Gezi Davası’ndan cezaevinde bulunan Türkiye İşçi Partisi Hatay milletvekili Can Atalay’ın hukuki durumu belirsizliğini koruyor. Avukatları Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun Atalay’ın tahliyesi yönünde karar vermesini talep ettiği halde dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz dilekçesi verdi.
Mahkeme dilekçeyi usulen değerlendirdikten sonra İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderecek.
Atalay’ın avukatları: “13. Ağır Ceza Mahkemesi AYM kararlarına uymakla yükümlüdür”
Can Atalay’ın avukatları Fikret İlkiz, Deniz Özen ve Akçay Taşçı, itiraz dilekçesinde 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Can Atalay’ı hakkındaki hükmün infazını durdurma, yeniden yargılamaya gitme ve bu yargılamada da durma yoluna giderek dosyayı Yargıtay’a göndermesinin “yok hükmünde” olduğunu savunuyor.
Dilekçede, “Anayasa Mahkemesi ilk kez Anayasa’nın 148’inci maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Bu karar aynı zamanda Yargıtay’a ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne verilmiş bir yanıttır. Hukukidir; dili Türkçedir. Mahkeme AYM kararlarına uygulamakla yükümlüdür. Anayasa Mahkemesi’nin kararında tespit edilen ihlallerin, işin durumuna göre, duruşma yapmaksızın giderilebileceği çok açıktır. Bu yöntemle de ihlalin sonuçları giderilebilir” denildi.
Yargıtay Başkanı’ndan AYM eleştirisi: “Kararlarınızın kesin olması sizleri keyfiliğe yöneltmesin”
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “yeni anayasa sürecinde, Anayasa Mahkemesi statüsünün, üye yapısının, yargılama usullerinin radikal şekilde ele alınarak yeniden yapılandırılması ya da bu mahkemenin kapatılmasını” önerdi.
Bahçeli’nin, “Görüşülmeyi bekleyen 129 bin 140 bireysel başvuru dosyası varken, mahkum Can Atalay dosyasını acilen inceleyip hak ihlali kararı verilmesinin izahını kara cübbeli işbirlikçiler nasıl yapacaktır” şeklindeki sözlerinden sonra bugün de Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca yüksek mahkemeyi eleştirdi.
Türkiye Adalet Akademisi’nin Ankara’da düzenlediği toplantıda konuşan Yargıtay Başkan Akarca’nın, “Kararlarınızın kesin olması sizleri keyfiliğe yöneltmesin. ‘Nasıl olsa temyiz kabiliyeti yok, herkes bu kararı kabul etmek ve uygulamak zorunda’ mantığıyla adaleti tesis etmekten uzaklaşmayınız. Toplumsal değerlerine yabancılaşmış ve temel referanslarını yurtdışı güç ve etki gruplarından alan bir hukukçu, yargı sisteminin hangi alanında görev alırsa alsın adaletin tecellisine katkısı olmaz” şeklindeki sözleri Anayasa Mahkemesi eleştirisi olarak yorumlandı.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu Çarşamba günü Resmi Gazete’de yayınlanan gerekçeli kararında, “Eldeki başvuruya konu yargılamada Anayasa Mahkemesi, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ni ilgili mahkeme belirlediği için Yargıtay’ın 6216 sayılı kanun kapsamında yeniden yargılama yetki ve görevi bulunmamaktadır” ifadesini kullanarak, daha önce Can Atalay lehine oy kullanan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin yetkisi bulunmadığına hükmetmişti.
Özgür Özel “bu bir darbe” derken, İmamoğlu iktidarı “Türkiye’yi dünyaya rezil etmekle” suçladı
Cumhuriyet Halk Partisi de Can Atalay’ın tahliyesi için baskılarını arttırıyor.
CHP lideri Özgür Özel, “Bugün bir yerel mahkeme, Anayasa Mahkemesi’ne direnemez. Direniyorsa, talimatlandırılmıştır. Bu talimat, kuvvetler ayrılığını hiçe sayan yürütme organınınız başı tarafından verilmiştir. Yapılan iş bir darbe girişimdir” derken; bu akşam Sözcü TV canlı yayınına katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu Can Atalay ile birlikte Gezi davasından hapis yatan Tayfun Kahraman’a da destek verdi.
İmamoğlu, “Can Atalay’ın yeri TBMM’dir. Bugünün açılacak penceresi şu; Can Atalay acilen TBMM’deki koltuğuna oturmalıdır. Yargı sistemini, demokrasiyi, anayasal hakları sınıfta bırakıyorsunuz. Dünyaya bizi rezil ediyorsunuz. Anlatamıyoruz hiçbir ülkeye. Benim can yol arkadaşım Tayfun hapiste, diğer Gezi tutukluları hapiste. Tayfun benim neredeyse 15 yıllık arkadaşım. Gezi döneminde onu odasında ziyaret eden, hatta o dönemde CHP ilçe başkanlığı yapan biriydim. Tayfun’un anlattıklarına bire bir şahidim. Basiretsiz, anlamsız suçlamalarla muhatap ediyorsunuz. Şimdi anayasal hak olarak seçilmiş birinin Meclis’e gelmesini önlüyorsunuz. Utanç verici” dedi.
Türkiye İşçi Partisi akşam saatlerinde Ankara ve İstanbul’da yaptığı basın açıklamaları ile Can Atalay’ın tahliye edilmemesini protesto etti. TİP’liler, 13. Ağır Ceza Mahkemesi üyelerinin görevden alınmasını talep etti.