Ankara’da bulunan Hakimevi’nde ‘İnsan Hakları Kurumları Değerlendirme Toplantısı’ düzenlendi. Programa Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Derya Yanık, TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Yusuf Beyazıt ile birçok insan hakları derneği başkanı ve yardımcıları katıldı.
Bakan Tunç, 2002 yılından bu yana temel insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesi ve yüksek standartlı demokrasi için birçok hedefin hayata geçirildiğini öne sürdü. Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) yapılan bireysel başvurularla övünen Tunç, “Anayasa’nın 90. maddesinde yaptığımız değişiklikle usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin anlaşmalarla, kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde milletlerarası antlaşma hükümlerinin esas alınacağını düzenledik. 2003 yılında 4982 sayılı Kanun’la yürürlüğe giren bilgi edinme hakkını 2010 Anayasa değişikliğiyle anayasal güvenceye kavuşturduk. En temel insan haklarından olan kişisel verileri 2010 Anayasa değişikliğiyle ’özel hayatın gizliliği ve korunması hakkı’ kapsamında anayasal güvence altına aldık. Vatandaşlarımızın insan hakları ihlallerinde AİHM’ye başvurmadan önce hakkını kendi ülkesinde arayabilmesi imkanını sağlayan bireysel başvuru imkanını getirdik” dedi.
YARGITAY, AYM’Yİ HEDEF ALMIŞTI
Tunç’un bireysel başvurulardan ve insan hakları ihlallerinden bahsetmesi akıllara tutuklu bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’ı getirdi.
Dün, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Can Atalay’ın dosyasının gönderildiği Yargıtay 3. Ceza Dairesi Başkanlığı’na mütalaasını sundu. Yargıtay Başsavcılığı, Can Atalay ile ilgili mütalaasında AYM’yi hedef aldı.
Mütalaada, AYM Genel Kurulu’nun 25 Ekim’de Atalay hakkında verdiği “hak ihlali” kararına yer verildi ve “AYM bu alanda anayasaya aykırı olmayan işlemleri iptal ederek geçersizleştiremez” denildi.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***