WAN – Şenyayla bölgesinde hayatını kaybeden HPG’li kardeşi Mercan Erkol’ün cenazesini 6 yıldır alamadıklarını belirten Ercan Erkol, kardeşinin “kimsesiz” olmadığını ve cenazenin verilmesini istedi.
Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesi ve Mûş sınırları arasında bulunan Şenyayla bölgesinde 16 Kasım 2017 tarihinde çıkan çatışmada yaşamını yitiren HPG’li Mercan Erkol’un (Beritan Tolhildan) cenazesi, ailesinin sayısız başvurusuna rağmen 6 yıldır verilmedi. HPG’nin 17 Mart 2019’da kimlik bilgilerini açıklanması üzerine baba Hesin Erkol, Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı’na ve Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı üzerinden girişimlerde bulundu. Baba Erkol, DNA testi için Dicle Üniversitesi Hastanesi’ne kan örneği verdi. Aradan 4 ay geçtikten sonra İl Jandarma Komutanlığı, aileyi arayarak cenazeyi alabileceklerini söyledi. Wan’dan Amed’e giden aile, cenazeyi almak için Rezan (Bağlar) ilçesinde bulunan Yeniköy Mezarlığı’na gitti ancak gösterilen mezarda bulunan 3 cenazenin kime ait olduğu bilinmediği gerekçesiyle savcılık, mezarın açılmaması yönünde karar verdi. Yıllardır kardeşinin cenazesini almak için mücadele ettiklerini belirten ağabeyi Ercan Erkol, “Kardeşim kimsesiz değildir. Kimsesizler mezarında kalsın istemiyoruz” dedi.
CENAZENİN VERİLMESİNE ENGEL
Mezarın açılması esnasında savcılığın polisleri arayarak işleme engel olduğunu söyleyen Erkol, “Mezarı açacağımız esnada savcılıktan haber geldi ve cenazenin bize verilmeyeceği söylendi. Nedenini sorduğumuzda da ‘Halledilmesi gereken birkaç resmi evrak var. Onlar hallolduktan sonra size cenaze teslim edilecek’ dediler. Biz de ‘tamam’ dedik. Araya 15 Temmuz resmi tatili girdi. Sonrasında defalarca sorduk, başvurularda bulunduk, ama taleplerimiz sonuçsuz kaldı. Her defasında başka bahaneler üretildi. En sonunda bize vücut bütünlüğü sağlanamadığı için yeni bir DNA testi yapılacağı söylendi” diye aktardı.
YILLARDIR BİTMEYEN DNA TESTİ
Yıllardır DNA testinin sonuçlanmasını beklediklerini dile getiren Erkol, “Aile olarak bireysel başvurularda bulunduk ama hiçbir sonuç alamadık. Bu durum aileye yönelik sistematik bir işkenceye dönüştü, 6 yılda bir DNA sonuçlanmaz mı? Bir DNA’nın sonuçlanması bu kadar uzun sürecek bir şey değil. Defalarca gidip gelmemize rağmen sonuçsuz kaldı. Sürekli aynı bahanelerle bizi beklettiler. Sen bir mezarlığın içine 3 cenaze koymuşsun. Bunlar 6 yıldır birbirinden ayrıştırılamadı mı? Sonuç olarak DNA’mızı vermişiz. Bunun artık halledilmesi gerekiyordu ama halen bekliyoruz” diyerek tepki gösterdi.
‘CENAZEMİZİ ALMAK İSTİYORUZ’
Bireysel başvurularının yanı sıra İHD ve diğer kurumlar üzerinden de başvuru yaptıklarını aktaran Erkol, “Her seferinde sonuçsuz kalıyor. Yani artık biz cenazemizi almak istiyoruz. Bu halkın evlatlarının kemikleri ile ne yapacaksınız? Bu işkence nereye kadar? Şeytan bile ölüden el çeker, ama siz durmuyorsunuz. İnsanlara bu işkenceyi neden yaşatıyorsunuz? Sözde Müslüman bir ülkede yaşıyoruz. Bize ölülerimizin kemiklerini bile çok görüyorlar” ifadelerini kullandı.
YILDIRMA POLİTİKASI
Cenazelerle aileler üzerinde bir yıldırma politikası yürütüldüğünü vurgulayan Erkol, “Bu politikalar sonuçsuz kalacak. Yakın süreçte Yılmaz Uzun arkadaşın cenazesinde olduğu gibi, bu politikalar sonuçsuz kalacak. Yıllardır cenazemizle alakalı yapmadıkları bir şey kalmadı. Türlü türlü şeyler getiriyorlar cenazelerimizin başına. Bu yönden hiçbir şekilde başarıya ulaşamazlar. Yılmaz arkadaştan önce de iki arkadaşın cenazelerini benzer şekilde kutular içerisinde ailelere teslim edildi. Ama yine halk duruşundan taviz vermeden, cenazesine sahip çıktı. Dolayısıyla sonuçsuz kaldılar, hiçbir şekilde başarıya ulaşamadılar” şeklinde konuştu.
‘BEDENLERİMİZDEN NE İSTİYORLAR?’
Cenazelere yönelik saldırıları kınayan Erkol, “Ruhu giden bir insanın bedeninden ne istiyorsun? Beden ne yapacak ki? Sen o intikamı bedenden almaya çalışıyorsun, bu nereye varacak, ne elde edeceksin? Cansız bir bedene sen kalkıp işkence etmeye çalışıyorsun. Cansız bir beden üzerinden toplumdan intikam almaya çalışıyorlar. Yıllardır yapıyorlar bunu ama hiçbir yere varamayacaklar. Halk yine aynı halk! İnsanlar değişmedi. Halkımız çocuklarına ve çocuklarının kemiklerine sahip çıkacaktır. Bizi bunun üzerinden ‘terbiye’ edeceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Bunu yaparak hiçbir yere varamadılar, 40 yıldır bunu anlamış olmaları gerekiyordu. Düşmanlığın bile bir hukuku vardır. Savaşta vurulan cenazeler birbirine teslim edilmiştir ve savaşa tekrar devam edilmiştir. Dünyanın hiçbir yerinde bu hukuksuzluk, adaletsizlik yok” dedi.
‘KARDEŞİM KİMSESİZ DEĞİL’
Erkol, şunları söyledi: “Kardeşim kimsesiz değil. Neden kimsesizler mezarlığında kalsın? Bizim örf ve adetlerimiz var, geleneklerimiz var. Biz yaptığından da asla mutsuzluk duymadık. Aile olarak gurur duyuyoruz. Kardeşimizi kimsesizler mezarlığında bırakmayacağız. Bunu bilsinler, bu halkın evlatları kimsesiz değil. Bu çocukların, bu insanların sahipleri var. Bu insanları kimsesizler mezarlığında gömmek bir çözüm değildir. İktidar artık bundan vazgeçsin.”
MA / Berivan Kutlu
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***