Başakşehir Teknik Direktörü Emre Belözoğlu, teknik adamlığın futbolculuktan daha zor olduğunu belirterek, “Benim için dünya futbolunu değiştiren kişi Johan Cruyff‘tur” dedi. En büyük arzusunun Avrupa’da teknik direktörlük yapmak olduğunu söyleyen Belözoğlu, Galatasaray’ı çalıştırmayı düşünmediğini de belirtirken, “Ne benim Galatasaray’a ne de Galatasaray’ın bana ihtiyacı var. Benim gönlümdeki takım Fenerbahçe” ifadelerini kullandı.
Türk futbolunun efsane isimlerinden Emre Belözoğlu, Asist Analiz’in konuğu olduğu programda Fenerbahçe taraftarındaki dağılmışlığı görmenin kendisini üzdüğünü dile getirdi. Genç teknik adamın açıklamalarından bazı bölümleri şöyle:
“En büyük arzum Avrupa’da teknik direktörlük yapmak. Avrupa’nın teknik adam bazında baktığımızda çok geliştirici olduğunu düşünüyorum. Bazen olaylara Türkiye’den başka bakabiliyorsunuz, oradan başka bakabiliyorsunuz. Futbolcu olarak başardım, inşallah teknik direktör olarak da başarırım. Çok değerli teknik adamlar var ancak idol olarak görmüyorum kimseyi. Benim için dünya futbolunu değiştiren kişi Johan Cruyff’tur. Futbol adına, teknik adamlık adına, felsefe adına onu söyleyebilirim. Büyük fotoğrafta Cruyff’u söyleyebilirim.
“Türkiye’ye gelirken tercih yaptım”
Büyük sözler söylemek, büyük laflar söylemek doğru değil diye cevap vermiştim” daha önce… Benim Galatasaray’ı çalıştırmak gibi bir niyetim yok. Galatasaray’ın içinden yetişmiş Okan Buruk gibi başarılı bir teknik adam var. İleride inşallah Selçuk İnan, Arda Turan… Benim gönlümdeki takım Fenerbahçe. O gün verdiğim cevabı speküle ettiler. Ne benim Galatasaray’a ne de Galatasaray’ın bana ihtiyacı var. Zaten Türkiye’ye gelirken tercih yaptım ve bu tercihten çok mutluyum.
“Fenerbahçe tercihimden dolayı haddi aşan çok şey yaşadım”
Şu an Fenerbahçe’yi de çalıştırma gibi düşüncem yok. Başakşehir ile başarılı olup Avrupa gitmek istiyorum. Fenerbahçeli Emre oldum ben zaten… Yarın bir gün yollarımız kesişirse, bu Fenerbahçe olsun isterim. Fenerbahçe tercihimden dolayı haddi aşan çok şey yaşadım. Artık onlarla yaşamamayı öğrendik. Çok ağır hakaret olmadığı sürece kaldırmaya çalışıyorum. Yıllarca futbolcu olarak, teknik adam olarak hizmet ettiğim Fenerbahçe’de taraftar arasındaki dağılmışlığı görmek beni üzüyor.
Futbolculuktan daha zor. 25-30 tane genci idare ediyorsunuz. Türkiye’de bu mesleği icra etmek kolay değil. Futbola ve inşallah bir gün ülke futboluna katkı vereceğimden dolayı bu kararı aldım. Futbolcu olmak kolaymış, teknik direktörlük çok zormuş. Ailemde bu durumdan herkes şikâyetçi. Çocuklar şikayetçi, anneler babalar şikayetçi. Çok zaman ayıramıyorum onlara. Hayatımın merkezine futbolu koydum. Çalışma ortamında da kalitelendirilmiş zaman dilimim var ailemle geçirdiğim. Çok uzun olmasa da 1-2 saat bile olsa onlara ayırıyorum. 40 yaşından sonra hayata başka bakmaya başladım. Ailemle vakit geçirmek ve futbol bana yetiyor.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***