MEREŞ – Depremde evi yıkılan 70 yaşındaki İsmail Horoz, ilerleyen yaşı ve hastalıklarına rağmen geçimini sağlamak için inşaatta çalışıyor.
Mereş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin üzerinden 9 ay geçmesine rağmen, deprem bölgesinde yaşam hala normale dönmüş değil. Barınma, beslenme, sağlık, hijyen, içme suyu, eğitim gibi en temel insani ihtiyaçlara yönelik problemler sürerken, yıkılmayı bekleyen ağır hasarlı yapılar insan hayatını tehlikeye atmaya devam ediyor. Enkaz toplama alanları ise içme suyu kaynaklarını kirletme bakımından ciddi riskler oluşturuyor.
50 YIL EMEK VERDİĞİ EVİ YIKILDI
Mereş’in Nûrheq (Nurhak) ilçesinde evi yıkılan 70 yaşındaki İsmail Horoz, devletin sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle ilerleyen yaşı ve sağlık sorunlarına rağmen inşaatta çalışarak geçimini sağlıyor. Depremde 50 yıllık emekle inşa ettiği evi yıkılan Horoz, eşiyle sokakta kaldı. Daha sonra bir arkadaşının kendilerine tahsis ettiği dairede kalmaya başlayan Horoz, ilçede yevmiye ile depremde hasar gören evlerin onarımında çalışıyor. Ancak ilerleyen yaşı nedeniyle her gün iş bulamayan Horoz, deprem sonrası gerekli maddi destekleri alamadıklarını dile getirdi. Horoz, “Sadece evim yıkıldığı için bana 5 bin TL kira parası veriyorlar. O da ne zaman kesilir bilmiyorum. Aradan geçen bu 8 ayda perişanlığı bol bol yaşadık” dedi.
‘DEVLETTEN BİR BEKLENTİM YOK’
Sağlık sigortasının olmadığını söyleyen Horoz, devletten bir beklentisi olmadığına dikkat çekti. 50 yıl inşaata çalışmasına rağmen emekli olmadığını belirten Horoz, şöyle devam etti: “Depremde yıkılan evimden geriye sadece bir avlu kaldı. Evimi yerinde inşa etmem için izin vermiyorlar. Onu yapmam için bana izin versinler, yapar içine girerim. Onlardan başka bir şey istemiyorum. Evim 50 yıllık emeğimle yaptığım evdi. Depremden sonra ortaya çıkan ve süre gelen sorunlar devletin sorunudur. Şu güne kadar bir şeylerini görmedim. İlerleyen yaşıma rağmen hala çalışmak zorundayım. Mecbur olmasam inşaatta çalışmazdım.”
MA / Ceylan Şahinli
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***