Bu yıl 92’nci kez düzenlenen İzmir Enternasyonal Fuarı’nda (İEF) sona yaklaşılıyor. İzmir’in “2026 Avrupa Gençlik Başkenti Finalisti” olması sebebiyle özel ‘gençlik’ teması ile Kültürpark’ta düzenlenen fuar, 10 Eylül’de kapılarını kapatacak. 10 gün boyunca açık kalan fuar bu yıl da ziyaretçileri konserler, açık hava tiyatrosu, film gösterimleri, bilgi yarışması, sergiler gibi etkinliklerle buluşturdu.
Geçmişte birçok ülkenin açtıkları pavyonlarla ilk televizyon, bilgisayar, yürüyen merdiven, uzay mekiği gibi birçok icadın Türkiye’de ilk kez tanınmasını sağlayan, 1970’lerle beraber Zeki Müren, Müzeyyen Senar, Bülent Ersoy gibi yıldızların gazinolarda sahne almasıyla eğlenceyle özdeşleşen fuar geleneği, 92 yıldır sürdürülüyor. Ancak tüm dünyada genel fuarcılığın yerine ihtisas fuarlarının öne çıkmasıyla eski cazibesini kaybeden ve açık kaldığı süre 30 günden 10 güne kadar kısalan fuarı ziyaret edenlerin dilinde ortak bir geçmiş özlemi var: “nerede o eski fuarlar?”
Fuar müdavimleri eski günlerin özlemini çekiyor
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan fuarın geçmişteki müdavimlerinden Mustafa Küçükdoğan, fuarın uluslararası olma özelliğini giderek kaybettiğini söyledi. Küçükdoğan, “Eskiden daha bir başkaydı. Daha güzeldi, daha canlıydı. Şimdi bakıyorum fuarda bir şey yok. Eskiden bütün ülkelerden geliyorlardı. Rusya’sı olsun, İngiltere’si olsun, pavyon stantları açarlardı” dedi.
Fuarın eski eğlence hayatının kalmamasından yakınan Sümeyra Küçükdoğan ise “Ben küçük yaşta çok gelirdim buraya. Annemler getirirdi o zaman. Ekiciöver’in, Lunapark Gazinosu’nun kadınlar matinesi olurdu. Emel Sayın, Emrah, Kibariye geldiğinde, o zaman bizi hep getirirlerdi. Sabah beşte kapıya dikilirdik biz kadınlar. Kapılar açıldığında hurra hemen içeri girerdik hepimiz. Ben çocuktum o zaman, her şey daha güzeldi” diye konuştu.
Fuarın mazideki parlak günlerine artık dönmesinin mümkün olmadığını da savunan Küçükdoğan, “Şimdi telefonlar, televizyonlar, internet var. O zaman televizyon bile yoktu, gözümüzde sanatçıları büyütürdük. ‘Canlı göreceğiz’ diye millet buraya akın ederdi. Şimdi artık her yerden görmek mümkün” dedi.
Kemalpaşalı çiftçi Mustafa Karamemiş ise fuarı geçmişte şehir dışından ziyaret edenler açısından farklı bir özelliği olduğuna dikkat çekti. Karamemiş, “İzmir’e yılda bir kere gelinirdi. Bizim eskilerimiz öyle anlatır. İzmir’e yılda bir kere gelir, hem fuarına gidip kışlık alışverişini yapar, kumaşını, alet edevatını alır hem de fuarı gezip çocukları eğlendirir dönerlermiş. Artık bu da bitti” diye konuştu.
Ekonomik bağımsızlık dünyaya fuardan duyuruldu
İzmir Enternasyonal Fuarı’nın doğuşu, henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle toplanan İzmir İktisat Kongresi’ne uzanıyor. İktisat Kongresi ile eş zamanlı olarak düzenlenen ticari ürünler sergisi, organize uluslararası bir fuar kurulması fikrine de öncülük etti. Atatürk’ün emriyle gerçekleştirilen “9 Eylül Yerli Malları Sergisi” önce büyük çaplı bir panayıra dönüştü. 1936’dan itibarense İzmir Belediye Başkanı Dr. Behçet Uz’un, Rus ve Avrupa kentlerindeki parkları örnek alarak Kültürpark’ı hayata geçirmesiyle bugünkü mekanında İzmir Enternasyonal Fuarı halini aldı.
“İzmir Fuarı: Büyük Bir Halk Okulu” kitabının yazarı İzmirli gazeteci Elvan Feyzioğlu da fuar geleneğinin halen ayakta tutulmasına karşın geçmişteki heyecan ve coşkunun kaybolduğu görüşünde. VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Feyzioğlu, “İlk başlarda İzmir Enternasyonal Fuarı dünyayı İzmir’le buluşturuyordu. Hem ekonomik yönden hem siyasi yönden hem eğlence yönünden hem de sanat yönünden buluşturuyordu. İzmir Enternasyonal Fuarı her şeyden önce bir ticari fuardı. Ekonomik gücü çok fazlaydı. İlk ürünler burada sergilenir, dünyanın çeşitli ülkeleri buraya gelir, teknolojilerini insanlara burada sunarlardı. Yıllar geçtikçe ticari özelliği giderek azalmaya başladı” dedi.
Kurtuluş Savaşı’nda verilen mücadeleler sonrasında bağımsızlığın sembolüne dönüşen İzmir, bu büyük zaferin ekonomik açıdan da Batılı devletlere kanıtlanması için büyük bir fırsat merkezi olarak görülüyordu. İzmir Fuarı uzun yıllar Türkiye’nin ekonomik özgüvenini dünyaya duyurduğu yer oldu. Batılı ülkelere karşı verilen siyasal, askeri ve ekonomik mücadelenin başlangıç ve bitiş noktasının hatırlatıcısı olarak fuardaki kapılara da Lozan, Montrö, 9 Eylül, Cumhuriyet, 26 Ağustos isimleri verilmişti.
İzmir Fuarı ekonomik açıdan olduğu kadar siyasi açıdan da ilklerin sahnesiydi. Soğuk Savaş’ın iki büyük cephesi olan Amerika Birleşik Devletleri ile Sovyetler Birliği dahi fuarda bir araya geldi. ABD’nin fuarda Ay’dan getirilen taşı sergilediği 1973 yılında, iki ülke arasındaki uzay savaşlarına fuar tanıklık etti.
“Şöhret yolu İzmir fuarından geçerdi”
Fuar 1970’lerden itibaren Türkiye’nin eğlence sahnesinde boy göstermeye talip olanların da halk karşısında ilk sınavını verdiği yerdi. Feyzioğlu, “İlk kez sahneye çıkanlar, halkla ilk kez buluşacak olanlar da İzmir Enternasyonal Fuarı’nı seçerlerdi. O dönemin en ünlü sanatçıları, şarkıcıları İzmir Enternasyonal Fuarı’nda olurdu. Mesela Zeki Müren’in geleceği aylar önceden haber olur ve Zeki Müren de ilk deneyimlerini İzmir Fuarı’nda sahnelerdi. Mesela ilk mini elbisesini İzmir Fuarı’nda giymiştir. İnsanlar sadece televizyon ekranlarında gördüğü kişileri İzmir Enternasyonal Fuarı’nda çok uygun bütçelerle yakından görme olanağı yakaladılar. Göl Gazinosu, Akasyalar, Ekiciöver gibi pek çok gazino ile eğlence yönü çok genişti” şeklinde konuştu.
Feyzioğlu, fuarın eğlencenin yanı sıra ilk kez perde açan tiyatro, opera gibi eserlerle sanat alanında da geçmişte ön planda olduğunu söyledi.
“Türkiye’nin her yerinden ziyaretçi akını olurdu”
Fuarın 2004 yılından itibaren açık kaldığı sürenin bir aydan on güne kadar kısaldığına dikkat çeken Feyzioğlu, “Sadece İzmirliler değil dünyanın çeşitli yerlerinden, Türkiye’nin her yerinden insanlar bir ay gelir, İzmir Enternasyonal Fuarı’nı gezmeye çalışırlardı. Hatta ‘fuar misafirliği’ diye bir misafirlik oluşmuştu. Herkesin evinde başka illerden gelen akrabaları olur ve İzmir Enternasyonal Fuarı’nı gezmeye çalışırlardı” diye konuştu.
“Hiç gidemeyeceğiniz bir ülkenin insanlarını burada görmek eskiden mümkündü”
Kültürpark’ta bugünkü haliyle İzmir Enternasyonal Fuarı’nı hayata geçiren eski İzmir Belediye Başkanı Behçet Uz, fuarın ziyaretçiler için bir “halk okulu” işlevi görmesini de düşlemişti. Ancak fuarın artık bu özelliğini de yitirdiği görüşünde olan Feyzioğlu, “Burası sadece eğlencenin, ticaretin, ekonominin alanı değil dünyanın bütün ülkelerinin, çeşitli kültürlerin bir araya geldiği bir ortamdı. Yani mesela hiç gidemeyeceğiniz bir ülkenin insanlarını burada görmek, onların kültürlerine ait ürünlerini tanımak, o insanlarla yüz yüze gelmek hep İzmir Enternasyonal Fuarı alanında mümkün oluyordu” dedi.
İzmir Fuarı’nın fikir babası olan Atatürk’ün vizyonunun İzmir ile dünyayı buluşturmak olduğunu vurgulayan Feyzioğlu, fuarın hasret çekilen günlerine dönebilmesi için değişen koşullara ayak uydurulması gerektiğini söyledi. Feyzioğlu, “Fuar alanı çok boş. Bundan 10 yıl hatta 7-8 yıl hatta öncesinde dahi bu fuar alanı daha dolu olurdu. Yine internet devredeydi, yine birçok koşul değişmişti. Ama yine de firmalar İzmir Enternasyonal Fuarı’nı tercih ediyorlardı. Fakat bugün bu kadar boş olması çok düşünülmesi gereken bir konudur” ifadelerini kullandı.