MÊRDÎN – Gazeteci Ahmet Kanbal, evine yapılan baskınla gözaltına alınıp serbest kaldığı operasyonun “kamuoyunu aldatma ve algı yaratmaya yönelik” yapıldığını söyledi.
Mêrdîn’de 6 Ekim günü evine yapılan baskınla polislerce gözaltına alınan MA muhabiri Ahmet Kanbal, yaptığı bazı haberler ve sanal medya paylaşımlarıyla ilgili ifadesi alındıktan sonra aynı günün akşamı serbest bırakıldı. Son 6 ay içinde iki defa gözaltına alınan Kanbal hakkında mesleki faaliyetleri nedeniyle bugüne dek 25 soruşturma başlatıldı, 5’i ev baskını olmak üzere 12 kez gözaltına alındı. Polis ve yargı tarafından adeta kıskaca alınan gazeteci Ahmet Kanbal, yaşadıklarını anlattı.
‘EV BASKINI, KRİMİNALİZE ETME ÇALIŞMASIDIR’
Evinin sabah 05.40 civarında özel harekat polisleri tarafından basıldığını dile getiren Kanbal, “Daha önce de evim basıldığı fakat yapılan son baskın çok farklıydı. Kalabalık bir grup özel hareket polislerince ağır silahlar eşliğinde evim basıldı. Sanki çok önemli ve büyük bir operasyon yapılıyormuş gibi bir havayla gelinmişti. Yine çok sayıda zırhlı araç vardı, Bu şekilde evime baskın yapılması hem beni hem de komşularımı kaygılandırdı” dedi.
Bu tarz baskınlarla aynı zamanda yaşadığı mahallede kriminalize edilmek istendiğini söyleyen Kanbal, gözaltına alındığı sırada gözaltı gerekçesine ilişkin kendisiyle herhangi bir bilginin paylaşılmadığını belirti. Kanbal, “Emniyete gittiğimiz zaman tamamen keyfi bir şekilde gözaltı işleminin yapıldığını öğrendik. Emniyet’te bir gün tutuldum. Bu süreçte dosyanın ne kadar boş olduğunu ve yapılan bu operasyonun sadece algıya yönelik olduğunu gördük. Çünkü emniyete gittiğimiz zaman savcının bile bu dosyadan ve operasyondan haberi olmadığını öğrendik” dedi.
‘SUÇ ÜRETMEYE ÇALIŞTILAR’
Emniyet’te hakkında suç üretilmeye çalışıldığını söyleyen Kanbal, bunun için sanal medya hesaplarına girildiğini ve daha önce yaptığı birkaç paylaşımın suç unsuru olarak önüne konulduğunu kaydetti. Söz konusu paylaşımların daha önceki soruşturmalarda kullanıldığını ve hakkında takipsizlik kararının verildiğini belirten Kanbal, “Operasyon boş diyorum çünkü ellerinde ne bir suçlama ne bir dosya var. Ankara patlamasının ardından Bakanlık’tan gelen genel talimat doğrultusunda gözaltı yapmak için gözaltına alındık. Benimle birlikte 12 kişi gözaltına alındı. Bu operasyon kamuoyunu aldatma ve algı yaratmaya yönelikti. Sonuç olarak gözaltına alındığımız günün gecesinde hepimiz serbest bırakıldık” diye belirtti.
EKİPMANLARINA EL KONULDU
Yapılan baskınlarla kamuoyunda kriminalize edilmesinin yanında çalışma hayatının da engellenmeye çalışıldığına değinen Kanbal, “Çünkü son 6 ay içinde evim iki defa basıldı ve bu baskınlarda 3 telefon, bir kamera, bir fotoğraf makinasına, iki bilgisayar ve iki hard diskime el konuldu. 25 Nisan’da yapılan baskında el konulan teknik ekipmanlarımı daha alamazken, yeni ekipmanlarıma tekrar el konuldu. Bugünkü maliyetlerine baktığımız zaman devasa bir maliyet çıkıyor. Bu durum aynı zamanda ekonomik bir şiddet durumunu ortaya çıkarıyor. Bu adımlarla çalışma hayatımı engellemeye dönük bir davranış olduğunu gösteriyor. Çünkü en son gözaltına alındığım zaman benimle gözaltına alınan herkesin telefonları teslim edilirken benimkiler verilmedi. Bu tamamen Mêrdîn ve bölgede yaptım haberciliğin vermiş olduğu rahatsızlıktan kaynaklı çalışma hayatımın engellenmesine yöneliktir” dedi.
‘GAZETECİLİK HALK GÖREVİDİR’
Yapılan gözaltı ve soruşturmalarla çalışmalarının engellenemeyeceğini ifade eden Kanbal, son olarak şunları söyledi: “Bu operasyonlarla gazeteciliğimizi durduramayacaklar ve engelleyemeyecekler. Biz gazeteciliğimizi gerekirse hiçbir ekipman olmadan sadece düşüncelerimiz, fikirlerimizle sadece halka anlatarak da sürdüreceğiz. Özgür Basın emekçileri olarak geçmişte nasıl mücadele ettiysek, bundan sonra da aynı şekilde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Gazetecilik suç değildir. Gazetecilik bir halk görevidir ve bu halka olan burcumuzu ödemek için de gazeteciliğimizi sürdüreceğiz,”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***