İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Mart 2024’teki yerel seçimlerde 81 ilde kendi adaylarını çıkaracaklarını belirterek, hem iktidar hem de muhalefet aktörlerine yönelik “Herkesin halinden gayet de memnun olduğu siyaseti reddediyoruz” dedi.
Akşener, sağlık sorunu nedeniyle 1 Ekim Pazar günü katılamadığı TBMM açılışının ardından bugün yeni yasama yılındaki ilk İYİ Parti Grubu toplantısında kürsüdeydi.
Yerel seçimler için sokak sokak çalışacaklarını kaydeden Akşener, ittifak siyasetiyle kutuplaşma oluştuğu görüşünü paylaşarak, İYİ Parti’nin 2 Ekim günkü parti yönetimi toplantısında karar alındığı üzere 81 ilde belediye başkanlıkları için kendi adaylarıyla yarışmayı planladıkları bilgisini yineledi.
“Herkesin, kendi iktidar sahasında, halinden gayet de memnun olduğu, statüko siyasetini reddediyoruz. Ceketlerin, kola kutularının, millete seçenek olarak sunulduğu, dayatma siyasetini reddediyoruz. Her türlü öfkeyi, kini, kutuplaşmayı besleyen, popülist siyaseti reddediyoruz” diyen Akşener, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in 30 Aralık 2022 günü Ankara’da silahlı suikast sonucu öldürülmesi ve Gezi Davası’nda verilen hapis cezası hükümlerini gündeme getirdi.
Akşener’den Sinan Ateş hatırlatması
Akşener, “Başkentin göbeğinde bir babaya, bir eşe, Sinan Ateş’e kıyılmasının üzerinden 278 gün geçti. Onlar ilk baştan itibaren onu unutturmaya çalıştılar, bizler unutmadık. Kimsenin unutmasına da unutturmasına da asla izin vermeyeceğiz” dedi.
Katillerin güçlü diye serbest kalmayacağını ve çevrilmek istenen dümenleri kabullenmeyeceklerini ifade eden Akşenere, “Katillerin elini kolu sallayarak gezmesine izin vermeyeceğiz. Sinan Ateşin katilleri yakalanana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz” ifadesini kullandı.
Mayıs 2013’te başlayan Gezi protestoları için “AKP’nin travması” yorumunu paylaşan Akşener, “Gezi AKP için öyle bir travma ki üzerinden 10 yıl geçse de yetmiyor. AKP, Gezi travmasını aşamıyor. Hala intikam almaya çalışıyorlar. Yargı sopasını dilediğince savurarak millete gözdağı vermeye çalışıyorlar. Sakın ola bir daha birleşmeyin demeye çalışıyorlar. O yüzden geçtiğimiz hafta Gezi davası AK Partinin stres bozukluğunun bir neticesidir. Ülkemizde ne yazık ki bir kez daha hukuk koltuklara hizmet etmiştir. Ne yazık ki vesayet bir kez daha toplumun üzerine çökmüştür” diye konuştu.
Yerlikaya’ya tebrik
“Türk milliyetçiliği ve sığınmacılar” tartışmasıyla hedef gösterilerek tutuklanan gazetecileri de anımsatan Akşener, “Biliyorsunuz gazeteci gençlerimiz, tam 12 gündür tutuklu. Neden? Sığınmacılarla ilgili, haber yaptıkları için. Şu rezalete bakar mısınız? Sığınmacıların, ülkemizi içine soktuğu, toplumsal ve güvenlik krizinin, boyutları ortadayken; sorunu çözmek yerine, sorunu dile getirenlerden, ‘işine gelenleri tutuklamak’ tam da, AK Parti’nin zihniyetine yakışır bir tutum. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, böyle bir ciddiyetsizliği, daha fazla kaldıramaz. böyle bir rezilliği, daha fazla taşıyamaz. böyle bir basiretsizliğe, daha fazla maruz kalamaz. Muhteremler; kendi beceriksizliğinizin üzerini örtmek için, yargıyı aparat haline getiremezsiniz! Kendi çıkarlarınızı, bir milli ideolojiymiş gibi Türkiye’ye dayatamazsınız! Kendi ellerinizle sebep olduğunuz krizin bedelini, hiçbir Türk evladına ödetemezsiniz! Türk milletinin hiçbir ferdine, öz yurdunda garip, öz vatanında parya gibi davranamazsınız! Tutuklandıkları ilk gün, ‘rutin uygulama’ denilerek, saçları kazınmış. Olay duyulunca, apar topar soruşturma açıldı ama; kepazelik ortada duruyor. Rutin uygulamaymış. Bu kime yapılır? Teröriste yapılır. Yuh olsun, yazıklar olsun! Bir yanda, hiçbir suçu olmadığı halde, evlatlarımız, terörist muamelesi görüyor” diyerek, tepkisini gösterdi.
Meral Akşener, son dönemde başlayan mafya ve uyuşturucu operasyonları nedeniyle İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’yı tebrik etti. AKP içindeki tartışmalara da değinen Akşener, “Ali Yerlikaya’yı tebrik ediyorum. Başarılı operasyonlar Sayın Bakanın kararlı duruşu olduğunu gösteriyor. Artık kendi kendini tüketen AK Parti cadı kazanında Mehmet Şimşek ve Ali Yerlikaya’dan sonra sıradaki şanslı kim acaba? Sayın Hakan Fidan mı? Göreceğiz” dedi.
Davutoğlu: “Üzüldüm yorgun olduğu anlaşılıyordu, çelişkili konuştu”
TBMM 28’inci döneminin 14 Mayıs seçimleriyle birlikte oluşumu sonrasında Saadet Partisi Grubu olarak Meclis’in altıncı siyasi parti grubunu oluşturan Saadet Partisi ve Gelecek Partisi liderleri ise, ilk grup toplantısında olduğu gibi bugün de yeni yasama yılındaki bu ilk grup toplantısında kürsüyü ortaklaşa kullandı.
İlk sözü alan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, 1 Ekim açılış konuşmasıyla ilgili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında “Üzüldüm, yorgun olduğu anlaşılıyordu. Omuzlarında ağır bir yük var ama geçmişte bu yükü kendisiyle paylaşmak için her türlü fedakarlığı yapmış nitelikli ve ahlaklı kadroları kendisi dışlamıştır. Konuşması çelişkilerle doluydu” yorumunu yaptı.
İçişleri Bakanlığı’ndaki Süleyman Soylu ve Ali Yerlikaya dönemlerini kıyaslayan Davutoğlu, “Bir İçişleri Bakanı gitti diğeri geldi. Sanki ülkede devrim oldu. Sanki büyük bir iktidar değişikliği oldu da her şey değişmiş gibi bir tablo. Yeni İçişleri Bakanı organize suç örgütlerine karşı harekete geçti. Genel başkan olarak ilk günden söyledim; devletimizi ahtapot gibi sarmış olan çetelere karşı kim mücadele verirse onun yanındayız. Kim o çetelerle resim çektirmişse onun da karşısındayız. Bahçeli ‘Kimse bakanlar arasına fitne sokmaya kalkışmasın’ diyor. Soylu’nun büyüttüğü beslediği ebabil gibi kutsal bir kavramı da kullanan Pelikan Çetesi’ne sorsun. Sayın Bahçeli, eğer korkunuz iş Sinan Ateş cinayetine gelecek olması ise oraya da gelecek hiç merak etmeyin” diye konuştu.
Davutoğlu ve Karamollaoğlu yeni Anayasa çağrısı için ne dedi?
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) darbe girişimi sonrasında yargılama süreçleriyle ilgili kararına Erdoğan’ın itirazına tepkisini de paylaşan ve yeni Anayasa çağrısını değerlendiren Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı AİHM ile ilgili ağır ithamlarda bulundu. Başörtüsü davası olduğunda biz o mahkemeye gitmiştik. Anayasanın 90’ıncı açık hükmüne rağmen o hükmü çiğneyecek yorumlarda bulundu. Sonrada anayasa yapalım dedi. Biz size nasıl güveneceğiz sayın cumhurbaşkanı? Niyetiniz yerel seçimlere kadar anayasa görüntüsü altında milletin açlığını susuzluğunu cefasını eziyetini hissettirmeden sabah-akşam televizyonu açacaksınız ‘anayasa komisyonu toplandı’ gece paralı yorumcularınız ‘anayasanın bilmem neresinde ne oldu?’ diyecek. Bu arada artan zamlar, açlık gündeme gelmeyecek” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu da, yeni Anayasa çağrısına ilişkin “21 yıldır ihtilal anayasasını değiştireceklermiş. İhtilal anayasası kalmadı ortada. Sizin getirdiğiniz birçok değişiklikle yamalı bohçaya döndü zaten. Şimdi bunu düzeltmek için ‘hadi bakalım; gerçekleri örtelim, sadece anayasa maddelerini konuşalım ama milletin derdini dert edinmeden meseleleri gündeme getirelim’ diyorlar. Bu grup, bu parlamentoda dört-beş yerden maaş alan torpillilerin değil, atanamayan öğretmenlerin, öğrencilerin mücadelesini verecek. Beşli Çete’nin değil, işçinin mücadelesini verecekler. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın” mesajını verdi.