Siyaset bilimci Prof. Dr. Sedat Laçiner, İsrail-Hamas savaşıyla ilgili önemli tespit ve değerlendirmelerde bulundu. Laçiner’e göre artık ‘ok yaydan çıkmış’ durumda. 2014 yılından bu yana Filistin sorununun çözümü için hiç bir adım atılmadığını anlatan Laçiner, “Bütün Ortadoğu’da gaz birikti. Şu anda bütün Ortadoğu infilak etmek üzere. Bölge ikiye yarılıyor. Süreç başladı. Bu noktadan sonra bireylere sadece dua etmek düşüyor her halde. Çünkü devletlerin bireyler yapabilecekleri aşama korkarım aşılmış gib görünüyor. Adeta düğmeye basıldı. Bundan sonrasını kontrol kolay görünmüyor.” dedi.
Sedat Laçiner’in kişisel YouTube kanalında yaptığı açıklama şöyle:
Uluslararası ilişkilerde müthiş bir basınç birikti. Bunun bir yerde boşalması gerekiyor. Bunu yapabilecek diplomatik becerileri gösterirseniz ne ala! Ama yapamazsanı hayatın diğer boyutlarını yenilemeniz gerekiyor. Bunu da yapması gereken, normalde sisteme hakim olan süper güçler; onlar arasındaki dengedir.
Şu an geldiğimiz noktada eski düzen ve denge kalmadı. Ukrayna savaşı her yeri etkiler dedik. Kanaatim odur ki; bugün Ortadoğu’da yaşanan olayların Ukrayna’daki çatlamayla da ilgisi vardır.
Henüz daha işin başındayız. Sorunların henüz başlangıç safhasındayız. Bundan sonra o yırtık açılıp gidecek. Denge bozuldu. Bu denge iki şekilde kurulur; ya insanlar bir beceri gösterirler, akıllı davranırlar; ya da bu işin varacağı yer bir tür 3. Dünya savaşı benzeri bir çatışma ortamıdır. Bütün dünyayı sarsacak bir çatışma ortamından bahsediyorum.
Hamas’ı bir noktaya kadar gelmesi, abartılı bir faturayla sonuçlandı. Kara bir gün onlar için. İsrail’le Gazze arasında müthiş bir güç dengesizliği görülüyor. Ama bu dengesizlik İsrail’in mutlaka kazanacağı anlamına da gelmiyor. 2023 dünyasında öldürücü olmak biraz daha kolay. Ukrayna savaşında görüyorsunuz.
Önümüzdeki günlerde İsrail bir sürprizle de karşılaşabilir mi; mümkündür. Ama asıl sürpriz bu çatışmanın yayılma ihtimalidir. Zaten Hamas, ilk gün ‘Herkesi savaşa davet ediyoruz’ dedi. Bütün devletleri, örgütleri… Bu davet orada duruyor. Kanaatim odur ki, daveti üzerine alıp olay mahalliye gelmek için can atanlar da mevcut.
ABD, bölgeye uçak gemisini yolladı. İsrail’le bir dayanışma gösterisi olarak bunu yaptığını açıkladı. Bu uçak gemisi aslında bir saldırı grubu. Yani ABD aslında buraya bir ordu gönderiyor. Bunların içerisinde muhtemelen ‘özel kuvvetler’ de var. ABD’nin yolladığı bu gemi, dünyadaki en büyük, en pahalı uçak gemisi. Bundan daha büyüğü yok.
ABD bu gemiyi savaşa karışmak isteyen üçüncü ülkeler olursa diye, caydırıcı olarak gönderdi. Lübnan, İran, Suriye savaşa karışabilir diye düşünüyorlar.
İsrail, Gazze’den, Batı Şeria’dan, kendi içinden saldırıya uğrayabilir. (Bundan korkuyor)
İsrail ve Batı’nın yaptığı hatalar en çok bölgenin meşru yöneticilerine zarar veriyor. Mısır’a, Ürdün’e, Lübnan’a zarar veriyor. Bölgede ne kadar iş yapabileceği kişi varsa İsrail, Filistin politikasıyla bunların altını oyuyor.
Burada oluşacak bir patlama, kimsenin kontrol edemeyeceği bir noktaya varabilir mi; varabilir. Bunlar ihtimaldir ama bu oldukça yüksek bir risktir. ABD uçak gemisini, ‘sakın ha bu gruplara yaklaşmayın diye getirdim’ diyor. Yetmedi, ABD ikinci uçak gemisini de Akdeniz’e gönderme kararı aldı. Yahu ne oluyoruz?
Bir saldırı gibi yetmedi, ikincisini mi gönderiyorsunuz?
ABD böyle br yığılmayı Körfez savaşı gibi olaylarda yapar. Demek ki onlar da bu çatışmanın çok büyüyebileceğini düşünüyorlar. Bu arada İngiltere de uçak gemileri yollama kararı aldı. Yani Akdeniz gemilerden taşacak. Asker yığıyorlar.
Oysaki yapılması gereken son derece basitti. 1992’deki anlaşmaya uyacaklardı. Filistin diye bir devleti tanıyacaklardı ve dünya bunu takip edecekti. İki tarafa baskı yapacaklardır. Bunu yapmadılar.
1990’lı yıllarda ‘İslamcı terör’ diye bir tehdit ürettiler ve Filistin meselesini ‘islamcılık’ üzerinden okudular ve işi İsrail’e bıraktılar. İsrail’de yönetim sağ ve aşırı sağa kaydı. İsrail de Filistin yönetimini Hamas ve Filistin yönetimi diye ikiye böldü. Hamas’ı güçlendirdi ve taraf haline getirdi. En sonunda da Filistin sorununu ‘Hamas’ sorununa çevirdi.
Batı da ‘Ha bu İslamcılık mı, o zaman bir karışmayalım’ dedi. Mesele sadece İsrail ile Hamas arasında bir meseleymiş gibi yansıtıldı. 2014’ten bu yana Filistin meselesinde bir barış girişimi olmadı.
Sonra ne oldu; bütün Ortadoğu’da gaz birikti. Şu anda bütün Ortadoğu infilak etmek üzere. Bölge ikiye yarılıyor. ABD, Şeria’daki Filistin yönetimini yanına çekmeye çalışıyor. Burada bir bölünme yaşanıyor. Mısır’ı yanında tutmaya çalışıyor.
Burada enterasan olan Türkiye’dir. Geçmiş krizlerden farklı olarak Türkiye’yi yanında tutabilecek mi tutamayacak mı? Belli değil. Tabi Çin, Rusya bu işin neresinde yer alacak. Çin şu ana kadar eşit mesafede durmaya devam etti. Rusya keyifli, Araplara yeşil ışık yakıyor.
Ne olacak bilmiyorum; Allah sonumuzu hayır eylesin. Süreç başladı. Bu noktadan sonra bireylere sadece dua etmek düşüyor her halde. Çünkü devletlerin bireyler yapabilecekleri aşama korkarım aşılmış gibi görünüyor. Adeta düğmeye basıldı. Bundan sonrasını kontrol kolay görünmüyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***