YORUM | MAHMUT AKPINAR
Yakın zamana kadar Kemalist rejimin mütedeyyinleri sindirmek, yıldırmak, kamudan ihraç etmek, piyasadan tasfiye etmek için kullandığı en etkili ‘sopa’ irticaydı. 1909, 31 Mart Vakası’yla birlikte icat edilen irtica 100 yıl fasılasız kullanıldı. İrticanın mucitleri Cumhuriyet’in öncülleri pozitivist İttihatçılar’dı.
Kemalist rejim her dönem irtica söylemine, “yobaz” tiplemelerine, “mürteci” figüranlara ihtiyaç duydu. Filmlerde, romanlarda, medyada, okul kitaplarında bu tiplemeleri ve irtica söylemini sonuna kadar kullandı, zihinlere işledi. Sevimsiz, görgüsüz, bilime, sanata düşman “dindar” profili bulmakta zorlandığında kendisi üretti (28 Şubat, Menemen Vakası, Şeyh Sait Vakası..). İrtica tehdidine kamuoyunu ikna etmek, toplumu tedirgin etmek için bunları kullandı. Ama Kemalist rejimin “irtica” ile asıl hedeflediği her zaman eğitimli, aydın, nitelikli dindarlar oldu.
Hademenin, hamalın, köylünün, berberin dindarlığını çok da problem etmediler. İrtica sopasını münhasıran kamu görevi yapanlara, bürokratlara, öğretmenlere, akademisyenlere, yargıçlara, askere, polise karşı kullandılar. Hedeflerinde başka insanları etkileme ve hayatın içinde model olma potansiyelindeki Müslümanlar vardı hep.
Bugünkü “irtibat, iltisak”a benzer şekilde yasalarda hiçbir zaman tanımlanmamış, subjektif bir kavram üzerinden insanların geleceğini bitirdi, hayatlarını kararttılar. İrtica avı için, memurları mesai arkadaşlarına karşı muhbir haline getridi, muhtarları, kapıcıları ispiyoncu olarak kullandıar. Yıllarca buna dair fişlemeler yaptılar. İrtica, rejimin dilediğini attığı geniş bir çuvaldı. Yandaş medya, aydınlar, irtica söylemini hep canlı tutar, halkı tedirgin ederdi.
Peki, uzun süredir irtica söylemlerini neden duymuyoruz?
Daha önce resmettikleri cahil, yobaz, sonradan görme “dindar” profilleri AKP iktidarında her yerdeler ama irtica konuşulmuyor, yazılmıyor.
Neden?
Kemalistlerin, Ulusalcıların pek çoğu dün küfrettikleri İran’la can ciğer kuzu sarması! Ulusalcılar, Kemalistler ‘Cübbeli’ şaklabanları kanallarına çıkarıyor, onlara “kanaat önderi” muamelesi yapıyor. 28 Şubat’ın paşaları İran güzellemeleri yapıyor. İktidarın karanlık müttefiki Doğu Perinçek defalarca İran’a gitti. Kemalistler için “mürteciler!” en büyük düşmandı.
Artık telaffuz etmiyorlar.
Zira irticanın yerine bugün “F.TÖ” adını verdikleri çok daha esnek, kullanışlı bir kavram ürettiler, onu kullanıyorlar. İrtica eskimişti, halkta karşılığı yoktu, etkili değildi. Erdoğan ve Kemalistlerin beraber ürettiği, Kemalistlerin “ilk defa biz kullandık!” diye övündüğü yeni kavram hedef kitleye irticadan daha büyük zararlar veriyor. İçine şiddet, terör sosu da katıldığı için, işten atma, mala çökme, hapse koyma dahil bununla her şeyi yapabiliyorlar. Etiketlediklerine işkence etme hakkı, en temel insan haklarını yok sayma imkanı buluyorlar ve kimse itiraz edemiyor. Zira “F.TÖ” etiketi ile muhap insandışılaştırılıyor, mürteciden çok daha öte bir noktaya taşınıyor.
Erdoğan yolsuzluktan, rüşvetten düşünce Kemalistler, Ulusalcılar el atıp kaldırdılar ve daha önce ‘mürteci’ dedikleri Erdoğan rejimiyle işbirliği kurdular. Böylece 28 Şubat’ta hukuk ve yasalar nedeniyle tasfiye edemedikleri eğitimli, nitelikli, aydın müslümanları tasfiye ettiler. 15 Temmuz sonrası yüzyılın kıyımları yapıldı, en ağır zulümler işlendi.
Anadolu’dan çıkmış, alın teriyle sermaye oluşturmuş mütedeyyin girişimcilerin emeklerine çöküldü, malları yağmalandı. Dolayısıyla eskimiş, pörsümüş irtica kavramını kullanmaya ihtiyaç kalmadı. Daha önce sakız ettikleri kavramı 10 yıldır ağızlarına bile almıyorlar. Çünkü Kemalist rejimden çok daha insafsız ve acımasız “İslamcı” bir taşeron buldular. Birlikte ürettikleri yeni kavramla irticanın yapabileceğinin çok ötesinde sonuçlar alıyorlar.
Kemalistlerin dün “irticacı”, “mürteci” dediği profildeki kimseler hayatın her alanındalar ve çok etkililer. Aradaki stratejik işbirliğini bilmeyen safderunlar hariç kafa Kemalistler bundan rahatsız olmuyorlar, çünkü AKP hayallerinin ötesinde işler yaptı. Erdoğan rejimi eğitimli, ufku açık, aydın, başarılı dindarları hayatın önemli noktalarından tasfiye ederken, halkın nefretini celbeden, cahil, ilkesiz, çıkarcı kişileri/kesimleri etkili kıldı.
Artık her yer Kemalist rejime figüranlık yapan ‘Müslüm Gündüz’ modeli, irrite eden, naylon, samimiyetsiz, hali değil söylemi öne çıkaran ‘dindarlarla’ dolu. Gerçek müminleri tasfiye edip, mürai-ucube tiplemeleri hayatın her alanında görünür kılmak eski Kemalist rejimin isteyipte başaramadığı bir sonuç. Nitekim istatistiklere, araştırmalara baktığımızda iktidar ve şekli Müslümanlar sayesinde gençliğin, toplumun İslam’dan uzaklaştığını, camilerin boşaldığını, ateizmin ve deizmin yükseldiğini, Kemalizme yönelişte artışın olduğunu görüyoruz.
Kemalistlerin irtica kavramını ağza almalarına gerek kalmadı. Zira insanlar din istismarından dolayı kusacak hale geldiler.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***