Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA – Sağlıkta şiddet her geçen gün artarak devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’nde iki aile hekiminin hasta ve hasta yakınları tarafından şiddete uğramasıyla beraber, Birlik ve Dayanışma Sendikası üyesi olan aile hekimleri Türkiye genelinde beş günlük iş bırakma eylemine başladı. Mesleklerini yerine getirirken can güvenliklerinin bulunmadığını belirten aile hekimleri, etkin ve caydırıcı bir şiddet yasası talep ediyor.
Beş günlük iş bırakma eyleme kapsamında iş bırakan aile hekimlerinden Ahmet Tapduk Mehlepçi, her türlü şiddetle karşı karşıya kaldıklarını belirterek, “Sesimizi çıkardığımızda bakanlıktan da ekonomik şiddet görüyoruz. Biz tepki gösterdiğimizde, grev yaptığımızda, iş bırakma eylemi yaptığımızda maaşımızdan kesinti yapılıyor” dedi.
2022’DE 422 SAĞLIK ÇALIŞANI ŞİDDETE UĞRADI
Veriler, sağlıkta şiddetin boyutlarını gözler önüne seriyor. Sağlık-Sen’in raporuna göre; 2022’de toplam 249 şiddet olayı yaşandı. Gerçekleşen şiddet vakalarının 216’sı hem sözlü hem de fiili olarak, 32’si ise sadece sözlü olarak meydana geldi. 2022 boyunca 494 saldırganın neden olduğu şiddet vakalarında 422 sağlık çalışanının şiddete uğradığı biliniyor.
249 şiddet olayının 206’sı hastanelerde vuku buldu. 23 olay sahada yaşanırken, 16 şiddet olayı ise aile sağlık merkezlerinde gerçekleşti. Yıl boyunca şiddet olaylarına sebebiyet veren 494 saldırgandan 202’si hakkında herhangi bir işlem yapılmazken, 141 saldırgan gözaltına alınıp serbest bırakıldı. Sadece 96 saldırgan tutuklanırken, 53 saldırgan hakkında adli soruşturma başlatıldı.7
Manzara 2023’te de değişmedi. Geçtiğimiz günlerde Kocaeli’de hasta ve hasta yakınları görev yapan iki aile hekime şiddet uyguladı. Birlik ve Dayanışma Sendikası üyesi aile hekimleri Türkiye genelinde beş günlüğüne iş bırakma eylemi başlattı.
‘BAKANLIKTAN DA EKONOMİK ŞİDDET GÖRÜYORUZ’
Eylem kapsamında iş bırakan aile hekimlerinden Ahmet Tapduk Mehlepçi, son yirmi yılda sağlıkta şiddetin arttığını, 10 yılda ise zirve yaptığını belirtti. Mehlepçi, bakanlığın sağlık çalışanlarına yönelik değersizleştirme politikasının şiddeti arttırdığını ifade ederek, “Hakaretten tutun fiziksel şiddete kadar aile hekimleri olarak her türlü şiddetle karşılaşıyoruz. Sesimizi çıkardığımızda da bakanlıktan da ekonomik şiddet görüyoruz. Biz tepki gösterdiğimizde, grev yaptığımızda, iş bırakma eylemi yaptığımızda maaşımızdan kesinti yapılıyor” dedi.
Mehlepçi, tek taraflı bir iyilik halinin olmaması gerektiğini vurguladı. Hem halkın hem de sağlık çalışanlarının iyilik halinin gözetilmesi gerektiğini belirten Mehlepçi, “Artık çalışacak hekim bulamayacaklar. Hekimler artık can güvenliği dolayısıyla kaçıyorlar. İşimizi yaparken can güvenliği korkusu yaşıyoruz. Bakanlığın halkın gözleri önünde bizleri küçük düşürmeye yönelik ifadeleri halkı şiddete yönlendiriyor” diye konuştu.
‘CEZA SÜRELERİ ÜÇ KAT ARTTIRILMALI’
Birlik ve Dayanışma Sendikası Genel Başkanı Derya Mengücük, sağlıkta şiddetin bir sağlık terörü haline geldiğini söyledi. Sağlıkta şiddet önlenmediği sürece iş bırakma eylemlerine arttırarak devam edeceklerini belirten Mengücük, “Türk Ceza Kanunu’nda sağlık çalışanları için özellikle yapılmış köklü düzenlemelerin eklenmesini istiyoruz. Sağlık kurumlarında meydan gelen her türlü şiddet için ceza sürelerinin üç kat arttırılması ya da para cezasına çevrilmeden, ertelenmeden gerekli cezai sürelerin hapis olarak verilmesini Türk Ceza Kanunu’na koymaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
‘SORUNLARIN KAYNAĞININ SAĞLIK ÇALIŞANLARI OLMADIĞI NET’
Mengücük, şiddetin nedenlerinin başında sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıran siyasi söylemlerin geldiğine dikkat çekti. Siyasi yetkililer ve sorumlular tarafından toplumun doğru yönlendirilmediğini belirten Mengücük, “Sistemin sorunlarının kaynağının sağlık çalışanları olmadığı çok net. Randevu alınamaması, sıra beklenmesi sağlık çalışanları ve hekimlerden kaynaklanmıyor. Bu bir sistem sorunu. Siyasilerin ve idari yetkililerin sorunu. Bunların kabul edilmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu. Mengücük, sağlık hizmetindeki aksaklıkların da hasta ve doktorları karşı karşıya getirdiğini şöyle ifade etti:
“Şiddetin nedenlerinin arasında yoğun iş yükü geliyor. Üç dakikalık bir muayene bir sağlık hizmeti değildir. Bu politika uğruna sadece iş görülmesini sağlamaktır. Hasta ve hekimlere hizmet için gerekli sürenin sağlanması gerekiyor.”
‘MEVZUATLAR DÜZENLENMELİ’
Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası Genel Başkanı Ahmet Kandemir, öncelikle hasta ve doktoru karşı karşıya getiren mevzuatların düzenlenmesi gerektiğini söyledi. Kandemir, aile hekimliklerinin hastaneler gibi çalışmadığını belirterek özellikle usulsüz rapor taleplerinin hastalar ile doktorları karşı karşıya getirdiğini ifade etti.
Kandemir, etkin bir şiddet yasasının hala çıkmadığını hatırlatarak şunları söyledi:
“Mevcut mevzuata uymaya çalışan hekimler, vatandaşla karşı karşıya geliyor. Bakanlık, mevzuatları Aile Hekimliği Çalışanları Sendikası ve federasyonuyla birlikte hazırlamalı. Şiddetin altyapısı böylelikle azaltılabilir. Ayrıca etkin ve caydırıcı bir şiddet yasası hala çıkmadı.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***