler listesinde hızla üst basamaklara tırmandı.
NE KONUŞULUYORSA ALTUN KONUŞTURUYOR
Bugün ülke genelinde ne gündemde tutuluyorsa bilin ki arkasında Fahrettin Altun var. Bunu abartmadan söylüyorum. Eğer bir konu, ne kadar önemli olursa olsun üç günden fazla ülke gündeminde kalmışsa bu Fahrettin Altun sayesinde gerçekleşmiş demektir.
Türkiye, bir aydan bu yana sosyal medya fenomenlerinin nasıl kara para akladıklarını ve sporcuların faiz hırsı yüzünden kaptırdıkları paraları konuşuyor.
Ülke, iktidar eliyle savrulan kayıp 128 milyar dolar parayı, futbolcuların kayıp olduğu öne sürülen 46 milyon doları kadar konuşamadıysa bu İletişim Dairesi’nin başarısı demektir. Eğer geçen senelerde kayıp 128 milyar doları bu netlik ve yoğunlukta konuşabilseydik, geride bıraktığımız Mayıs ayında bambaşka bir Türkiye’ye uyanırdık.
İYİ Parti lideri Meral Akşener’i ilk baştan bu yana en çok eleştirenlerden birisi olduğumu TR724 okuyucuları iyi biliyor. Öteki konulardaki tavır ve söylediklerini bir kenara bırakıyorum. Ama gündemin oluşturulma konusunu en iyi değerlendiren kişi Sayın Akşener oldu:
“Dolandırılan spor insanlarını, kaptırdıkları milyon dolarları konuşuyor ve konuşuyoruz. Hangi fenomenlerin nasıl haksız kazanç elde ettiğini konuşuyoruz. Yalnız ilginçtir para aklayanlar konuşuluyor ama parası aklananlarsa nedense hiç konuşulmuyor.
Dolandıranlar, dolandırılanlar konuşuluyor ama dolandırıcılığa yol verenler nedense hiç konuşulmuyor. Haksız kazanç sağlayanlar konuşuluyor ama bu haksız kazançları finanse edenler hiç konuşulmuyor.”
HAKAN ATEŞ OYUNU BOZABİLECEK Mİ?
Fahrettin Altun, fenomenleri ve banka şube müdürüne para kaptıranları nasıl konuşacağımızın yöntemini de kamuoyuna dikte ettirmeye çalışıyor. Konunun her gün bir parçasını gösteriyor. Bu sunulan kırıntı ile haberin hangi yönden ele alınması da sağlıyor.
Yalnız şu “Fatih Terim Fonu” olarak bilinen ve dolandırıcılığa evrilen olay, bir iki yönüyle İletişim Daire Başkanı Altun’un kontrolünden çıkma riski taşıyor. Altun’un oyun planında sadece “mağdur futbolcuların” mağduriyetlerinin gündemde tutulması vardı.
Daha çok para kazanma hırslarına yenik düşen bu futbol insanları, yasal olmayan bir şekilde banka müdürü Seçil Erzan’a para veriyor. Eğer bir işlem banka sistemine giriyorsa, orada dekont olur. Bu kişiler dekont almak yerine herhangi bir kağıda yazılmış “aldım-verdim” bilgisinden başka bir içerik taşımayan ve resmi niteliği olmayan bir not alıyor.
İyi kazandıkları için de “Bana niçin dekont vermiyorsunuz?” diye sormuyorlar. Akıllarına geliyorsa da “Ben kazandığıma bakarım” diye zihinlerini kurcalayan soruyu sorma gereği duymamışlar.
Fona adını veren Fatih Terim ise işin hiçbir yerinde yok. Neredeyse Beştepe Sarayı’nın yönlendirmesiyle “baş mağdur” sayılacak. Kamuoyu dolandırılan futbolcular konusunu Kasım ayından bu yana konuşuyor. Olayın patlak vermesi ise bu yılın Nisan ayı.
Seçil Erzan tefecilerden para toplamış… #OrtaSayfa pic.twitter.com/zSy0fa6Gdm
— FOX HABER (@FOXhaber) December 8, 2023
Bir de patlak vermeden önceki dönem var. Gazeteci Nevşin Mengü, Seçil Erzan’ın son aylarda yaptığı telefon görüşmelerinin HTS kayıtlarına ulaşmış. Enteresan yoğunlukta görüşmeler yapılmış.
Candaş Gürol ile 1.012 kez görüşmüş. Peki Candaş Gürol kim, Fatih Terim’in avukatı. Aynı zamanda Seçil Erzan’ın bir dönem birlikte olduğu kişi. Seçil Erzan ile Av. Gürol arasında böyle yoğun bir görüşme trafiği var. İddiaya göre, Gürol aynı zamanda para kuryeliği yapıyor.
Candaş Gürol ve Fatih Terim
Mehmet Ağar ekibi, Azeri kökenli Türk vatandaşı Mubariz Gurbanoğlu’na ait Bodrum Yalıkavak’taki yat limanına çöktüğü gibi Fatih Terim bağlantısı ile de Denizbank’a sızmaya kalkıyor.
Benim haber kaynaklarımdan öğrendiğim kadarıyla Mehmet Ağar için son 25 yılda 4 kez el değiştiren Denizbank operasyonu kendilerine hayli kolay olacaktı. Patronu bile doğru dürüst belli olmayan bir bankada bu operasyon 3 yıllık bir sürede tamamlanabilirdi.
Denizbank’ın dümeninde oturan Hakan Ateş, Mehmet Ağar ekibinin bankaya sızmaya çalıştığını fark edince karşı bir hamle planlıyor. Haber kaynağımın ifadesiyle Ateş, Seçil Erzan aracılığıyla Fatih Terim’i “yemliyor”. Terim, Seçil Erzan eliyle sunulan kazanç şehvetine kendini çok fena kaptırıyor. Terim, bu ballı paradan çevresini de yararlandırmaya girişiyor.
7 Nisan’daki patlama noktasına gelindiğinde Ağar’ın Denizbank’ı ele geçirme planı büyük ölçüde sekteye uğramış oluyor. En azından Hakan Ateş öyle görünüyor.
FAHRETTİN ALTUN, DENİZBANK OLAYINA YAYIN YASAĞI İSTEMEDİ
Peki Denizbank olayının Fahrettin Altun ile ne alakası var? Fahrettin Altun’dan söz ederken birden Denizbank’a dalış yaptım.
Sadece konuyu yakından takip edenler değil, sıradan insanların bile dikkatini çekmiş durumda. En küçük bir olayda dahi yayın yasağı getiren iktidar, böylesine kapsamlı konuda niçin yasaklama yoluna gitmedi?
İşte burada Fahrettin Altun etkisi ortaya çıkıyor. İletişim Daire Başkanlığına göre, Denizbank olayının ardında Mehmet Ağar ve ekibi var. Yapbozun parçaları yerleştikçe Ağar’ın portresi ortaya çıkmaya başlayacak.
‘GOBBELS FAHRETTİN’DEN ‘PARTNER FAHRETTİN’E
Beştepe Sarayı, MHP ve Bahçeli’yi dizginlemek için yoğun çalışıyor. Bahçeli’nin kişisel olarak nefret ettiği Sinan Oğan’ı bile bu kuşatmada Saray’a yerleştirdi. Sinan Oğan, bu yıl Mayıs ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçiminde adaylığını koyacağını açıkladığında en sert tepkiyi Bahçeli ve Altun’a yapmıştı.
Sinan Oğan’a göre, Bahçeli kendisini ekranlara çıkarmamaları için Fahrettin Altun’u arıyor, Altun da televizyonları arayarak kendisine engel oluyordu. Oğan, o günlerde bu durumu protesto için İletişim Başkanlığı’nın önüne gidip, basın açıklaması yaptı ve “Gobbels’liğe soyunma Fahrettin!” dedi.
Fahrettin Altun, önceki gün yapılan TRT World Forum 2023 toplantısına katıldı ve kendi açısından başardıklarını kürsüden Cumhurbaşkanı Erdoğan’a anlattı: “Son dönemde, gerek küresel salgın zamanlarında gerek Karabağ savaşında gerek Rusya-Ukrayna savaşında, gerekse de İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de uyguladığı sistematik zulümlerde, katliamlarda şunu gördük ki doğru stratejik iletişim hamleleriyle, dezenformasyonun küresel ve bölgesel güç mücadelelerinde zehirli bir enstrümana dönüşmesine mani olabiliriz.”
Fahrettin Altun, bu konuşmasında ülke gündemini nasıl yönlendirdiklerini anlatıyor. Neye şaşıracağımızı, neyi konuşacağımızı belirlemenin keyfini çıkarıyor. Kurduğu ve Türkiye’de başarıyla uygulanan sistemi, toplantıya katılan öteki ülkelerle paylaşabileceklerini söylüyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***