İSTANBUL – 12 Eylül 1980 darbesi sürecinde yaşananlara dair bir bellek oluşturmayı amaçlayan Tarihsel Adalet İçin Bellek Müzesi, “Geçmiş Bugündür” sergisiyle yoğun ilgi gördü.
Tarihsel Adalet İçin Bellek Müzesi, 12 Eylül 1980 Darbesi sürecinde insanlığa karşı işlenmiş suçlara ve hak ihlallerine dair resmi belleğe “karşı bellek” oluşturuyor. 12 Eylül’de yaşananlara karşı adalet mücadelesini görünür kılmak ve geçmişle yüzleşmeyi amaçlayan müze, ziyaretçilere “Sözlü Tarih, Dava Dosyaları ve Bellek Nesneleri” koleksiyonlarıyla dijital bir bellek mekanı sunuyor. Dönemin öğrenci hareketleri, sendikal örgütlenme ve kadınların özgürlük mücadelesini konu edinen müze, eserlerini fiziksel olarak sergilemeye başladı. Beyoğlu’nda bulunan Tütün Deposu’nda, ziyaretçilerini bekleyen sergi, 8 Kasım’a kadar açık olacak.
DAİMİ KOLEKSİYONLAR
Bellek Müzesi’nin daimi koleksiyonları arasında, 235 dijital, 93 fiziki dava dosyası, binlerce sayfalık hukuki belge, 35 ayrı bağışçıdan edinilen 40 bin bellek nesnesi, 300 saati aşan 120 sözlü tarih kaydı, 518 fiziki belge, 65 gazete ve 150 kitap bulunuyor.
RESMİ ANLATIYA KARŞI BİR BELLEK
Tarihsel Adalet İçin Bellek Müzesi’nin 12 Eylül Darbesi’ne dair ilk dijital müze olduğunu ve aynı zamanda bir insan hakları arşivi olduğunu ifade eden Bellek Müzesi Direktörü Aylin Tekiner, dijital platformda bir mekan yaratmak için 2021 yılında yola çıktıklarını söyledi. Tekiner, “İlk yıl 3 koleksiyonla çıktık ve 2022’nin 12 Eylül’ünde erişime açıldık. Müzemizin ilk 3 koleksiyonu dava dosyaları, bellek nesneleri ve sözlü tarih koleksiyonu oldu. Resmi anlatıya bir karşı bellek oluşturmak adına bir çabayla yola çıktık” ifadelerini kullandı.
MÜZENİN AYIRICI YÖNÜ: İŞKENCE HARİTASI
Bellek Müzesi’nin ayırıcı yönünün “işkence haritası” olduğunu vurgulayan Tekiner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bilanço olarak bildiğimiz 650 bin gözaltı sayısının sayıdan çıkıp isme ve mekana dönüşmesi için başlattığımız ve bugün 13 bin kişiyi işlediğimiz, 8 bin kişiyi kesinlikle teyit ettiğimiz birincil doğrulama kaynakları üzerinden oluşturduğumu bir haritalama oldu. Bu sayede 12 Eylül döneminde hak ihlallerinin türlerini saptamış olduk. Bu zamana kadar çalışılmış yapılmış olan listeler ya da bu türden çalışmaları biraz daha kendi birincil doğrulama kaynaklarımız üzerinden genişletip geliştirdik. Hukuk ekiplerimiz 45 ihlal türünü ve 400 üzerinde işkence mekanı saptadı. O dönem gözaltına alınan 650 bin kişiyi haritada yerleştirmek uzun bir iş ama bu çalışmamız sayesinde 12 Eylül’de yüzde kaçın kadın, çocuk ve erkeklerden oluştuğunu kendi belge türlerimizden süzdüğümüz bilgiyle kaydettik.”
DAVA DOSYALARI KOLEKSİYONU
Dava Dosyaları koleksiyonunu oluştururken dönemin avukatlarının arşivlerine ulaştıklarını ve bunları dijitale aktardıklarını belirten Tekiner, “Özellikle Kürt hareketinin davalarına baktığımızda Türkiye’de en büyük dava dosyası arşivi diyebiliriz. Bu dosyaları zaman içerisinde hukuk ekibimiz bir plan dahilinde işleyecekler. Aynı zamanda o dönemin avukatları yani Kürt hareketi içerisinde o coğrafyada olan avukatlarla sözlü tarih çalışmaları yaptık. Keza 12 Eylül’e tanıklık eden birçok hukukçu bize 12 Eylül hukukunu anlattı” dedi.
KIŞANAK VE KAVALA’NIN YAZILARI DA SERGİDE
Serginin kolektif bir akılla ortaya çıktığını dile getiren Tekiner, tutuklu bulunan Gülten Kışanak ve Osman Kavala’ya 12 Eylül Darbesi ile ilgili sorular yönelttiklerini söyledi. Tekiner, “Bu süreçte 12 Eylül’ün bütün sertliği ve yıkıcılığıyla yaşamış olan Gülten Kışanak’ın bugün halen cezaevinde olma sürecinde olması ve onu cezaevinde tutmaları üzerine Gülten Kışanak’la da konuşmak istedik. Sağ olsun bize katkıda bulundu. Osman Kavala da yine bize katkıda bulundu. Onlara 12 Eylül’ü nasıl hatırladıklarını sorduk. Yakıcı bir soruydu elbette. Onlar da bize çok içten yanıtlar verdiler. Sergide onların yazılarını Adalet Arayışı Koleksiyonun yanında yer verdik” dedi.
SERGİDE CUMARTESİ ANNELERİ UNUTULMADI
Dönemin toplumsal muhalefetinin gücü, sınıf mücadelesi, gençlik hareketi ve örgütlenme gücünün hatırlanması gerektiğini vurgulayan Tekiner, geçmiş mücadelenin halen devam ettiğini kaydetti. Cumartesi Anneleri’nin eylemlerinin devam eden bir “sivil itaatsizlik” eylemi olduğunun altını çizen Tekiner, onlarla dayanışma içerisinde olduklarını belirtti. Müzede yer alan Sözlü Tarih koleksiyonunun anlatıcıları arasında gözaltında kaybedilen Hayrettin Eren ve Cemil Kırbayır’ın ailelerinin de olduğunu söyleyen Tekiner, “Sanatçı Güneş Terkol, Cumartesi Anneleriyle bir atölye yaptı. Onlar bu sergi için mendiller işledi ve o mendillere kendi hayallerini koydular. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) ihlal kararının ardından açılmayan meydandan dolayı her hafta yapılan gözaltılar sebebiyle mendillerde yoğunluklu olarak kelepçeleri görecek izleyiciler. Biz onlara olabildiğince kendi perspektifimizden, kendi mecramızdan destek olabiliyorsak, onların sesine ses katabiliyorsak, ne mutlu bize” şeklinde konuştu.
‘12 EYLÜL DEVAM EDİYOR’
12 Eylül Darbesi’nin bitmediğini ve şu anda da devam ettiğini dile getiren Bellek Müzesi İletişim Danışmanı Özlem Delikanlı ise, “12 Eylül sadece farklılaşarak ve farklı şekilde tezahür ederek hayatına devam ediyor. Şu an yaşanan hak ihlallerine dair birebir bir şey görmüyorsunuz. Burası darbe özelinde bir sergi ancak hak ihlallerinin devam etmesi bu konunun bir parçası ve Türkiye’nin de bir parçası aslında. Sergimiz çok kapsamlı ve derin çalışmaların ürünü olarak ortaya çıktı. Burada danışmanlarımızın sağladığı ciddi bir emek sayesinde bu sergi oluştu” dedi.
SERGİYE KATKIDA BULUNANLAR
Çeşitli hukuk örgütleri, sanatçılar ve aydınların destek verdiği sergiye, yazılarıyla Gülten Kışanak ve Osman Kavala’nın yanı sıra Aylin Tekiner, Doğa Yirik, Gülçin Aksoy, Gülsün Karamustafa, Güneş Terkol, Nil Yalter, Özlem Sulak, Sevim Sancaktar ve Tan Oral katkı verdi. Atölye ve içeriklere ise, Aybike Haydaroğlu, Berin Uyar, Burcu Ballıktaş Bingöllü, Bülent Aydın, Cemile Çakır, Cumartesi Anneleri/İnsanları, Deniz Erdem, Emel Ataktürk Sevimli, Eylem Delikanlı, Ezgi Bakçay, Ferhat Kentel, Feyyaz Yaman, Feza Kürkçüoğlu, Fikret Akovalı, Hafıza Merkezi / Hafıza ve Sanat Arşivi, Hüseyin Yavuz, Mustafa Yükselbaba, Nevzat Açan, Öncü Doğu Gürsoy, Özgül Akıncı, Filiz Fırtına, Nalan Yırtmaç, Özgür Sevgi Göral, Özlem Delikanlı, Tanıl Bora, Reyhan Yalçındağ Baydemir, Sevgi Can Yağcı Aksel, Ülfet Taylı ve Ümide Çelik Aysu katkıda bulundu.
MA / Ömer İbrahimoğlu
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***