Cumhuriyet Halk Partisi’nde kasım ayında yapılması beklenen Büyük Kurultay öncesi en büyük iki kongre yarışından biri Ankara’da yapılıyor.
Kongre kapsamında birçok parti eliti partililere hitap etti. Ancak partiyi yakından izleyenlerin ilgisi ağırlıklı olarak Parti Meclisi üyesi ve İstanbul milletvekili Oğuz Kaan Salıcı üzerindeydi.
Yakın zamana kadar partinin “ikinci adamı” konumu olan Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevini üstlenen ve seçimlerden sonra CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu tarafından görevden alınan Oğuz Kaan Salıcı, kongrede konuşarak yaklaşık dört aydır devam eden sessizliğini bozmuş oldu.
Seçim mağlubiyeti söyleyen mutlaka tartışılmasının gerektiğini belirten Salıcı, altı lider ve iki belediye başkanının ortaklaşa yürüttüğü bir seçim sürecinin tüm faturasını CHP liderine ciro edilmesinin yanlış olduğunu dile getirdi.
“VAH Kİ KAYBEDENİN HALİNE, YANLIŞLARIMIZ VAR AMA HER ŞEY YANLIŞ DEĞİLDİ”
Eski MYK üyesi eleştiri sürecinin yanlış yönetildiğini anlatmak için Roma tarihinden örnek verdi:
“Romalıların bir deyimi var ‘vae victis’ (yazıklar olsun yenilene). Galya orduları MÖ 390’da Roma’ya saldırıyor. Şehir merkezine kadar gidiyor. Şehri yağmalamamak için size fidey ödeyeceğiz diyorlar. Galya kralı Brennus yağmalamama karşılığı ‘bana 329 kilo altın ödeyeceksiniz’ diyor. Tartı kuruluyor. Galya kralı bakıyor yeterince altın var, ağırlıkların üzerine kendi kılıcını da koyuyor. O gün Romalılar diyor ki vay kaybedenin haline. 4-5 ay önce seçim döneminde ‘sağdan milliyetçi kesimden, dindarlardan da bize oy geliyor, müthiş bir siyasi mühendislik’ diyen arkadaşlar bugün başka bir dille konuşuyorlar. Ben eleştiriyi anlarım, kabul de ederim ama insafsızlığı, reddiyeciliği, toptancılığı doğru bulmam. Biz her şeyi çok kötü yaptığımız için bugün eleştirilmiyoruz, yanlışlarımız var ama her şey yanlış değildi. Kaybettiğimiz için eleştiriliyoruz bir yandan da. Kürsüye sekiz kişi çıktı; altı siyasi parti lideri, iki belediye başkanımız. ‘Biz bu yemeği hep beraber yedik ama hesabı Kılıçdaroğlu ödesin’ deniyor, bu doğru bir iş değil. Bütün faturayı dönüp Kılıçdaroğlu’na kesmeye kalkarsak işi minvalinden çıkarmış oluruz. Eleştiriyi inkarcılığa dönüştürmüş oluruz.”
“BİZ YİNE ATATÜRKÇÜYÜZ, BİZ YİNE SOSYAL DEMOKRATIZ, BİZ YİNE SOLCUYUZ”
Salıcı konuşmasında kendi payına hesap vermeye hazır olduğunu da ifade ederken CHP’nin sağ partilerle ittifak yapmasının partinin solcu ve Atatürkçü kimliğini zedelemediğini savundu:
“2023 ittifaklarını ‘Kemal Kılıçdaroğlu ve Oğuz Kaan Salıcı yaptı’ diyorlar. Doğrudur ben yaptım. Sorumluluktan kaçmam ben yaptım. Süreci ben götürdüm. Ama şunu söyleyeyim 2019’da İstanbul seçimlerinde de aynısını yaptık. Çünkü karşı olduğumuz başkanlık seçiminde kazanmak için yüzde 50 artı 1 oyu alacak işi yapmaya çalıştık. Başkanlık sistemi ile yürüyen bir seçim var. AKP de ittifak yaptı biz de ittifak yaptık. Biz kendi benliğimizi ortadan kaldıran iş yapmadık. Biz yine Atatürkçüyüz, biz yine sosyal demokratız, biz yine solcuyuz. İttifak ortaklarımız sağ partilerdi. İttifak sistemi yanlıştı deniyorsa başka bir öneri olmalıydı. Ben böyle bir öneri duymadım.”
İttifak siyasetinin eleştirilmesine rağmen yerel seçimlerde bir biçimde kurulması gereğini de yabana atmamak gerektiğini vurgulayan Salıcı, Mart ayındaki seçimlerde İstanbul ve Ankara’nın yine kazanabileceğini söyledi.
“HER ŞEY AYNI KALSIN BİR KİŞİ DEĞİŞSİN ANLAYIŞINI DOĞRU BULMUYORUM”
CHP İstanbul milletvekili tüm CHP’lilerin değişimden taraf olduğunu belirtse de bunun bir gecede olmayacağını vurguladı.
“CHP’de hiç kimse değişime yenilenmeye karşı değil. Ben de değilim. Bizim sol anlayışımızın özünde değişim vardır. Hiç kimse değişme karşı çıkmaz. Ancak değişim ve yenilenme dediğimiz şey yalnız lider değişikliğini kapsamaz. Tüzüğün, programın, konuşulduğu, siyasetin daha kapsayıcı bir şekilde ele alındığı bir anlayış var hepimizde. Biz kendi genel başkanlarını seçimle değiştiren bir siyasi gelenekten geliyoruz. Bizim Duçe’yle bizim Führer’le, Reis’le işimiz olamaz. Biz kendi genel başkanımızı severiz, sayarız, arkasından yürürüz. Ama akşam televizyonlarda meze edenlere karşı dururuz, saygınlığını tartışma konusu etmeyiz. Değişim emek ister, vakit ister, mücadele ister ve fikirsel bir taşıyıcılık ister. O fikirsel taşıyıcılık ve emek yoksa o iş bir gecede olmaz. Lidere göre parti değil, partiye göre bir liderlik anlayışına ihtiyacımız var. Yukarıdan aşağıya aşağıdan değil, aşağıdan yukarıya doğru talep eden bir anlayışa ihtiyacımız var. Bizim dışlamaya değil kapsamaya kucaklamaya hiçbir arkadaşımı dışarıda bırakmayan bir anlayışa ihtiyacımız var. Yapısal sorunlarımızın bu kongrelerde konuşulup onlar üzerinden giden bir sürecinin yürütülmesine ihtiyaç var. Her şey aynı kalsın bir kişi değişsin anlayışını doğru bulmuyorum.”
“BU TARTIŞMALARDAN HİÇBİRİSİ RECEP TAYYİP ERDOĞAN’I BUGÜN OLMAZSA YARIN YERİNDEN ETMEKTEN KIYMETLİ DEĞİLDİR”
Cumhuriyet Halk Partisi’nin temel hedefi önce doğru tartışmak sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı yerinden etmek olduğunu söyleyen Salıcı, “Kılıçdaroğlu ve etrafındaki çıkar grupları, kendi geleceklerini milletimizin menfaatlerinin önüne koyarak kendi çarklarını döndürecek şekilde ittifakı tasarladılar” sözleriyle CHP yönetimini hedef alan İyi Partili Bilge Yılmaz’a tepki gösterdi:
“Bizim anlayışımız tıpkı Atatürk’ün çağdaşlaşma anlayışı gibi. Kendin kalarak değişmek. Kendin kalarak değişmek değişmeyi bizim yapabiliyor olmamız lazım. Bazı CHP’li olmayan siyasetçiler ittifak istemeyiz ittifak yanlış biz önümüzdeki süreçte bir şeyler yapacağız filan diyorlar. Bunu diyen arkadaşlardan bir tanesi eğer bu seçimde iktidar olsaydık Hazine Bakanlığı’na talipti. Bugün diyor ki ‘büyük hatalar yaptık’. Yanlışların yapıldığını gördüğünüzde onu söylemiyor da iş bittikten sonra ‘bunlar yanlıştı’ diyorsanız işte o zaman geliyoruz gene Romalı vatandaşın söylediğine, ‘Vay kaybedenin haline’. Bizim CHP’yi göz bebeği gibi korumamız lazım. Dışarıdan bakan birileri ‘CHP’de tartışma var’ diye ellerini ovuşturuyor. O elleri ovuşturanlara fırsat vermemek lazım. Biz içimizde konuşuruz tartışırız ama bu tartışmalardan hiçbirisi Recep Tayyip Erdoğan’ı bugün olmazsa yarın yerinden etmekten kıymetli değildir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***