Mafyanın, uyuşturucu baronlarının, cinsel istismar suçlularının denetimli serbestlik kapsamında serbest kaldığı günlerde, silahlı saldırılar ve suç oranları artmaya başladı.
Dün saat 01:00 sıralarında, İstanbul’un Kağıthane ilçesinde uyuşturucu satıcılarının açtığı ateş sonucunda polis memuru Hakan Telli şehit olurken, aynı olayda vücuduna 4 kurşun isabet eden polis memuru A.Y.Ç. ağır yaralandı. 2007 yılında, İzmir’de göreve başlayan şehit polis Hakan Telli’nin geride gözü yaşlı biri 9, diğeri 12 yaşında 2 kız çocuğu kaldı.
Telli’yi hayattan koparan uyuşturucu tacirlerinin mensup olduğu çete Anucur adlı gruptu. Baskın yapılan evde, UZİ marka hafif makineli silah ve AK-47 tipi uzun namlulu silahlar vardı.
ÇETELER SOKAK ORTASINDA ÇATIŞTI, TUTUKLANAN OLMADI
Anucur çetesinin düşman olduğu bir başka suç örgütü vardı. Anucur ve Gündoğmuş çeteleri sık sık birbirlerine silahlı saldırı düzenlemişti.
Anucur ve Gündoğmuş çeteleri, geçen sene aralık ayında, yine İstanbul’un Kağıthane ilçesinde sokak ortasında silahlarını ateşlemiş, 25 yaşındaki Kuran kursu hocası Ramazan Aslan hayatını kaybetmişti. Olayın ardından yapılan operasyonda 25 şüpheli yakalanırken, AK-47 tipi uzun namlulu silah, 10 tabanca, 1 kilo eroin ele geçirildi. Anca sokak ortasında çatışan, masum bir vatandaşı hayattan koparan çete mensupları tutuklanmayıp haklarında ev hapsi uygulandı.
EV HAPSİNDE OLMASI GEREKENLER İSTANBUL’U SAVAŞ ALANINA ÇEVİRDİ
Ev hapsine alınan çete mensupları ise sokak ortasında çatışmaya, can almaya devam etti. 25 yaşındaki Aslan’ın ölümünden bir ay sonra, aynı çete mensupları, Haliç Köprüsü üzerinde birbirlerine ateş açtı. Saldırıdan 20 gün önce cezaevinden çıkan Cumali Aslan hayatını kaybederken, ev hapsinde olması gereken Doğukan K.’nın silahlı saldırıyı gerçekleştiren kişilerden olduğu belirlendi.
Yani polis katili olan çetenin mensupları, tutuklanmayıp denetimli serbestlik alıp ya da haklarında ev hapsi kararı verilip sokakları kana bulamaya devam ediyordu.
POLİS KATİLLERİ YILLARCA TÜRKİYE’DE SUİKASTLAR DÜZENLEDİ
Anucur çetesi gibi onlarca örnek vardı, bunlardan biri de hakkında yakalama kararı bulunan Sedat Peker’in gündeme getirdiği, suç örgütü lideri “Lotu Quli” lakaplı Azerbaycan vatandaşı Nadir Salifov’du.
Salifov da polis katili olmasına rağmen elini kolunu sallayarak Türkiye’de gezen, sınır dışı edilmesine rağmen yeni pasaportla ülkeye giriş yapan bir suçluydu.
Salifov’un suç örgütüyle, düşman olduğu çetenin sokak ortasındaki infazları da tıpkı, Hakan Telli’yi şehit eden Anucur ile Gündoğmuş gruplarının çatışmaları gibiydi.
AZERBAYCANLI SUÇ ÖRGÜTLERİ BİRBİRLERİNİ KURŞUNA DİZDİ
Ataşehir’de, Azerbaycanlı suç örgütü mensubu Elnur Gasımov, sokak ortasında, geçen yılın Aralık ayında kurşuna dizildi. Gasımov’a suikast düzenleyenler, Nadir Salifov’un örgütüne mensup kişilerdi. İstanbul’da güpegündüz gerçekleşen suikast, geçmiş yıllardaki husumete dayanıyordu. Saldırıyı düzenleyenlerin bağlantıları, yargı mensuplarına, iş insanlarına, hatta Saray’a kadar uzanıyordu.
Gasımov’un sokak ortasında infazı, Salifov ile Azerbaycanlı Rövşan Canıyev’in yıllar süren güç mücadelesine dayanıyordu. Rusya’da “Dede Hasan” lakaplı Aslan Usoyan’a suikast düzenleyen, “kellesi” için Rus mafyası tarafından para ödülü konan Canıyev, Türkiye’de ikamet ediyordu. Sahte kimlikle gezen Canıyev, Türkiye, Azerbaycan, Gürcistan ve Ukrayna’da suikastlar düzenlemeye devam etti.
Canıyev, Salifov’un adamı Ali Gamidov’a da suikast düzenleyen isimdi. Rus mafyasıyla birlikte Salifov da Canıyev’in peşine düştü. Canıyev, Beşiktaş’ta sokak ortasında UZİ silahlarla çapraz ateşe alındı ve 2016 yılında hayatını kaybetti.
MUSTAFA ÇALIŞKAN VE MEHMET AĞAR İDDİALARI
Dünyanın en zengin iş insanlarından Palmali Holding’in sahibi Mübariz Mansimov Gurbanoğlu, Canıyev’in cenazesini Azerbaycan’a özel uçağıyla götürdü. Mansimov, Canıyev’in cenazesi için özel uçağını tahsis ederken, Salifov’un yanında ise eski içişleri Bakanı Mehmet Ağar yer aldı.
Canıyev’in ölüm fermanını imzalayan Nadir Salifov bu süreçte yapılan operasyonla yakalandı. Ancak polis katili de olan Salifov, iddiaya göre Mehmet Ağar’ın, Berat Albayrak’a yakınlığıyla bilinen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ı devreye sokmasının ardından tutuklanmadı. Öte yandan Salifov, sınır dışı edilmesinin ardından Türkiye’ye tekrar geldi. Salifov’un Türkiye’ye gelmesinin sebebi ise Canıyev’in cenazesini özel uçağıyla Azerbaycan’a götüren Mübariz Mansimov’a suikast düzenlemekti. Mansimov bunu adli makamlara da taşımış, “Beni öldürmek için mafyayı kiraladılar. Ucuza anlaşmışlar benim ölümüm için 500 bin dolara anlaşmışlar” demişti. Ancak suikast gerçekleşmedi.
Aradan geçen 2 yılda Salifov uzun seneler yakınında olan koruması tarafından Antalya’da otelde öldürüldü. 2020 yılında öldürülen Salifov’un yakın korumasının ise Canıyev’in adamlarıyla irtibatta olduğu ortaya çıktı. Yani bir polis katili yıllarca Türkiye’de terör estirmişti.
Salifov için devreye girdiği iddia edilen, Mehmet Ağar ile bağlantılı olduğu öne sürülen Mustafa Çalışkan ise Ali Yerlikaya döneminde yeniden Emniyet’te etkin olmaya başlıyordu.
İsimler değişiyor ancak düzen değişmiyordu, suç örgütleri denetimli serbestlikle sokağa salınırken, polis memurları şehit oluyor, vatandaşlar çapraz ateş altında kalıyordu. Gazeteci Barış Pehlivan ise denetimli serbestlikten yararlandırılmıyor, 5. kez hapsediliyordu.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***