İZMİR – Popüler kültüre hizmet etmeden kaliteli müzik yapılabileceğini belirten Ahura Ritim Topluluğu’ndan Sami Hosseini, “Müzik hızlı tüketilen bir hal aldı. Eski kıyafetleri atıp yenisini almak gibi. Bu durum müziğin kalıcı olmasının önüne geçiyor” dedi.
Kapitalizmin yarattığı anlık ve hızlı tüketim hayatın tüm alanlarına sızarken, özellikle sanatsal ürünler “popüler” ve “basit” bir hal aldı. Popüler kültürün etkisi ile birbirine benzeyen sanat ya da edebi eserler hızla hayatımıza girip, aynı hızla çıkıyor. Sanatın tüketilen bir hal almasına karşı mücadele eden Ahura Ritim Topluluğu, 2013’ten bu yana Türkiye ve Kurdistan kentlerinde çeşitli konserler ve eğitimlerle müzik kültürünü yaşatıyor.
27 YILDIR DEF ÇALIYOR
Ahura Ritim Topluluğu kurucularından Sami Hosseini ile müziğin karşı karşıya kaldığı tehlikelere ilişkin konuştuk. 1986 yılında İran Rojhilat’da doğan Hosseini, 11 yaşında def çalmaya başladı. İran’da Diş Laborantlığı bölümünü okuyan Hosseini 2012’de Türkiye’ye diş hekimliği okumak için geldi, fakat Ege Üniversitesi Devlet Türk Musikisi Konservatuvarı’da Müzik Aletleri Yapımı bölümüne geçiş yaptı. 27 yıldır def çalan, 22 yıldır def eğitimi veren Hosseini, aynı zamanda Konak Kemeraltı’ndaki atölyesinde def üretimi yapıyor. 2016 yılında “Def Metodu 1”, 2021 yılında da “Def Metodu 2” isimli kitapları çıkaran Hosseini, 2023 yılında da İranlı müzisyenlerden oluşan “Avisa” isimli bir grubun kuruluşunda yer aldı.
‘MÜZİKTEN ÇOK GÖRSELLİK ÖN PLANA ÇIKTI’
Son yıllarda popüler müziğe hizmet eden eserlerin ön plana çıktığını kaydeden Hosseini, “Bu durum ikiye ayrılıyor. Birincisi popüler bir durumu kullanmak, ikincisi de bir şeyi önce popülerleştirip sonra kullanmak. Birincisi çok görünme ve ekonomik kaygılarla yapılan bir şey. Halkın kulağı neyle terbiye olmuşsa ona hizmet ediyor. Bu aynı zamanda müzikten çok görüntüyü ön plana çıkarıyor. Eskiden sanal medya yoktu, televizyon çok nadirdi ve insanların müziği radyo ve canlı olarak dinlediği için daha kaliteli bir müzik dinleniyordu. Şimdi ise müzik daha basit bir şekilde yapılıyor ve sunuluyor. Müzik ile kulağını doldurmaktan çok gözünü doldurmak istiyorlar” dedi.
POPÜLER MÜZİK VE TÜKETİM
Bilinçli olarak popüler hale getirmeyle de elektronik ve dijital müziklerin ön plana çıktığını aktaran Hosseini, bu türleri reddetmediğini fakat köklü müzikler yapılması gerektiğini ifade etti. Geleneksel müzik ile yeninin buluşmasının popülerliğin de önüne geçeceğini vurgulayan Hosseini, “Fakat bunların yapılmadığını görüyoruz ve müzik hızlı tüketilen bir hal alıyor. Bu tıpkı eski kıyafetleri atıp yenisini almaya benziyor. Bir şeyin çok olması da tüketimi kolaylaştırıyor ve arada çıkan iyi yönlerini görünmez yapıyor. Bu durum müziklerin kalıcı olmasının da önüne geçiyor. Her sanat eserinin bir tüketim tarihi var. Günümüzde bu bir hafta, bir güne kadar düştü. Bakıyoruz haftada bir albüm çıkaran insanlar var. ‘Nasıl bu kadar hızlı olabilir?’ diye düşünüyorum. Popüler bir müziği bir kere dinlersin ve tüketirsin” diye belirtti.
‘KÖKLÜ MÜZİK ZAMAN TANIMAZ’
Bazı köklü eserlerin ise hep kalıcı olduğuna dikkati çeken Hosseini, şöyle devam etti: “Örneğin Aşık Veysel’in ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’ eserini babama dinlettirdim. Babam Türkçe bilmemesine rağmen müzikten keyif aldı. Sözleri anlaşılmayan bir müzik eğer insanları etkiliyorsa demek ki o hiç bitmiyor. Bunun için etnik ya da daha köklü bir müzik insanın ruhunu okşayabilir. Sözlerinden, ritminden, yapısından seni içine çekebilir. Bende bireysel olarak bunu yapmaya çalışıyorum ve iki tarz müzik yapıyorum. Kendime ait olan aranje ve etnik tarzda müzikler. Fakat aynı zamanda doğaçlama müzik çalışmaları da yapıyorum. Biz olsak da olmasak da müzik kendini kurtarıyor. Binlerce yıllık bir geçmişi olan sanat 100 yılda geçse yok olamaz. Buradaki mesele bu müziği yaparken bana ne hissettiriyor. Bu beni mutlu ettiği için yapıyorum. Bunun için müziğimi popülerleşmeye satmam.”
Tüm bunların karşısında duran müzisyenlerin de kullanabileceği medya alanları olduğunu kaydeden Hosseini, popüler kültüre hizmet etmeden kaliteli bir müziğin yapılabileceğini dile getirdi. Hosseini, “Ama müzisyen buradan destek alamadığı zaman bunu devam ettiremez. Desteği halktan alırız. Halktan destek alan müzik devam eder. Yoksa bu sistemde popülerleşmeye hizmet etmeden ayakta kalmak çok zor. Her şeye rağmen hayatımızda bol bol müzik ve sanat olsun. Çünkü bizi özgürleştiren ve birbirimize köprü olmamızı sağlayan tek şey sanattır” diye konuştu.
MA / Tolga Güney
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***