GİRESUN – Fındıkta taban alım fiyatının 84 lira olarak açıklanmasına tepki gösteren Giresunlu fındık üreticileri, yeni taban fiyatının maliyetlerini bile karşılamadığını söyledi.
Karadeniz sahil kentlerinde fındık üreticilerinin hasada başlamasına sayılı günler kaldı. Fakat üretici her yıl olduğu gibi bu yılda birçok sorun ile bahçeye girecek. Fındıkta girdi maliyetleri geçen yıla göre en az 3 kat artarken, Cumhurbaşkanı Erdoğan Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) alım fiyatının 50 randıman Giresun kalite fındık için 84, levant kalite fındık için ise 82,5 lira olarak uygulanacağını açıkladı. Alımlarda her bir fazla randıman için kilogram başına ilave 1 lira 65 kuruştan başlayan prim verilecek. Tarım ve Orman Bakanlığı da üreticilere kilogram başına 2 lira 70 kuruş destekleme ödemesi yapacak.
Fakat 2022 yılında tonu 9 bin 200 lira olan üre gübrenin tonu, bu yıl 18 bin lirayı geçti. Yine bahçe ilaçlama ve altının temizlenmesinde kullanılan mazot ise geçen yıl Ağustos ayında 26 lirayken, bu yıl 36 liraya yükseldi. Bahçe altını temizlemek için tutulan işçinin günlüğü geçen yıl bin liraydı, bu sene 2 bin 500 liraya çıktı. Yine fındık toplama işçilerinin de günlükleri neredeyse iki katına çıktı. Üretici açıklanan fiyat ve bu girdi maliyetleri ile fındığın kendilerini geçindirmeyeceğini söylüyor.
Fındık taban fiyatına ilişkin Giresun Espiye ilçesinde fındık üreticileri ile konuştuk.
MALİYETİ KARŞILAMIYOR
Üretici Filiz Özen (55), açıklanan fiyatın yetersiz olduğunu söyledi. Girdi maliyetlerinin çok fazla olduğunu vurgulayan Özen, “Bahçenin altını temizlemek için günlük 2 bin 500 lira veriyoruz, fındık işçilerinin günlüğü 500-600 lira. 3 torba gübreyi bin 500 liraya aldım. Geçen sene 5 litre mazotu 50 liraya alıyordum. Bu sene 180 liraya aldım. Fiyatın en azından 100 lira olması lazımdı. Açıklanan fiyat maliyeti bile karşılamıyor. Fındık üreticisi bu maliyetler ve açıklanan fiyatla açlıktan ölecek” dedi.
‘BİR ÇOCUĞA BAKAMIYORUZ’
Üreticinin süründüğünü kaydeden Özen, “Markete gittiğim zaman çoğu şeyi alamıyoruz. Fındığın fiyatının daha yüksek olmasını ve güzel hayat şartları istiyoruz. Bizim de güzümüz gülsün istiyoruz. Ama gülmüyor. Okula giden çocuğumun cebine harçlık koymak istiyorum. Eskiden insanlar fındıkla geçinebiliyordu. Benim çocukluğumda babamların başka bir geliri yoktu ama 6 tane çocuğa fındıkla bakabiliyordu. Şimdi bir çocuğa bakamıyoruz. Ben 84 lira ile çocuk mu evlendireceğim? Gururlanarak ‘mağdur etmedik’ diyorlar. Ama biz mağduruz. Gelsin burada görsünler” diye konuştu.
‘ÜRETİCİYLE DALGA GEÇMEK’
Üretici Ahmet Haluk Önal (48) da fındıkta açıklanan fiyatın taban değil tavan fiyat olduğuna dikkat çekti. Serbest piyasada hiçbir zaman bu fiyatın yerini bulmadığını söyleyen Önal, yüzde 25 altında alım olduğunu aktardı. TMO’nun yetersiz kaldığını kaydeden Önal, “Hükümet de bu konuda gereğini yerine getirmiyor. Şikayetimizin gerekçesi çektiğimiz çilenin hiçbir zaman karşılığını alamamak. Yaptığımız yatırımın, verdiğimiz emeğin, harcadığımız mesainin hiçbir suretle karşılığını alamıyoruz. Karadeniz insanı olarak çeşitli pratik yöntemlerle maliyeti düşürmeye çalışıyoruz. Ama fındık 12 ay çalışmak isteyen bir ürün. Yabancı otları, toprağın işlenmesi, ayıklanması. Onun için verilen fiyat resmen üretici ile dalga geçmek” ifadelerini kullandı.
ALTERNATİF ÜRÜNLERE YÖNELME
Yine gübre ve ilaçlama giderlerinin de geçen yıla göre 4 kat arttığını belirten Önal, şöyle devam etti: “Hükümetten üretici yararına olumlu bir şey beklemiyoruz. Öyle bir ümidimiz yok. Ek gelirlerle kıt kanaat yaşamaya çalışıyoruz. Bu işten sadece tüccarlar kazanıyor. Devlet de onları destekliyor. Üretici maksimum zahmeti çekiyor, 1 verip 3 almaya değil, 5 verip 1 almaya uğraşıyor. Ek gelirlerimiz var. Yoksa fındık bizim için fantezi, spor oldu. Bu nedenle insanlar alternatif ürünlere yöneliyor. Salep, avokado gibi ürünler yetiştirilmeye başlandı. Fındık üreticisi ürünün hak ettiği değerin verilmesini bekliyor. FİSKOBİRLİK’in devreye girmesini bekliyor.”
‘TÜCCARIN GÖNLÜNÜ ALDI’
Üretici Hulusi Bilgin (63) de açıklanan fiyatın üreticiden yana olmadığı ve maliyet hesabı yapılmadan açıklandığını vurguladı. Bu fiyatın Karadeniz halkının değil, fındık tüccarlarının gönlünü almak için açıklandığını belirten Bilgin, “Mazotun 40 lira, bahçe altı temizliği günlüğünün 2 bin 500 lira olduğu yerde, fındık fiyatının 120 lirayı bulması gerekirdi. Aradaki farkı fındık tüccarları, fındık tekelleri alacak. Fındık bir günlük bir tarım değil. Bunların hepsini düşününce maliyeti çok fazla. Sadece fındık girdilerini değil, üreticinin günlük harcamalarını da hesaplamak gerekiyor. Fındığa verilen fiyat, Karadeniz halkını karalahanaya muhtaç etmektir. Onu da eğer bahçesi varsa” diye belirtti.
‘ÜRETİCİ FINDIĞI BIRAKIR’
“Bu fiyatlarla insanların geçinmesi zor” diyen Bilgin, “Bizim gençlik dönemimizde insanlar fındıkla çocuklarını evlendiriyordu, okula gönderiyordu, ev yapıyordu. Artık bu da bitti. Fındık üreticisi önünü göremez bir halde, yarını bilmeden yaşıyor. Fındık sadece ek gelir oldu. Fındığın yanında başka bir iş yapmak zorundayım. Fındık üreticisi olarak bahçemize sahip çıkmalıyız. Bu anlamda üretici örgütlenerek kendi kooperatifini kurmalı. Devlet fındıkta sübvansiyon tanımalı. Eğer bunu yapmazsa, üretici fındığı bırakır gider. Fındık üreticisi kendi bahçesinde fındık tüccarlarına, tekellerine çalışır oldu” diye konuştu.
MA / Tolga Güney
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***