HABER MERKEZİ – DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, “Kurdistan’a özgürlük, Ortadoğu’ya demokrasi” vurgusu yaparak, bunun ancak Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümüyle mümkün olacağını belirtti.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, çevre kentlerden gelen tüm katılımcıları selamlayarak konuşmasına başladı. Katliam ve soykırım ile ayakta kalmaya çalışan Kapitalist Modernite sisteminin yıkılmak üzere olduğunu söyleyen Bayındır, “Artık hiçbir güç bu çöküşü engelleyemez. Ortadoğu’daki savaşların nedeni de bu çöküşün sonuçlarındandır. Hegemonik güçler bugün Ortadoğu coğrafyasını savaş alanına çevirmişler. 3’üncü Dünya Savaşı başlamış ve tüm insanlığa büyük bedeller ödeterek sürüyor. Kurdistan başta olmak üzere tüm Ortadoğu coğrafyası kan gölüne dönüşmüş durumda. Lozan Antlaşması’nın yüzüncü yılında Ortadoğu’nun yeniden dizaynı için yeni hamleler yürürlükte. Kurdistan, Afganistan, Ermenistan, Azerbaycan, Irak, Suriye ve Filistin’in durumu da bu durumu açıkça gözler önüne seriyor. Savaş ve işgalle halkların geleceğini ellerinden almaya çalışıyorlar. Kapitalist Modernite’nin en çok da Kurdistan’ı hedef aldığını söyleyebiliriz” diye kaydetti.
ÇÖZÜM: DEMOKRATİK MODERNİTE
Ulus devletlerin “böl, parçala, yönet” zihniyetinin savaş ve krizlerin temel nedeni olduğunu vurgulayan Bayındır, “Halkların kimlik ve statüsü tanınmayana kadar Ortadoğu’daki akan kar durmayacak. ‘Böl, parçala, yönet’ zihniyetine karşı kalıcı bir mücadele yürütülmezse hiçbir sorun çözülmeyecek. Çözümün yolu ulus devletlerin çöktürülmesiyle mümkün. Bu noktada sorunların muhatapları esas alınmadığı taktirde kalıcı bir çözüm gelişemez” diye kaydetti.
Kurdistan coğrafyasındaki sorunları çözümü için “Kürtlere statü” çağrısını yineleyen Bayındır, konuşmasının devamında ulus devletlerin neden olduğu sorunları sıraladı. Bayındır, şunları söyledi: “Ulus devletler kültürel soykırım, asimilasyon, inkar, kimlik soykırımı, talan, yıkım, tekçi zihniyettir. Bundan kaynaklı ne Ortadoğu’da ne de dünyanın hiçbir yerinde ulus devletler krizlere çözüm olamazlar. Ulus devlet modeli Ortadoğu’ya derman olamaz. Bu gerçeği bugün Filistin-İsrail savaşında görüyoruz. Çözümün adresi nedir? Tek çözüm Demokratik Modernite’dir. Çözüm, Kurdistan’a özgürlük, Ortadoğu’da ise demokrasiyle mümkündür.”
ROJAVA MODELİ
“Demokratik Modernite modelinde bütün kimlikler, inançlar kendilerini özgürce ifade edebilir” diyen Bayındır, “Demokratik Modernite, komunal yaşamdır. Bu noktada Rojava önemli bir adrestir. Rojava’da büyük bir mücadeleyle bu model oturtuldu. Bunun sonuçarını da iyi bir şekilde görebiliyoruz. Saldırılara rağmen Rojava’da bütün kimlikler, inançlar ve kültürler bir arada yaşıyor. Rojava’daki halklar özgürlük tohumlarını birlikte ekiyor. Rojava, Demokratik Modernite’nin hayal olmadığını gösteriyor. Bu modeli her yerde hayata geçirebiliriz” şeklinde konuştu.
KÜRT SORUNUNUN DEMOKRATİK ÇÖZÜMÜ
Kürt sorununun çözümünün gelişmesi halinde tüm Ortadoğu’da barışın hakim olabileceğini söyleyen Bayındır, bu noktada Ortadoğu coğrafyasındaki sorunlara karşı Demokratik Konfederalizm önerisini yaptı. Bayındır, şunları söyledi: “Türkiye’nin yüz yılında Kürtlerin statüsü hedef alınıyor. Türkiye, Kürtleri statüsüz bırakmak için Kurdistan coğrafyasını savaş alanına çevirdi. Türkiye, katliam ve asimilasyon politikaları yürüttü. Çöktürme Planı’nı devreye soktu. Kurdistan coğrafyasını talan etti. Dilini yasakladı. Kimliğini inkar etti. Ancak Kürtler buna karşı boyun eğmedi. Tarihi bir direniş ortaya koydu.” PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununun çözümü noktasında söylediği “Kürt sorunu demokratik yollarla çözülür” sözleri hatırlatan Bayındır, “Sayın Öcalan, bu tespitiyle yeni bir anayasaya işaret etti. DBP de bu inaçta” diye kaydetti.
DEMOKRATİK ANAYASA, DEMOKRATİK CUMHURİYET
Cumhuriyetin ikinci yüz yılına girdiklerine dikkati çeken Bayındır, “İkinci yüzyılda demokratik bir anayasa ısrarımızı sürdürüyoruz. Kürtlerin siyasi hakları demokratik anayasa ile güvence altına alınmalı. Bu kapsamda ‘Kurdistan’a özgürlük, Ortadoğu’ya demokrasi’ mücadelemiz aralıksız bir şekilde sürüyor” çağrısı yaptı.
‘ANADİLDE EĞİTİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR’
Asimilasyon politikalarına işaret eden Bayındır, Kürtçe üzerindeki baskılara değindi. Bayındır, “Anadilde eğitim kırmızı çizgimizdir. Bunun için büyük bir mücadele yürütmeliyiz. Bu noktada Kürt ailelerine de büyük bir rol düşüyor. Asimilasyon politikaları büyük bir mücadeleyle boşa çıkarıldı. Ancak bu yeterli değil” diye kaydetti.
ABDULLAH ÖCALAN’A ÖZGÜRLÜK
PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Ortadoğu coğrafyasındaki sorunlara dair çözüm önerilerine değinen Bayındır, Abdullah Öcalan’ın Demokratik Modernite fikriyatının önemi üzerinde durdu. Bayındır, “Bu model, Ortadoğu’da yaşayan ve dünyanın diğer yerlerinde yaşayan ezilen halklara umut oluyor. Bu modelin mimari da Sayın Öcalan’dır. Türk devleti ve Kapitalist Modernite güçleri buna karşı, çözümü engellemek için komploya başvurdu. Ancak amaçlarına ulaşamadılar. Buna karşı Sayın Öcalan’a karşı tecridi hayata geçirdiler. Bu tecridin dünyada örneği yok. Tecrit, halkların inkarı, kimlikleri soykırımı ve krizlerin derinleştirilmesidir. Abdullah Öcalan çözüm gücüdür. Sayın Öcalan’ın bu rolü göz önünde bulundurulmazsa Ortadoğu’daki bu krizler derinleşecek. Bugün Sayın Öcalan şahsında bütün toplum tecrit atlında ve nefessiz bırakılmak isteniyor. Kürt sorunun derinleşmesinde tecrit önemli bir faktördür” diye konuştu.
‘BIJÎ SEROK APO’ SLOGANI
Bayındır, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü isterken salondan “Bijî Serok Apo” sloganı yükseldi. Bayındır, bütün Kürt siyasetçilerin ve politik tutukluların serbest bırakılması çağrısı yaparak, şöyle devam etti: “Kürt sorununun çözümü ve demokratik tartışmalar için bugün önümüzde tek yol ve çözüm var; Demokratik Anayasa, çözüm de Sayın Öcalan’dır. Dolmabahçe Mutabakı, Kürt sorunun çözümü için tarihiydi. Ancak AKP hükümeti savaşlardan çıkar sağlayan güçlerle yeni ittifaklar kurdu. Daha sonra yine savaş politikalarına başvurdu. Savaş politikasıyla çözüm süreci sona erdi. Savaş siyasetinin ülkemizde ve dünyadaki sorunlara çözüm olmadığı açıktır. Bugün Ortadoğu’da yayılan yangın da bunun bir örneğidir. Halkı yok eden, toplumun yüzde birine hizmet eden, iktidarların cebini dolduran savaş politikasıdır. Dolayısıyla faşist, milliyetçi ve erkek egemen sistem yalnızca iktidara hizmet etmektedir. Dolmabahçe Mutabakatı savaşa ve yağmalamalara karşı kalıcı barışın teminatıdır.”
ÖZGÜRLÜK ZAMANI
Tecrit ve Kürt sorunun derinleşmesinin sebeplerinden biri de Kürtlerin parçalı olmasından kaynaklandığını dile getiren Bayındır, devamla şu ifadelerde bulundu: “DBP’nin temel görevi toplumu örgütlemektir. Ulusal birliği sağlamaktır. Kürtlerin kazanımlarının kalıcı bir statüyle sonuçlanması için ulusal birlik önemlidir. Bu hakikat çerçevesinde sorumlu kişi ve güçlerle birlikte üzerlerine düşen görevi yerine getirmeli ve ulusal birliği sağlamalıdır. Kürdistan halkının geleceği ve kazanımları kişisel çıkarlar uğruna kullanılmamalıdır. Kürt halkının geleceğini tehlikeye atan işbirlikçilere karşı tavrımız net olmalıdır. Kürt halkının her zaman gurur duyacağı güçlü bir mücadele ve birlikteliği inşa etmek temel görevimizdir.
Toplumsal sorunların çözümünün adı DBP’dir. Kesinlikle bir çözüm bulacağız. Bireylerimiz, partilerimiz ve örgütlü toplumumuzla var olacağız. Bu yüzyıl Kürtlerin yüzyılı olacak. Kürt halkını, özgürlük ve başarı yolculuğunda hiçbir güç durduramayacaktır. Kürt halkı coğrafyasını demokratikleştirecek ve Kürdistan’da özgür bir yaşam kuracaktır. Artık Kürdistan’da büyük başarının, kadınların ve halkın özgürlüğünün zamanıdır. Artık özgürlük zamanıdır. Artık Kürdistan’da ekolojik ve demokratik bir yaşam kurmanın zamanıdır. Sizleri bu düşünce ve inançla, barışın ve özgür yaşamın inancıyla selamlıyorum.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***