YORUM | TARIK TOROS
Apple, iPhone’u güncelledi.
Fakat bu defaki lansman, geçen yılkinin neredeyse birebir aynıydı.
Aylardır üzerine onca fikir döşenilen yeni seri, öncekinin “titanium” makyajlısı çıktı.
Kasa ve AB’nin dayattığı şarj girişinin “yeni” diye sunulduğu bir müsamere izledik.
Fiyatlar değişmedi doğal olarak.
Türkiye tarifesi ise evlere şenlik.
Apple’ın Erdoğan rejimini kıskandığı açık.
Çünkü, satılan her iPhone’da Türkiye hazinesi, üretici firma Apple’dan daha çok kazanıyor.
Üstelik bunu “sıfır sermaye” ve yatırımla yapıyor.
Dükkanı Apple açıyor, parsayı Mehmet Şimşek’in hazinesi topluyor.
**
Basit hesapla ve iPhone 15’in başlangıç modeliyle anlatayım:
Ben İngiltere’de yaşıyorum.
Bu hafta çıkan iPhone 15’in başlangıç fiyatı £799 (KDV dahil fiyat)
Mevcut kurla: ₺26887
Aynı cihazın Türkiye fiyatı, ₺49999
Sterline çevirin: £1485
Yani Türkiye’de £686 daha pahalı.
**
Henüz açıklanmadı fakat önceki modellerle kıyaslayarak yaklaşık bir üretim maliyeti çıkarmak mümkün.
Tahminen, iPhone 15 başlangıç modelinin Apple’a maliyeti $400 civarında.
Rakam, “Pro Max” modelinde $500’ü geçiyor.
Kabaca:
Türkiye hazinesi, satılan her iPhone’da Apple’ın iki katından fazla kazanıyor, kılını kıpırdatmadan.
Hoş, orta direğin iPhone alacak gücü kalmadı.
İngiltere’de bir asgari ücretli, aylık maaşıyla iki telefon alabiliyorken…
Türkiye’de bunun için 5 ay çalışmak zorunda.
Ve makas gittikçe açılıyor, hemen her alanda olduğu gibi.
**
“Telefonu yurt dışından almak veya getirtmek daha kârlıymış” demeyin.
Bunu 3 yılda 1 defa yapabiliyorsunuz ve IMEI kayıt ücretini 20 bin TL’ye çıkardılar.
Avantajı ortadan kaldırdılar.
**
Bu uygulama tipik “kapalı rejim” yöntemidir ve AKP iktidarı rakamları artırdıkça artırıyor.
Bir gün ülkenizin normale döndüğünü nasıl anlarsınız?
iPhone testi yapın:
Cihazı ABD ve İngiltere ile fiyat farkı olmaksızın asgari ücretin çok altında bir fiyata satın alabiliyorsanız, testin ilk aşaması geçilmiştir.
Bitmedi: Yurt dışından aldığınız cihazları serbestçe ve kayıt-kuyut olmadan ülkenizde kullanabilmelisiniz.
**
Türkiye’nin ayıbı budur.
Birkaç milyonu geçmeyen mutlu ve sırtını devlete yaslamış azınlık, refah içinde yüzerken…
Toplumun kalanının kuru ekmeğe muhtaç edilmesidir.
Hatırlarsınız:
13 Aralık 2020’de CHP’liler Meclis’te “Millet aç, perişan. Evet herkesin midesine bir şey giriyor, kuru ekmek giriyor” deyince, AKP sıralarından biri “O zaman aç değil demek” diye çıkışmıştı.
O kişi, AKP Denizli milletvekili Şahin Tin’di.
Kendi seçmeni dahil millet üzerinde durmadı laflarının.
Son seçimde üçüncü kez Denizli’den seçildi.
Ayrıca “komisyon başkanvekili” olarak ödüllendirilmiş.
Hangi komisyon mu: Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu.
Komisyonun adında geçen tüm kelimelerde ülke verileri berbat!
Zaten bunu düzeltme derdi de yok.
Okul yıllarımda hiçbir zaman aktif olmayan “öğrenci kollarını” hatırlarım, TBMM komisyonları da o hesap.
**
Evet, ülkede büyük bir hafıza sorunu ve cehalet var.
Bilmeme, bilmek de istememe hali.
Bu sadece iktidarın değil, muhalefetin de çok işine geliyor.
CHP’liler Atatürk büstüne boyalı saldırıyla meşgulken.. İYİ Partililer, “Andımız tekrar okullarda okutulsun” kampanyası yapıyor.
Muhalefet için “seçim sonuçlarını yanlış okuyorlar” demek hayli iyiniyetli bir yorum olur.
Çünkü bariz biçimde, iktidarın tahsis ettiği alanda onun oyun kurallarıyla top sektiren bir ekip söz konusu.
Ülkeye bir imha ekibi kursanız AKP’nin imza attığı tahribatı yapamazdı.
Aynı biçimde “muhalefeti çökertmek” için içlerine ajanlar salsanız, tepe yönetimini ele geçirseniz filan.. Bu kadarını yapamazdı.
Seçimden bu tarafa iktidar bildiğini okuyor, muhalefet hiç şaşırtmıyorsa, bundan.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***