Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ile ABD arasında “güven sorunu” olduğunu söyledi.
İstanbul’da düzenlenen 4. Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumu toplantısında konuşan Erdoğan, konuşmasının ağırlıklı kısmını İsrail- Hamas meselesine ayırırken, en vurgulu mesajları Türkiye-ABD ilişkileri hakkında verdi.
Cumhurbaşkanı, dün Beyaz Saray’dan yapılan bilgilendirmede ABD Başkanı Joe Biden’ın Suriye kaynaklı ‘acil durum’ halinin uzatılmasına ilişkin kararında “Türk hükümetinin Suriye’nin kuzeydoğusuna askeri harekat için attığı adımların bölgedeki barış, istikrar ve güvenlik ile ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına alışılmadık ve olağanüstü bir tehdit oluşturmaya devam ettiğine” ilişkin yaklaşıma tepki gösterdi.
Erdoğan, “Dün Amerika Başkanı’nın Suriye konusundaki açıklamasını biz de kendilerinin bölgedeki faaliyetleri için ifade ediyoruz. ABD’nin PKK’nın Suriye’deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler, Türkiye’nin milli güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetine sahiptir. Biz Amerika’yla NATO’da beraber değil miyiz? Beraberiz. Bizim SİHA’mızı Amerika düşürdü mü? Biz seninle nasıl NATO’da beraberiz? Nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Aramızda güvenlik sorunu var. Söz konusu açıklama müttefiklik ve stratejik ortaklık ruhu ile bağdaşmadığı gibi Suriye’yi bölmeye çalışan terör örgütlerine de cesaret vermektedir” dedi.
“Terör tehdidini, terör örgütünün arkasında kimin olduğunu bakmaksızın kaynağında ortadan kaldırmakta kararlıyız”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu gelişmeye rağmen Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde ulusal güvenliğini tehdit eden konularda adım atmaktan vazgeçmeyeceğinin altını çizdi.
Erdoğan, “Ülkemize yönelik terör tehdidini, terör örgütünün arkasında kimin olduğuna bakmaksızın kaynağında ortadan kaldırmakta kararlıyız. Bize karşı oynanan tiyatroyu acı bir tebessümle karşılıyoruz. Tiyatro oynayanları kendi senaryoları ile baş başka bırakıp kendi mili güvenliğimizin gerektirdiği adımları atmayı sürdürüyoruz” diye konuştu.
Dönemin ABD Başkanı Donald Trump, 14 Ekim 2019’da 13894 sayılı kararnameyle hem Suriye’deki hem de Suriye’yle ilişkili durumların, ABD’nin ulusal güvenliği ve dış politikasına getirdiği alışılmadık ve olağanüstü tehditle baş etmek için ‘Uluslararası Acil Ekonomik Yetkiler Yasası’ uyarınca ulusal acil durum ilan etmişti.
Beyaz Saray’ın dünkü açıklamasında da Biden’ın, bu durumun 14 Ekim 2023’ten sonra da devam etmesine karar verdiği ifade edilmişti.
2020 yılından bu yana acil durum halinin birer yıl uzatılmasına ilişkin Beyaz Saray’dan aynı çerçevede açıklamalar geliyor.
“Kimi aktörlerin ateşe benzin döken provokatif tavırları krizi derinleştirmektedir”
Hamas’ın İsrail’e yönelik “Aksa Tufanı” saldırısının hemen akabinde daha İsrail yanıt vermeden taraflara itidal mesajı veren ve Türkiye’nin arabuluculuk için hazır olduğunu belirten Cumhurbaşkanı bu kez ateşkes çağrısında bulundu.
Erdoğan, “Tüm tarafları aklı selim hareket ederek önce ateşkesi sonra kalıcı barışı görüşmeye davet ediyoruz. Gerek şahsım gerek Dışişleri Bakanım (Hakan Fidan) -ki şu anda Mısır’a yolda gidiyor- gerekse MİT Başkanım (İbrahim Kalın), rehinelerin salıverilmesi başta olmak üzere krize çıkış yolu bulmak için temaslarımızı yoğun bir şekilde sürdürüyoruz. Ama kimi aktörlerin ateşe benzin döken provokatif tavırları hem bizim çabalarımız sekteye uğratmakta hem de krizi derinleştirmektedir. Özellikle bir konuyu ifade etmem lazım Gazze şu an itibarıyla mazlumdur, mağdurdur. Ama İsrail’in böyle bir mazlum durumu söz konusu değil” dedi.
Erdoğan’dan ABD ve İngiltere’ye eleştiri: “Barışa katkı sağlamıyor”
Erdoğan “provokatif tavır” göstermekle itham ettiği ülkeleri açık seçik dillendirmese de ABD ve İngiltere’nin bölgeye savaş gemisi göndermelerine tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı, “İlk yardım kargosunu götüren uçağımız bugün saat 12.00 itibarıyla El Ariş Havalimanı’na indi. AFAD Başkanlığımız yeni yardım malzemelerinin bölgeye sevkiyle hazırlıklarını sürdürüyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan bu tür yardımları yaparken bir de bakıyoruz ki Amerika buraya uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İngiltere uçak gemisi göndermeyi konuşuyor. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde acaba bunlar var mı? Şu anda Gazze’de yer ile yeksan edilen kadın, çocuk, anne ne var ne yok, hepsi yok ediliyor. Bundan kimse dertlenmiyor. NATO’da beraber olduğumuz ABD’nin bölgeye uçak gemilerini göndermesi barışa, diplomasiye, tarafların arasındaki tansiyonu düşürmesine hiçbir katkı sağlamıyor” dedi.
Erdoğan’dan Blinken’e tepki: “Bu nasıl politikacı”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün İsrail’i ziyaretinde “Bir Yahudi olarak buradayım” diyen ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı da eleştirirken Türkiye’deki İsrail’in diplomatik misyonlarının her türlü saldırı ihtimaline karşı korunduğu güvencesini verdi.
Erdoğan, “Amerika’nın Dışişleri Bakanı (Antony Blinken) benim Dışişleri Bakanım (Hakan Fidan) ile görüşme yapıyor. ‘İsrail’e Dışişleri Bakanı sıfatıyla değil bir Yahudi sıfatıyla yaklaşıyorum’ diyor. Bu nasıl bir politikacı, bu nasıl bir yaklaşım? Bunu söylediğin zaman sana karşındakiler de şunu söylerse; ‘Ben de bölgeye bir Müslüman sıfatıyla yaklaşıyorum’ derse ne diyeceksin? Bak biz, Yahudi, öbür tarafta Türk, öbür tarafta şu bu demiyoruz. Karşındakine insan sıfatıyla yaklaşacaksın. O çocukların halini görmüyor musun, o şehit edilen yavruları görmüyor musun? Annelerinin babalarının ne hale geldiğini görmüyor musun? Ülkemdeki İsrail Büyükelçiliği şu anda her türlü korumanın altına aldı. Çünkü bu tür dönemlerde her şey olabilir. Biz ülkemizdeki büyükelçilikleri güvence altında tutarız” diye konuştu.
Gazze’deki insani durumu kötüleştiren ablukanın bölgeyi provokasyonlara açık getirdiğini, 360 kilometrekareye sıkışmış 2 milyon insanın elektriğini, suyunu, yakıtını, gıdasını kesmenin en temel insan haklarının ihlali olduğunu belirten Erdoğan, 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen Filistin devleti kurulmadan bölgeye huzur gelmeyeceğini yineledi.