YORUM | HASAN CÜCÜK
İngiltere Premier Lig’de sezonun başlamasıyla birlikte cevabı aranan soruların başında, ‘’Manchester City’nin hegemonyasını kim sonlandıracak?’’ geliyor. Pep Guardiola yönetiminde son 6 sezonun 5’inde mutlu sona ulaşan City, geçen yılı lig ve kupanın yanı sıra Şampiyonlar Ligi ile taçlandırmıştı. Community Shield’de Arsenal’e boyun eğen City, UEFA Süper Kupa’yı Sevilla’yı yenip müzesine taşıyarak taraftarının gönlünü aldı. City kaldığı yerden devam ediyor. Yarışta sonuna kadar ‘varım’ diyor. Şampiyonluğun diğer doğal adayları Liverpool, Arsenal, Manchester United ve Chelsea. Elbette bu kulüpler arasına Tottenham’ı yazmak gerekiyor. Her ne kadar son yıllarda kupa sevinci yaşamamış olsa da Pochettino’lu yıllarda adını ‘Top 6 takımları’ arasına yazdırdı. Sezona iyi bir başlangıç yapan Tottenham’ın umutlarını yeşerten isim ise ‘bizden biri.’
İngiltere’de futbolun kalbi Manchester ve Liverpool’da atıyor. Manchester şehri Alex Ferguson’lu yıllarda United’la, Pep Guardiola’nın gelmesiyle birlikte City ile Premier Ligi domine etti. Liverpool ise 1990 yılına kadar en fazla şampiyonluk gören ekipti. Sonrası tam bir hasret yılları oldu. Ta ki Alman teknik adam Jürgen Klopp gelene kadar. Klopp yönetiminde 30 yıllık şampiyonluk hasreti sona erdi. Başkent Londra, Manchester ve Liverpool’un gölgesinde kendine yer buldu. Önce Arsenal ardından Chelsea ile şampiyonluğu başkentte getirdi. Her ne kadar Premier Lig’e en fazla takım gönderen şehir olsa da Londra’nın şampiyonlukta sözünün pek geçtiğini söylemek mümkün değil. Arsenal ve Chelsea şampiyonluk yaşarken, Tottenham hep direkten döndü. Tarihinde yaşadığı iki şampiyonluğun sonuncusu 1961 yılında geldi. Avrupa arenasında ise son kupasını 1984 yılında Kupa Galipleri Kupasını müzesine taşıyarak kazandı. İngiltere topraklarındaki son başarısı ise 2008’de gelen Lig Kupası sevinci.
Mauricio Pochettino’nun 2014’te göreve gelmesiyle hızlı bir yükselişe geçen Tottenham, adını Top 6 takımları arasına yazdırdı. Zirveye oynayan bir takım olmasına karşılık kupa özlemi devam etti. 2019’da tarihi bir başarıya imza attı. Adını Şampiyonlar Ligi finaline yazdırdı. Sadece 90 dakika uzağındaki kupayı elinden çekip alan bir başka Premier Lig ekibi Liverpool oldu. Kasım 2019’da görevine son verilen Pochettino’nun koltuğuna önce Jose Mourinho ardından Antonio Conte oturdu. Her iki ismin ortak özelliği Londra’nın bir diğer ekibi Chelsea’yı Premier Lig şampiyonluğuna taşımalarıydı. Elbette başarıları sadece Chelsea ile sınırlı olmayan, Avrupa’nın önde gelen teknik adamlarıydı. İki ünlü hoca döneminde de Tottenham’ın kupa hasreti bitmedi. Hatta giderek umutsuz bir vakaya dönüştü. Mourinho ve Conte gibi iki ünlü isimden sonra koltuğun yeni sahibi kökü Anadolu’dan geçmiş Yunan asıllı Avustralyalı teknik adam Ange Postecoglou oldu.
Tottenham yeni sezona en önemli kozunu kaybederek girdi. Bu isim Tottenham altyapısından yetişen Harry Kane idi. Tam üç kez Premier Lig’de gol krallığı tacını takan Kane, Ada’nın son yıllarda yetiştirdiği bir numaralı forvetti. 100 milyon Euro bedel karşılığında Bayern Münih’e giden Harry Kane’i kulübünden ayıran yıllardır gelmeyen başarıydı. Kane’i kaybeden Tottenham’da, James Madison, Pedro Porro, Micky van de Ven, Guglielmo Vicario ile geçen yıl kiralık oynayan Dejan Kulusevski kadroya katılan isimler oldu. Transferde 193 milyon Euro harcayan Tottenham’ın geliri ise 111 milyon Euro oldu. Harry Kane’in boşluğunu doldurmak zor olacaktı. Kane’nin bıraktığı boşluğa bir türlü patlama yapamayan Richarlison eklenince çiçeği burnundaki teknik adam Postecoglou’nu zor günler bekliyordu.
Sezona Brentford deplasmanında merhaba diyen Tottenham, sahadan 2-2 beraberlikle ayrıldı. Ardından sahasında şampiyonluğun önemli adaylarından United ve deplasmanda Bournemouth’u 2-0’lık skor geçti. 3 hafta sonunda toplanan 7 puan en çok teknik patron Postecoglou’nun yüzünü güldürdü. Takımın forveti Richarlison sessizliğini devam ettirirken, yüzleri güldüren attığı gol ve asistleri ile James Madison oldu.
Peki kimdi bu Ange Postecoglou? Kimliğinde milliyeti Avustralyalı olarak geçiyor. 27 Ağustos 1965’te Atina’da doğan Postecoglou’nun futbol kariyeri Avustralya’da başlayıp bitti. Defans oyuncusu olarak kariyerini futbola başladığı South Melbourne’de noktaladı. Aynı kulüpte teknik adamlık yolculuğu başladı. Merdivenleri bir bir tırmanan Postecoglou, 2013-17 arasında Avustralya Milli Takımı’nı çalıştırdı. Avustralya’da South Melbourne ve Brisbane Roar, Japonya’da Yokohama Marinos’u lig şampiyonluğuna taşıdı. Elbette en önemli başarısı Avustralya’yı 2015’te Asya Şampiyonu yapması oldu. Uzak Doğu’da gelen bu başarı Postecoglou’nu 2021’de Avrupa’ya taşırken, yeni adresi İskoçya’nın köklü kulübü Celtic oldu. 2021-23 arasında çalıştırdığı Celtic’le iki lig, iki lig kupası ve bir İskoçya Kupası başarısı elde etti. Celtic performansı Premier Lig’in güçlü ekiplerinden Tottenham’a giden yolu açtı.
Postecoglou Yunan kökenli Avustralyalı olsa da hikayesi Manisa’nın Alaşehir ilçesine dayanıyor. I.Dünya Savaşı sonrası Türkiye–Yunanistan nüfus mübadelesinin yaşandığı yerlerden biri de eski dönemlerde adı Philadelphia olan Alaşehir’di. Alaşehir’de yaşayan Yunanlılar, mübadele sonrası Atina yakınlarında bir bölgeye yerleştiler. Yeni adreslerinin adını köklerinin geldiği yere atıfla Nea Philadelphia yani Yeni Filadelfia dediler. Agne Postecoglou, Alaşehir kökenli Yunanlıların yaşadığı Nea Philadphia’da 1965 yılında dünyaya geldi. Henüz 5 yaşındayken ailesi Avustralya’ya göç etti. Soyadı ise çok tanıdık geliyor; Postecoglou yani Postacıoğlu. Avustralya’da başlayan futbol kariyerinde milli takıma kadar yükselen Agne Postecoglou şimdilerde Londra’da başarı arıyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***