Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın İspanya’nın Toledo şehrinde yapılan Avrupa Birliği Dışişleri Bakanları Gayrıresmî toplantısına davet edilmediğini belirten Emekli Büyükelçi Selim Kuneralp, “Demek övündüğümüz stratejik değerimiz o kadar da büyük değilmiş” yorumunda bulundu.
X (Twitter) hesabından Hakan Fidan’ın AB toplantısına çağrılmadığını duyuran emekli Büyükelçi Selim Kuneralp, “Ve sonunda Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Toledo’daki AB Dışişleri Bakanları toplantısına çağrılmadı. Oysa Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba bugün Toledo’da. Demek övündüğümüz stratejik değerimiz o kadar da büyük değilmiş” ifadelerini kullandı.
2019 YILINDA GÜNEY KIBRIS TÜRKİYE’NİN TOPLANTIYA KATILMASINI VETOETMİŞTİ
Türkiye “Gymnich” olarak adlandırılan bu toplantılara en son 2019 Şubat ayında davet edilmişti. 2019 Ağustos’ta gerçekleşen toplantıya Türkiye’nin davet edilmesini dönemin Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulu, “Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki eylemleri” gerekçesiyle veto etmişti. Diplomasi kaynakları, ev sahibi İspanya ve Almanya vetonun kaldırılması için çaba harcadığını, ancak şu an Kıbrıs Rum Yönetimi Cumhurbaşkanı olan Nikos Hristodulu’nun vetoyu kaldırmadığı için Hakan Fidan’ın toplantıya davet edilmediğini belirtmişti.
Gazeteci Murat Yetkin, YetkinReport’ta yayımladığı yazısında, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın 30 Ağustos’ta İspanya’nın Toledo şehrinde düzenlenecek Avrupa Birliği (AB) Dışişleri Bakanları Gayrıresmî Toplantısı’na davet edilip edilmeyeceğini analiz etmişti.
Yetkin şu ifadeleri kullanmıştı: “Kıbrıs, Türkiye-AB ilişkilerindeki en ciddi sorun ama aynı ciddiyette bir sorun daha var. O da hukuk devleti, çoğulcu demokrasi, insan hak ve özgürlükleri konusu. Bu sorunun en somutlaştığı alanlar ise Türkiye’nin de kurucularından olduğu Avrupa Konseyi bünyesindeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM). Türkiye 2003-2004 sürecinde Meclis’te AK Parti-CHP işbirliğiyle AİHM kararlarının bağlayıcılığını Anayasaya koymuş olmasına rağmen 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişiminden bu yana bu konuda da gerilemeler görülüyor. Bunun en somutlaştığı davalar ise Osman Kavala (ve Gezi Davası) ile Selahattin Demirtaş’ın durumu.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***