İşçi Emekçi Birliği, 19 Kasım’da Kartal Meydanı’nda yapılacak “İşçi Emekçi Mitingi”ne çağrı yaptı. Birlik sözcüsü Serpil Topal, mitingde zor koşullarda yaşam mücadelesi veren herkesin söz hakkı bulacağını belirterek “Bu İşçi Emekçi Mitingi, birçok yönüyle bu toplumun birçok kesimini içine almaktadır. Bu miting eşitlik, özgürlük mücadelesi yürüten, çalışma alanlarında eşitsiz ücrete maruz bırakılan işçi kadınların sözünün yükseltileceği bir meydan olacaktır. Bu miting açlık sınırının altında ücretle yaşama dayatılan emeklilerin de meydanda söz hakkı bulabileceği bir miting olacaktır” dedi.
İşçi Emekçi Birliği, 19 Kasım’da Kartal Meydanı’nda yapılacak “İşçi Emekçi Mitingi”ne çağrı yaptı. Birlik sözcüsü Serpil Topal, mitingde zor koşullarda yaşam mücadelesi veren herkesin söz hakkı bulacağını belirterek “Bu İşçi Emekçi Mitingi, birçok yönüyle bu toplumun birçok kesimini içine almaktadır. Bu miting eşitlik, özgürlük mücadelesi yürüten, çalışma alanlarında eşitsiz ücrete maruz bırakılan işçi kadınların sözünün yükseltileceği bir meydan olacaktır. Bu miting açlık sınırının altında ücretle yaşama dayatılan emeklilerin de meydanda söz hakkı bulabileceği bir miting olacaktır” dedi.
İşçi Emekçi Birliği 19 Kasım’da yapılacak miting için bugün Kadıköy’deki Eğitim-sen 2 No’lu şubesinde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya İşçi Emekçi Birliği’nden Kutay Soybil, Dilbirin Acar ve Serpit Topal katıldı. Soybil açıklamanın öncesinde, “Bir yanıyla toplumsal sorunlara sınıfın güçlü bir sesini çıkartmak, bir yanıyla da Cumartesi Anneleri’nin direnişinden kadınların direnişine bütün direnişleri birleşik bir mücadele hattında miting alanında görmek istiyoruz” dedi.
Birlik adına ortak açıklamayı yapan Serpil Topal şunları söyledi:
“ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜKLERİNE SALDIRI GERÇEKLEŞMEKTE”
Bugün işçi sınıfı fabrikalardan, atölyelerden ofislerden başlayarak her türlü sömürü ve baskıya maruz kalmaktadır. Öncelikle hepimizin çok yakından tanık olduğu örgütlenme özgürlükleri elinden alınmakta. Örgütler, anayasal güvencesi olmasına rağmen büyük bir saldırı gerçekleşmektedir. Daha sonra işçiler uzun çalışma süreleriyle çok çeşitli vardiya biçimleriyle ve sefalet ücreti dayatılarak çalışmaya mecbur edilmektedirler. Uzun çalışma süreleri, işçi sınıfının ne kadar çok çalışırsa o kadar kazanıp geçinemeyeceğinin bir göstergesidir. Artık emekçiler bunun farkında. Bu çalışma sürelerinin kendi sosyal yaşamlarında özgürlüklerini de elinden aldığının ciddi anlamda farkında. Ancak kazandığı ücretlerle ne marketlerden istediği alışverişi yapabiliyor ne de faturalarını rahatça ödeyebiliyor ne de okula giden çocuğuna düzgün bir nitelikli beslenme içeren beslenme çantası hazırlayabiliyor. Bugün bunların hepsini çok derinden yaşayan işçi ve emekçilere, alanlara çıkması gerektiğini, adımların artık sokağa ve ellerin şaltere uzanması gerektiğini, bu süreci beraber örebileceğimizi, sokakların, işçilerin, emekçilerin haklarını kazanabilecekleri tek yer olduğunu anlatmak ve bu süreci birlikte örgütlemek için bu mitingi örgütlüyoruz.
PATRONLAR VE SERMAYE HİÇBİR ZAMAN ZARAR ETMEDİ
Patronlar krizin en çok şu yönünü kullanıyorlar, ‘Ekonomik kriz var. Bu iş yeri sizin eviniz, bu ekmek teknesi hepimizin ekmek teknesi.’ Hayır. İşçi ve emekçiler bunun böyle olmadığını çok net olarak yakinen biliyorlar. Düşük ücretlere maruz bırakmak, dayatmak için razı etmek için rıza oluşturmak için kullanılan bir dildir bu. Hiçbir zaman patronlar zarar etmedi. Sermaye zarar etmedi. Biz bunu 2022 yılın sonunda açıklanan kar oranlarından, sermayedarların kar oranlarından çok rahat görebiliyoruz. İşçi sınıfının, yaşamak için artan kredi borçlarından görebiliyoruz. Ve buna karşı diyoruz ki ‘Hiçbir zaman patronlar karlarını asla işçi sınıfıyla paylaşmaz.’ Daha çok kar elde etmek için bu ekonomik krizi en çok kendine döndüren ve karını arttırmak için zemin oluşturan bir süreci baskıyla saldırı yönetmeye çalışıyorlar. Örgütlenme haklarını ellerinden alarak, örgütsüz bırakarak, birleşmesini engelleyerek büyük bir saldırı çemberi içerisine alarak yalnızlaştırıyor ve sömürüyü arttırıyor. Ayrıca direnişe başlayan birçok yerde TEDAŞ işçileri, Trendyol işçileri Suputnik işçilerinde görüyoruz. Hem patronlar hem de sermaye iktidarı hem de AKP-MHP iktidarının saldırıları gittikçe artmaktadır.
İŞÇİYE, EMEKÇİYE, GENÇLİĞE, KADINA VERİLMEYEN ÖDENEKLER SAVAŞLARDA HALKLARIN ÜZERİNE MERMİLER, SİLAHLAR OLARAK GERİ DÖNÜYOR:
Fabrikalarda işçiler sömürülürken bu işçi ve emekçilerin çocukları üniversitelerde barınma haklarından, yemek haklarından ve yol ücretlerinden sömürülmeye devam ediyorlar. Niteliksiz bir barınma, sağlıksız bir beslenme ve yüksek yol ücretleriyle işçilerin, emekçinin çocukları üniversitelerde sömürüye uğruyor. Ayrıca yine bu süreçte ezilen halklara yönelik başlatılan bir savaş var. İşçiye, emekçiye, gençliğe, kadına verilmeyen ödenekler savaşlarda halkların üzerine mermiler, silahlar olarak geri dönüyor. Biz bunun savaş ekonomisinin karşısında olmaya ve bu savaş ekonomisine harcanan, ayrılan bütçenin işçiye, emekçiye, kadınlara, geleceksiz geleceksizleştirilen gençliğe ayrılması için mücadele ediyoruz.
SALDIRININ EN CİDDİ BOYUTLARINDAN BİRİ DE KIDEM TAZMİNATININ FONA AKTARILMAYA ÇALIŞILMASI
Saldırının en ciddi boyutundan biri de kıdem tazminatının fona aktarılmaya çalışılmasıdır. Bu da işçi sınıfının gerçekten yıllardır verdiği emeğin bu anlamda soyulması anlamına geliyor. İşçi sınıfının bir kez daha maaş ücretleri dışında kazanılmış haklarının gasp edilmesine dönük büyük bir kapsamlı saldırıdır. Bu saldırıya karşı da elbette işçiler, emekçiler, yoksullar bu yönden en büyük cevabı alanlardan vereceğini düşünüyoruz. Bu İşçi Emekçi Mitingi, birçok yönüyle bu toplumun birçok kesimini içine almaktadır. Bu miting eşitlik, özgürlük mücadelesi yürüten, çalışma alanlarında eşitsiz ücrete maruz bırakılan işçi kadınların sözünün yükseltileceği bir meydan olacaktır. Bu miting, açlık sınırının altında ücretle yaşam dayatılan emeklilerin de meydanda söz hakkı bulabileceği bir miting olacaktır.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***