M. AHMET KARABAY | HABER ANALİZ
Şahsı ile ilgili en çok yazı yazdığım kişi sanıyorum İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener oldu. Farklı vesilelerle Tayyip Erdoğan’dan daha çok yer vermek, ülkenin kaderini elinde tutmasından kaynaklanıyor. Bu nokta dikkate alındığında Akşener ile ilgili yazdıklarım belki de olması gerektiğinden daha fazla.
Bugün yine Akşener’in tarz-ı siyasetinden söz edeceğim. Hemen şunu belirteyim ki, halen İstanbul ve Ankara’da muhalefete mensup isimler büyükşehir belediye başkanlığı koltuğunda oturuyorsa, bu Akşener’in hedefinde yarım başarıya ulaşmış olmasından kaynaklanıyor.
Önce şahsen az tanısam da meslek etiğine çok güvendiğim ve değer verdiğim birinden söz edip alıntı yapacağım. Sedat Bozkurt, ülke siyasetinin nabzını en iyi tutan ve bunu habercilik namusu ile aktaran bir gazeteci olarak görev yapageldi.
Meslekte bizden sonraki kuşaktan biri olsa da imza attığı haber ve yaptığı yorumlarda bizim dönemin isimlerinin hayli önünde olduğunu itiraf etmeliyim. Uzunca bir süre FOX TV’nin Ankara Temsilciliğini üstlendi. “İktidar ile daha fazla kavgalı görünmekten” kaçınan FOX TV, kanalın başarılı haber sunucusu Fatih Portakal’ı daha fazla taşıyamadığı gibi, Sedat Bozkurt ile de yollarını ayırdı.
Sedat Bozkurt, bildiklerini ve birikimlerini aynı yalınlıkla şimdilerde katıldığı canlı yayın programlarında aktarıyor. kisadalga.net isimli internet sitesinde ne yorumlar yazıyor.
İYİ PARTİ’NİN AKŞENER’İ TAŞIMASI ARTIK ÇOK ZOR
Sedat Bozkurt’a yeniden döneceğim. Ama Bozkurt’un gündeme getirdiklerine dönmeden kısa bir zihin tazelemesi yapmamız gerektiğini düşünüyorum.
31 Mayıs 2021’de sizlerle tr724 platformunda buluştuktan sonra, İYİ Parti lideri Meral Akşener ile ilgili ilk kapsamlı yorumu 8 Temmuz 2021 tarihli yazımda yapmıştım. Uzun yazının özeti, “Erdoğan MHP’nin yerine bir ortağa ne zaman ihtiyaç duyarsa Meral Akşener alesta bekliyor” mealinde idi.
Millet İttifakı’nın “Altılı Masa” olarak genişletildiği dönemde ise Akşener’in masayı dağıtabileceğini anlatmak amacıyla 9 Eylül 2022’de “Millet İttifakı’nın zayıf halkası kopma noktasında” başlığını taşıyan bir yazı paylaştım.
Akşener, Cumhurbaşkanı adayının kim olacağının konuşulduğu 3 Mart 2023 tarihindeki toplantıda, Altılı Masa’yı “noter” ya da “kumar masasına” benzeterek devirip kalktıktan sonra okların hedefi olduğunda, “Meral Akşener’e kızmayın, herkes görevini yapıyor” demiştim.
Akşener bu suçlamadan 3 gün sonra 6 Mart’ta Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcıları olması formülü ile yeniden masaya dönüş yapmıştı. Bu dönüş formülünün Akşener’e ait olmadığını, CHP tarafından İYİ Parti liderini yeniden masaya çekebilmek için sunulduğunu çok sonraları öğrenme imkanımız oldu.
Bu formülün nasıl oluştuğunu, o dönemde görüşmeleri bizzat yürüten isimlerden olan İYİ Partili Aytun Çıray’ın 22 Ağustos 2023’te yazdıklarından öğrenebilmiştik. Hatırlarsanız, yaz aylarında seçim hezimeti ardından yenilginin tek sorumlusu olarak CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun gösterildi. Bunun üzerine Aytun Çıray kendi sosyal medya hesabından “tarihe not düşmek” adına uzunca bir paylaşım yapmıştı.
Seçimler öncesinde partisi ile ters düşüp aday olmayan Çıray’ın yazdıklarını kaçıranların, anlatılanların ayrıntılarını mutlaka okuması gerektiğini düşünüyorum.
ASALIM ŞU KILIÇDAROĞLU’NU!
Birinci sıradan kontenjan milletvekili yapılan İYİ Parti’li, Gürkan Hacir’in “Taksim Meydanı” programında..
“Meral Hanım’a dua edin” diye başlayarak..
“O masadan kalkmasaydı ve cumhurbaşkanı adayı olmasını istediği belediye başkanlarını -cumhurbaşkanı…
— Dr. Aytun Çıray (@TCAytunCiray) August 22, 2023
Bir iki cümle ile özetlemek gerekirse, üstlendiği görev gereği bulunduğu ortamı “kumar masasına” benzetip yıkmasından sonra dönüş formülünün CHP’li Erdoğan Toprak tarafından gündeme getirildiğinin ayrıntıları anlatılıyor. Akşener’in masayı devirdikten sonra İYİ Parti Genel Merkezi’ne geldiğinde, “Devlet adına son görevimi yaptım” dediği aktarılıyor.
İşin garip tarafı, Akşener’in “ikisinden biri aday olsun” dediği Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın aday olmak gibi bir niyetlerinin bulunmadığını, konunun bizzat tarafları olan isimler daha o gün açıklamışlardı.
Aytun Çıray, bu bilgileri niçin o dönemde paylaşmadığı ithamlarına, cevap olarak seçim sürecinde Millet İttifakı’na zarar vermemesi amacıyla anlatmadığını da not olarak ekliyor.
ASLINDA AKŞENER’İN SEÇİMLER ÖNCESİ BİR DEĞİL 3 HEDEFİ VARMIŞ
Akşener’e partinin Kurucular Kurulu’nu açıkladığı günden bu yana kuşku ile baktım. Yukarıda Akşener ile ilgili bugüne kadar yazdıklarımın bazılarını hatırlatmaktaki amacım, bugün partisi hayli sıkıntılar geçirdiği dönemde “vurun abalıya” babında olmadığının altını çizmek içindi. Yoksa Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başından uzaklaştırılmasından sonra sıranın Akşener’e gelmiş olmasını öngörmemden dolayı değil.
Yazımın başında Sedat Bozkurt’tan söz ettim ama niye bahsettiğime değinmedim. Bozkurt, bugün Akşener ve İYİ Parti ile ilgili önemli bir yazı yazdı. Zafer Partisi’nin lideri Ümit Özdağ, İYİ Parti rozeti taşıdığı günlerde gazeteci Cüneyt Özdemir ile yaptığı bir yayında Akşener’in 24 Haziran 2018 seçimleri öncesinde kampanyasını yürüten kişiye, “Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçtireceğiz, nedenini sorma” dediğini ileri sürmüştü.
Bozkurt’u okuduğunuzda, iyi ki İmamoğlu ve Yavaş “kazanacak aday” sözlerine kanıp Akşener’in uzattığı yeme atlamamışlar diyorsunuz. Yoksa cumhurbaşkanlığının yanı sıra İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlıklarının da kaybedildiğini görmüş olacaktık.
Akşener, “kazanacak aday” diye İmamoğlu veya Yavaş’tan birini Cumhurbaşkanı adaylığı için yerinden koparmış olsaydı, bir şekilde iki başkan arasında bir rekabet oluşturup birini küstürecekti. Böylece bir fırsatı bulunup makamında kalan öteki başkan da koltuğundan edilecekti. Zaten Kılıçdaroğlu bu hamlede ilk diskalifiye edilmiş kişi olacaktı.
TEOMAN KOMAN’IN TALEBESİ
Akşener, geçtiğimiz günlerde partisinin İstanbul Şile’deki Seçim Hazırlıkları ve İstişare Toplantısında, “Rahmetli Teoman Koman’ın talebesi” olmakla övündü. Kendisinin yaptığı bu benzetme Akşener’in 28 Şubat döneminde üstlendiği rolleri akla getirdi.
Akşener, Koman’ın talebeliği konusunu, son dönemde parti içinde yaşanan çalkantılardan hareketle, kendilerine yönelik operasyon çekildiğini öne sürerken, “Bunlara karşı olduğumuz için bunlara göz yummadığımız için İYİ Parti’ye psikolojik harp uyguluyorlar. Ama karşılarında rahmetli Teoman Koman’ın talebesi var” sözleriyle gündeme getirdi.
Teoman Koman
1988-1992 arasında MİT Müsteşarlığı yapan Teoman Koman ile Meral Akşener’in yolları Refahyol hükümeti döneminde kesişti. Akşener İçişleri Bakanı, Koman da Jandarma Genel Komutanı olarak Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında hazır bulundu.
O dönem, faili meçhul cinayetlerin, Batı Çalışma Grubu faaliyetlerinin ve Susurluk Skandalı’nın patladığı, 28 Şubat’ın yaşandığı dönemdi.
Akşener derin bağlantıları olduğunu kendisi bir şekilde söyleme gereği duyuyor. Bu ifade daha önce “Erdoğan’ı seçtireceğiz” ve “Devlet adına son görevimi yaptım” sözleriyle birlikte düşünüldüğünde Erdoğan’ı tepede tutmakla görevli olduğu daha iyi anlaşılıyor olsa gerek.
Benim kişisel görüşüm, bir partinin farklı kesimlerle şu ya da bu şekilde temasta olmasının başlı başına bir sakıncası yok. Hata bu ilişkilerin, devleti yönetme noktasına gelindiğinde bir zenginlik ve işleri daha sağlıklı yürütebilme anlamında değerli olabileceğini de düşünüyorum.
Ancak Akşener’in ilişkilerinin yukarı paragrafta sözünü ettiğim ilişkilerin çok ötesinde olduğu anlaşılıyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***