Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin yeni yasama yılında Genel Kurul’a hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni Anayasa, Avrupa Birliği ile ilişkiler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları ve terörle ilgili önemli mesajlar verdi.
Yaklaşık 50 dakika süren konuşmasında hem önceliği hem de en uzun süreyi yeni Anayasa’ya veren Erdoğan, “Darbecilerin direktifi olarak değil; gerçekten milli, yerli, sivil, vizyoner bir anayasa isteyen” tüm çevreleri sürece katkı verme çağrısında bulundu.
Erdoğan yeni Anayasa’da ısrarcı: “Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını yeni anayasayla taçlandıralım”
1921, 1924, 1961 ve 1982 Anayasaların tümünün olağanüstü dönemlerde hazırlandığını vurgulayan Erdoğan, “yamalı bohçaya dönen” son Anayasa’nın Türkiye’nin 2023 ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak olduğunun da altını çizdi.
Cumhurbaşkanı, “Türkiye’yi, 12 Eylül darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. Yeni anayasa meselesi, 10 seneyi aşan süredir ülkemizin ve Meclisimizin gündemindedir. Cumhur İttifakı olarak, 2021 yılında yeni anayasa için önce kendi hazırlıklarımızı yaptık. Diğer siyasi partileri de kendi hazırlıklarını yapmaya davet ettik. Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Biz de diyoruz ki, bu özlemi daha fazla geciktirmeyelim. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını yeni anayasayla taçlandıralım” dedi.
Erdoğan’a yeni Anayasa konusunda ilk cevap Kılıçdaroğlu’ndan: “Çağrıyı yapanların önce anayasaya uyması lazım”
Yeni Anayasa hakkında bu sözlere muhalefet cephesinden gelen ilk yanıt Cumhurbaşkanı’nın beklentilerinden karşılamaktan uzaktı.
Erdoğan’ın konuşmasını Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile birlikte protokol locasından takip eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çıkışta gazetecilerin sorularına kısa ve net yanıt verdi.
CHP lideri, “Çağrıyı yapanların önce anayasaya uyması lazım” cümlesiyle Erdoğan’ın davetine hızla olumsuz yanıt vermiş oldu.
PKK’ya “bir gece ansızın” mesajı veren Erdoğan, Ankara’daki saldırı için “terörün son çırpınışları” ifadesini kullandı
Cumhurbaşkanı konuşmasında daha önce hazırlanan metinden bir kez dışarı çıktı ve İçişleri Bakanlığ’ına yönelik gerçekleştirilen terör saldırısıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasında bir terör örgütünün ismini telaffuz etmeyen Cumhurbaşkanı, PKK’dan bahsederken “terör örgütü” ifadesi kullandı, saldırıyla ilgili yaralananlara acil şifalar diledi ve “terörün son çırpınışları” demekle yetindi.
“Terör örgütünün sınırlarımız dışındaki varlığını da ortadan kaldırarak, emperyalistlerin bölge halkının başına musallat ettiği bu belayı, ülkemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan tamamen çıkartmak istiyoruz. Terör örgütünün siyaseti yönlendirmesine ve ülkemizin kutlu yürüyüşünü engellemesine müsaade etmeyeceğiz. Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır. Vatandaşın huzuruna ve güvenliğine kasteden alçaklar, emellerine ulaşamamıştır, asla da ulaşamayacaktır. Güney sınırlarımızın tamamını en az 30 kilometre derinliğinde bir güvenlik şeridiyle denetim altında tutma stratejimiz bakidir. Atacağımız yeni adımlar sadece hazırlık, zaman ve ortam meselesidir. Bunun için, ‘bir gece ansızın gelebiliriz’ sözü, kulaklardan hiç eksik olmasın, diyoruz.”
“Asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi, benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir”
Erdoğan konuşmasında adını açıkça andığı tek terör örgütü FETÖ oldu. Cumhurbaşkanı yalnız bu yapının değil benzeri başka yapıların da devlette örgütlenemeyeceğini vurguladı.
“FETÖ ihanet şebekesinin, bilhassa yurt dışında yuvalanan militanları vasıtasıyla yaymaya çalıştığı “yıkılmadık, ayaktayız” havası, bir çeşit mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Açık ve net konuşuyorum. Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi, benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir. Ne devletimiz ne milletimiz ne de siyaset kurumu böyle bir durumun ortaya çıkmasına izin verecektir. Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kastedenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. Kültür-sanat gibi insanı yücelten ortak değerlerin, insanlık ve demokrasi düşmanlarının istismar alanı haline dönüşmesine, sorumluluk makamında olan bizlerin karşı çıkması hayati öneme sahiptir.”
Cumhurbaşkanı’nın kültür sanat vurgusunun altında geçtiğimiz hafta Antakya Altın Portakal Film Festivali’nde yaşanan tartışmalar vardı. Festivalde belgesel filmler kategorisinde yer alan “Kanun Hükmünde” filminin FETÖ propagandası yaptığı iddiasıyla Kültür Bakanlığı’nın festivalden çekileceğini açıklaması sonrasında Antalya Büyükşehir Belediyesi filmin çıkartılmasını istedi. Ancak bu kez de yapımcılar ve yönetmenler tepki gösterdi belediye geri adım atıp filmi geri aldı. Bu sefer bakanlık festivalden çekildi. Ve bunun üzerine Antalya Büyükşehir Belediyesi festivali iptal ederken tartışmalara son noktayı koydu.
Erdoğan’dan AİHM’e tepki: “Karar bardağı taşıran damla olmuştur; FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz”
“ByLock kullanmak” ve “Bank Asya’da hesabı olmak” suçlamalarıyla mahkum olan öğretmen Yüksel Yalçınkaya’nın açtığı bireysel davada Türkiye aleyhine ihlal kararı veren Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de Cumhurbaşkanı’nın gündemindeydi.
“Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği son kararlar, adeta bardağı taşıran damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları beyhude yere heveslenmesinler. Maşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. Türkiye, bu ihanet çetesiyle mücadelesinden milim geri adım atmayacak, herhangi bir tavize, eskiye dönüşe müsaade etmeyecektir. Bir kez ihanet eden, her zaman ihanet eder. Bununla birlikte, karşımızdaki tablo, Avrupa’daki muhataplarımızın Türkiye’nin istiklali ve istikbali uğrunda ödediği bedellere en küçük bir saygılarının kalmadığının işaretidir. Terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkündür.”
“AB vize dayatmasından dönmezse siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybeder”
Erdoğan son dönemde olumlu mesajlar verdiği Avrupa Birliği’ne de özellikle Türk vatandaşlarına dönük “örtülü vize engeli”nden yola çıkarak “yeni dayatmalara karşı sabrı”nın kalmadığını söyleyerek sert tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı, “Biz Avrupa Birliği’ne verdiğimiz her sözü tuttuk, ama onlar bize verdikleri sözlerin neredeyse hiçbirini yerine getirmediler, ülkemize haksızlık üzerine haksızlık yaptılar. 60 yıldır kapısında bekletildiğimiz Avrupa Birliği’nden herhangi bir beklentimiz yok. Şayet, bize karşı örtülü bir yaptırım gibi kullandıkları vize dayatması başta olmak üzere haksızlıklarından geri dönerlerse, kendi yanlışlarını düzeltmiş olurlar. Yapmazlarsa; siyasi, sosyal, ekonomik ve askeri olarak bizden herhangi bir beklentiye girme hakkını tümüyle kaybederler. Eğer, artık iyice lafta kalan tam üyelik sürecini sonlandırmak gibi bir niyetleri varsa, işin o tarafı da kendi bilecekleri iştir. Biz, demokrasi, adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterleri’ni gerekirse Ankara Kriterleri yapar, yine yolumuza devam ederiz” dedi.
“Dünya genelinde enflasyon oranları son 70 yılın en yüksek seviyelerinde Türkiye olarak biz de bu olumsuzluklardan etkileniyoruz”
Türkiye ekonomisinin sorun yaşadığını kabul eden Cumhurbaşkanı’na göre, bu hükümetin hatalı politikalarından değil küresel ekonominin yaşadığı sıkıntılardan kaynaklanıyor.
“Dünya genelinde enflasyon oranları son 60-70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Gelişmiş ülkeler dâhil kimse önünü net bir şekilde göremiyor. Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz. Seçimlerin ardından hem mevcut küresel ekonomik görünümü hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız, bu hassas dönemden ülkemizi en az kayıpla ve şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız.”