Hafta başında TBMM Genel Kurulu’nda Milli Eğitim Bakanlığı’nın bütçesi konuşulurken “Sizin tarikat-cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır, o STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim” diyen Bakan Yusuf Tekin’e tepkiler dinmiyor.
Bugün 81 ilde basın açıklaması yapan CHP, bütçe konuşmasındaki sözleri nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e istifa çağrısında bulundu.
CHP’li Çelik: “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i istifaya davet ediyoruz”
İl merkezinde düzenlenen toplantıda konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, iktidarın bir başka dini yapı olan Fetullah Gülen cemaatiyle yaptığı işbirliğine atıfta bulunarak bu politikaların “milletin hafızasında travmalara neden olduğunu” söyledi.
Özgür Çelik, “Bakanlığın tarikat ve cemaatler ile yaptığı protokolleri tasdik etmesi, eğitimin topyekün dinselleştirilmesini hedefleyen politikaları ifşa etmiştir. Bu yapıların araç olarak kullanılmasının sonuçlarını 15 Temmuz darbe girişimiyle acı bir şekilde deneyimledik. Kişiye özel bir yasal değişiklikle rektör olan ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın tüm tartışmalı icraatlarının sorumluluğunu taşıyan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i istifaya davet ediyoruz” dedi.
CHP’li Özçağdaş: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Milli Eğitim Bakanı’nı görevden alma çağrısında bulunuyoruz”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş da istifa çağrısını Ankara’da toplanan Eğitim-Sen Genel Kurulu’nda dile getirirken Milli Eğitim Bakanı’nın özellikle Kürt çocuklarının dağa çıkmaları engellemek için bu protokollerin imzalandığını söylemesini eleştirdi.
Özçağdaş, “Milli Eğitim Bakanı, bu yapılarla ilişkiyi savunurken, özellikle belirli bir bölgeye işaret etmekte; cemaat ve tarikatlar aracılığı ile bölgenin şekillendirilmek istendiğini de açıkça itiraf etmektedir. Yatılı okulları kapatıp, çocuklarımızı tarikat ve cemaatlerine mahkûm eden kişinin gerekçesi bu nedenle doğru değildir. Yusuf Tekin’i istifaya davet ediyoruz. Bu çağrının karşılık bulamayacağı öngörüsü ile kendisinin atamasını yapan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a laik Cumhuriyet ilkesine bağlı kalacağına yönelik yeminini hatırlatıyor, görevlendirdiği Milli Eğitim Bakanı’nı görevden alması çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Milli Eğitim Bakanı eleştirilen konuşmasında DEM Partisi’nden milletvekillerini hedef alarak, “Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütleri sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben o STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocukların dağa çıkmaması için, sizin insan kaynağınıza insan yetiştirmemek için buradan devam edeceğim” ifadelerini kullanmıştı.
“Az olan kazanımlar kaybediliyor, laiklik tırpanlanıyor”
VOA Türkçe’nin konuştuğu İstanbullular da Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamalarını hem sakıncalı hem de Anayasa’daki laiklik ilkesi ile çelişkili buluyor.
Özel bir üniversitede okuyan Mert Pötün, “Halihazırda zaten az olan belli başlı kazanımları iyice kaybediyoruz. Buna karşı direnç göstermek hepimizin elinde. Eğitim Türkiye genelinde kötü gidiyor. Ben özel okulda okuyorum. Türkiye genelinde çoğu insan böyle bir eğitime ulaşamıyor. İnsanlar şöyle bir tercihte bırakılıyor; ya özel okullara para kazandırılıyor ya da devlet eliyle birçok insan imam hatiplerde dini eğitim almaya zorlanıyor. Bunun temel sebebi devletin ikisinden de avantaj elde etmesi. Birinde kendi çıkar gruplarını özel okullar aracılığıyla besliyor diğerinde ise kendi istediği bir nesil yetiştirme çabasıyla laikliği tırpanlamaya çalışıyor” dedi.
“Bu işbirlikleri sakıncalı ve Anayasa’ya aykırı”
İktidarın daha önce perde gerisinde yaptığı işbirliklerini artık açık açık söylenmekten çekinmediğini, bu durumun eğitim için zararlı olduğunu savunanlar da var.
Mimar Ulaş Karagöz, “Anlaştıkları STK’ların tarikat olduğunu kabul ediyorlar. Bunlar sakıncalı ve Anayasa’ya aykırı. Gelecekteki süreç için tehlikeli görüyorum. Eskiden de hep devam ediyordu Ensar Vakfı ve diğer tarikatlarla. Ama saklama gereği görüyorlardı. Milli Eğitim Bakanı’nın açıklaması artık ne kadar da cesaretli olduklarını gösteriyor” derken, özel sektörde çalışan Ufuk Akarı ise, “Aslında bakanın açıklaması son derece samimi ve dürüst, içten. olduğu gibi konuşuyor. Bunun arka planı var mı yok mu sorusuna oldukça sağlam bir yanıt o taraftan geldi. Cemaat ve tarikatların devlette örgütlenmeleri vardır” ifadelerini kullandı.
Milli İrade Platformu: “Bunlar bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına, değerlerine, geleneğine, kültürüne ve dinine savaş açan bir güruhtur”
Çoğu çeşitli cemaat ve tarikatların kurduğu yaklaşık 300 STK’nın üye olduğu Milli İrade Platformu ise Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e tam destek verdi.
Bakanlığın dini yapılarla protokoller yapmasını eleştirenlerin kendilerine “demokrat”, “cumhuriyetçi”, “çağdaş”, “aydın”, “Atatürkçü” ve “sanatçı” dediğini ancak tutumlarının sıfatlarıyla uyuşmadığını belirten Milli İrade Platformu bu kesimleri İslam’a düşmanlıkla suçladı.
Açıklamada, “Bunlar bu ülkeye, bu ülkenin insanlarına, değerlerine, geleneğine, kültürüne ve dinine savaş açan bir güruhtur. Bunlar Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin ‘STK’larla protokol yapmaya devam edeceğiz’ dediğinde dağdaki ve ovadaki efendileri tarafından kumanda edilen bir avuç zavallıdır. Bunlar; İslam’a karşı düşmanlıklarını Müslümanlar’ın kurdukları STK’lar üzerinden yansıtmaktan geri durmuyorlar. Düşüncelerine ve davranışlarına karşı çıkılacağını bildiklerinden açıktan düşmanlık yapamadıkları için nefretlerini Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin üzerinden yansıtmaya çalışıyorlar. Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin’i destekliyor, bakanımızı ilkeli ve onurlu duruşundan dolayı takdir ediyoruz” denildi.
Milli İrade Vakfı’nı üyeleri arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak’ın yönetim kurulu üyesi olduğu TÜRGEV, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın YİK üyesi olduğu TÜGVA, mütevelli heyeti üyesi olduğu Okçular Vakfı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın kurucularından olduğu KADEM ile Menzil cemaatinin kurduğu Beşir Derneği, İsmailağa Vakfı, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in kurucu genel başkanı olduğu Cihannüma Derneği, Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği BÜMED’e alternatif olarak kurulan BURA Boğaziçililer Derneği, ENSAR Vakfı ve Türkiye’de muhafazakarların kurduğu (1951) ilk derneklerden olan İlim Yayma Cemiyeti de var.