YORUM | HASAN CÜCÜK
Sezonun 2. haftasında derbi heyecanı yaşadık. Son şampiyon Galatasaray ile önceki yılın şampiyonu Trabzonspor üç puan mücadelesi verdi. Şampiyon kadrosunu büyük oranda koruyan Galatasaray, saha ve seyirci avantajıyla yeşil çimlere çıktı. İki yıl önce 38 yıllık şampiyonluk hasretini bitiren Trabzonspor, geçen sezonu ‘görev tamamlandı’ moduyla bitirmişti. Bu yıl da kaldığı yerden devam sinyali veriyor. Maça geçmeden önce birkaç noktaya değinmek istiyorum.
Okan Buruk, futbolcuyken mücadelesi ve efendi duruşuyla futbolseverlerin takdirini kazanmıştı. Sadece oynadığı takımların değil, rakiplerin taraftarının bile saygı duyduğu oyuncuydu. Teknik adamlık serüveninde Akhisar ve Başakşehir kulüplerinde tarihi başarılara imza attı. Akhisar’ın müzesine Türkiye Kupası, Başakşehir’e ise şampiyonluk kupasını taşıyan isim oldu. Galatasaray’a geldiği ilk yılında şampiyonluk gördü. Artık teknik adamlıkta ustalık, yaş olarak ise olgunluk döneminde bulunuyor. Başarı kadar, başarıyı içselleştirip, ayaklarının yerden kesilmemesi de önemli. Okan Hoca bu sezon söylem ve hareketleriyle farklı bir profil çiziyor. Gereksiz polemik ortamı oluşturuyor. Normal bir faule bile agresif tepki veriyor. ‘Fatih Terim’ rolüne bürünüyor. Yönetim istediği isimleri aldı. Taraftar nezdinde kredisi çok yüksek. İşine odaklanması gerekirken, tribünlere oynuyor. Taraftarından alkış alır ama aklı selim futbol seyircisinin sevgisini kaybeder.
Mücadelesiz futbol olmaz. Futbolun sertliği ile rakibe sertliği iyi ayırmak lazım. Lucas Torreira ve Mertens bu iki kavramı birbirine karıştırıyor. Özellikle Torreira, futbolcudan ziyade kavgaya çağrılmış sokak kabadayısı görüntüsü veriyor. Her ikili mücadele faul yapıyor. Şansı üzerindeki formanın rengi. Şampiyonlar Ligi ön eleme maçında sahada kırmızı kart görmeden sadece 64 dakika kaldı. Bu sezon forma giydiği ilk maçta 90 dakikayı tamamlayamadı. Icardi’nin attığı golde Bakasetas’ın hatası kadar, Torreira’nın Yunanlı oyuncunun ayağına basmasını da es geçmemek lazım. Tecrübenin zirvesindeki Mertens de aynı oyun stilini tercih ediyor.
Profesyonel olsa bile bazı oyuncular kötü niyetli. Bunun mücadele hırsıyla alakası yok. Virgil van Dijk kadar mücadele eden defans mı var? Gördünüz mü kasıtlı, rakibi sakatlayacak bir hareketini? Oyun sertliğini sonuna kadar sürdürüyor. Mertens ve Torreira, Galatasaray’da değil de herhangi bir Anadolu takımında olsa birçok maçta 90 dakikayı bitiremez. Sadece bu isimler mi? Fenerbahçe’de Serdar Aziz de aynı kategoride. Çıktığı her hava topunda rakibine ya dirsek atan ya da ayağıyla vuran başka bir defans oyuncusu görmedim. Onun da şansı sırtındaki formanın rengi.
Galatasaray henüz ideal kadrosuyla sahaya çıkmasa da Trabzonspor’dan birkaç gömlek üstündü. Bu takıma daha Zaha, Tete ve Ziyech gibi yıldızlar dahil olacak. Geçen yıldan daha güçlü bir Galatasaray var. Gücüne güç kattı. Trabzonspor karşısında oyuna hükmetti. Bu sezon sarı-kırmızılar 6. resmi maçını oynadı. Takıma geç katılan oyunculardan dolayı ideal kadrosunu henüz kuramadı ama Okan Buruk’un artık alametifarikası olacak bir oyun sisteminin olması lazım. Bireysel yeteneklerle Süper Lig’de gol bulmak sıkıntı olmaz. Ancak Şampiyonlar Ligi arenasında yeteneğe, teknik adam taktik becerisinin eklenmesi lazım.
Trabzonspor taraftarları kusura bakmasın, bordo mavilerin şampiyonluk sonrası yaşadığı motivasyon kaybı devam ediyor. 38 yıllık hasretin bitmesiyle ‘görev tamamlandı’ havasına, geçen sezon girilmişti. Şampiyonlukta ciddi pay sahibi olan oyuncular gönderildi. Gelenler vasat isimlerdi. Ortaya bir başarı çıkmadı. Kurulan kadroya baktığımızda Trabzonspor’un şampiyonluk gibi bir amacı bulunmuyor. Galatasaray karşısında sahaya çıkan bordo mavili oyunculardan kaçı sarı kırmızılı formayı giyebilecek düzeyde? Veya üç büyükler, Trabzonspor’dan kaç oyuncuyu kadrosunda görmek için can atar? Trabzonspor bu kadro yapısıyla zirve mücadelesi verirse, bu kesinlikle teknik direktör Nenad Bjelica’nın başarısı olur.
Galatasaray, sezonun ilk büyük maçından üç puanı çıkardı. Golcüsü Icardi geçen sezon kaldığı yerden devam edip, iki golle galibiyetin mimarı oldu. Evet, skor 2-0 Galatasaray üstünlüğüyle bitti. Mücadele ve kalite olarak vasatı geçmeyen, tek taraflı bir müsabaka oldu.
Hakem mi? Tam bir faciaydı. ‘’Türkiye’den hakem çıkmaz.’’ tespitini gönül rahatlığıyla yapabiliriz. Bozuk saatin günde iki kez doğruyu göstermesi misali arada bir-iki iyi isim çıksa da genel olarak vasatın çok altında hakemler düdük çalıyor. Kısaca sonuç ne olursa olsun hakemleri bu sezon da konuşmaya devam edeceğiz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***