Eşi ve oğlu Selam Akçaer ile Paris’e tatile gelen 70 yaşındaki öğretmen Mustafa Akçaer, Eyfel Kulesi yakınlarındaki otele giriş işlemleri yapılırken ayakta beklemektense etrafı biraz dolaşmak için eşine ait telefonu alarak otelden ayrıldı. Ancak cep telefonu çalışmayınca Paris’te kayboldu.
Dört gece boyunca dilini dahi bilmediği Paris sokaklarında kalan 70 yaşındaki Mersinli öğretmen Akçaer, ilk 2 gün kaybolduğu bölgeden ayrılmadan ailesinin kendisini bulmasını bekledi. Ancak kendisini sokak sokak arayan ailesiyle yolları bir türlü kesişmedi.
Akçaer, arama çalışmalarına katılan ve bulunmasına tanıklık eden VOA Türkçe’ye nasıl kaybolduğunu, dört günün bitkinliğiyle, “Otel giriş işlemleri yapılana kadar dönerim dedim, sokağın sonuna kadar yürüdüm. Burasıyla şu karşı bina gibi. Sonra geri döndüm, bir şeylere baktım. Elimde telefon olduğu için hiç otelin adına falan bakmaya gerek görmedim. Nasılsa telefon var, ararlar diye düşündüm” sözleriyle anlattı.
“Bu kimdir, nedir diye bana bakıyorlardı”
VOA’in “Hiçbir Türk vatandaşı, polis görmediniz mi?” sorusuna emekli öğretmen Akçaer, “Gördüm ama şimdi yanımda siz olduğunuz için bakıyorlar. O zaman ne dediğimi de anlamayıp, ‘ya bu kimdir, nedir diye bakıyorlar, ya git dayı işine’ havasındaydılar. Ben de daha çok oturup ağlıyordum” yanıtını verdi.
İlk kaybolduğu gece, Paris’te fırtına nedeniyle kırmızı alarm verilen Akçaer, “O gece çok soğuktu, karton buldum, bir kuytuda üzerinde 3-4 saat uyuyabildim. İnsanlar bana bakıyorlar, garipsiyorlar, ‘yazık adam yalnız, kimsesi yok’ diyorlar, yanımdan geçip gidiyorlar” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.
Mustafa Akçaer, dört gece boyunca uykusu gelip neredeyse düşecek duruma gelene kadar hep dolaştığını, birkaç saat kestirdikten sonra yeniden dolaşmaya başladığını aktardı.
Türk toplumu seferber oldu
Babasını oteline götürüp, duş aldırıp yemek yedirdikten sonra uyutan oğlu Selam Akçaer de babasının Paris sokaklarındaki 4 günlük kabusunu VOA Türkçe ile paylaştı.
60 kadar Türk gurbetçinin dayanışması sayesinde babasına kavuşan Selam Akçaer, “Çok büyük bir talihsizlik olduğunu düşünüyorum. Hiç gelmek istemiyordu. Ben ısrar ettim, bir yurt dışı görsün, Paris’i gezsinler diye yer ayırttım. Büyük hevesle geldik. Otele daha yeni yerleşirken, check-in yaptırırken etrafa bakınmak istedi. Çıkarken de annemin telefonunu alıp çıktı. Bir süre sonra onu arayıp buluşacağımızı düşünerek gitti. Bir an telefonun çalışmadığını anlıyor, aramaya çalıştığında arayamıyor, otelin ismini de bilmediği için resmen Paris’in ortasında kayboluyor” dedi.
Selam Akçaer, eşi ve annesi ile Paris sokaklarını, 2 Kasım Perşembe gününden itibaren nasıl aradıklarını da anlattı.
“İlk iki gün sadece ailemle aradım. Polise gittik rapor tutturduk, konsoloslukla irtibat kurduk. Sağ olsunlar çok yardımcı oldular. Sonra Türkiye’deki arkadaşların yardımıyla buradaki Türk gruplara ulaştık. Onlar kendi sosyal medya hesabından paylaştı. Hemen benim numarama yardım etmek isteyen Türkler yazdı. Biz de onları biraraya getirmek için Whatsapp grubu kurduk” diyen oğul Akçaer, Pazar günü otele gelen 20 kadar Türk ile aramayı genişlettiklerini anlattı.
Selam Akçaer, “Sabah 12’de çıktık akşam 23.00’e kadar bu bölgede aradık. Akşam posterlerini bastırıp etrafa yapıştırmaya başladık. Gece yarısına kadar benimle arayanlar vardı. Bizim için son 4 gün hala bulanık. Çok kötü şeyler yaşadığımız için aklımız hala yerinde değil. Ama bu kadar insanı bir anda bir araya toplayıp çok fazla gönüllünün oluşması ve bunların inanılmaz fazla yardım etmesi, hala inanılır gibi değil, ben hala inanamıyorum. Çok büyük gönül borcum var onlara” diye konuştu.
Dört günün sonunda bütün Paris’teki Türk toplumu Akçaer’in kaybolduğunu öğrendi. 70 yaşındaki emekli öğretmenin yolu, 6 Kasım Pazartesi sabahı, Türk işçilerle Bercy tren garı yakınlarında kesişti. VOA Türkçe’nin tanık olduğu bulunma anını oğlu Selam Akçaer şu sözlerle anlattı:
“Bana döndüğü andaki yüz ifadesini asla unutmayacağım”
“Babam yoldaki bir Türk işçiyle konuşuyor. Muhabbet ediyor, oğlunun birisinin eczacı olduğunu söylüyor. ‘Karakola gitmek istiyorum nasıl bulabilirim’ diyor. O da karakolu bulamazsın ama etraftaki polislere söyle diyorlar ve babamdan ayrılıyorlar. Birkaç dakika sonra konuşan kişinin işçi arkadaşı ‘Aa niye gönderdin, her yerde o adamı arıyorlar’ diyor. Hemen bize ulaşıyorlar, 10 dakika içinde. Whatsapp grubunda paylaşılan afişlerdeki numarayı bulup arıyorlar. Biz de hemen gruptan diğer arayan kişilerle paylaştık. Hızlı bir şekilde oraya gittik ve çok uzaklaşmadan sizin de tanık olduğunuz garda bulmuş olduk. Gara girince, kapüşonu görünce o olabilir diye düşündüm. ‘Babacığım’ deyince bana döndüğü anı o andaki şaşkınlığını hiç unutamayacağım, benim için en can alıcı an oydu. Bana daha sonra ‘hiç beklemiyordum’ dedi. Benim için unutulmayacak bir an. Bulunmasında en büyük desteği burada Türk grupları yaptı. O kadar çok fotoğrafları sosyal medyadan dağıttılar ki, bu kadar hızlı sürede bu kadar çok kişiye ulaşması takdire şayan. Çok güzel bir duygu. Hakikaten beni gece 12’ye kadar yalnız bırakmayan insanlar vardı. Siz de büyük finale tanıklık ettiniz.”
Alarma geçirilen Fransız polisi, konsolosluğu arayarak bulunduğuna ilişkin bilgi verdi. Bercy garı sağlık görevlileri Mustafa Akçaer’in sağlık taramasını yaptı. Güçlü bir fiziki yapıya sahip olan Akçaer, yaşına rağmen, fırtına alarmının da verildiği Paris sokaklarında burnu bile kanamadan 4 gün geçirdi.
Sağlık kontrolleri yapıldıktan sonra, elini hiç bırakmadığı oğluyla birlikte 4 günün uykusuzluk ve yorgunluğunu atmak üzere oteline gitti.
VOA Türkçe’nin “Her şey yoluna girdi, ne hissediyorsunuz?” sorusunu, Mustafa Akçaer, oğlunun elini bir an bırakmadan, “Dünyayı bir tarafa koysalar, ailemi diğer tarafa, ben ailemin yanına giderim” diye yanıtladı.
Şimdi otelinde dinlenen ve kendisini arayan Türkler’in ziyaretçi akınına uğrayan Akçaer, birkaç gün oğluyla Paris’i dolaştıktan sonra Türkiye’ye dönecek.